Tütün kanunu çıkmadan para yok

2000'li yılların IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen "Tütün kanunu çıkmadan para yok" diyordu. Aynı günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden de 15 günde 15 yasanın çıkarılması isteniyor ve çıkartılıyordu. Bu 15 yasadan en önemli olanlardan biri Şeker Yasası, diğeri Tütün Yasası idi. O günleri bir hatırlarsak sevgili okurlar; Kemal Derviş, "kurtarıcı" olarak Amerika'dan gönderilmiş ve tarımda destekleme sistemi değiştirilerek "doğrudan gelir desteği" uygulamasına geçilmişti. Tarım satış kooperatifleri tasfiye edilmiş, Ziraat Bankası'nın tarıma kredi vermesi adeta yasaklanmıştı.Tütüne ve şeker pancarına tahtitlerin getirildiği kanunla; o günlerde Türkiye'de 450 bini aşkın üretici yılda ortalama 160 bin ton tütün üretiyordu. Bugün tütün üretici sayısı 15 binin altında ve yıllık üretim 50 bin ton seviyelerinde. Türkiye ürettiğinden daha fazla tütünü ithal ediyor. Tütün ve alkol piyasası yüzde 90'ın üzerinde yabancıların elinde. Tütün Yasası çıkmadan önce Türkiye yılda ortalama 100 bin ton tütün ihraç ediyordu. Bunun çok büyük bölümü de Ege tütünüydü. Bugün ülke genelinde sadece 50 bin ton tütün üretiliyor. Tütün ithalatı ise 80 bin ton. Türkiye ürettiğinden çok daha fazlasını ithal ediyor. Bugünlerde ise Resmi Gazete'de yayınlanan ve imzalanan bir düzenlemeye göre AKP İktidarı, işlenmemiş tütün ithalatından alınan tütün fonu tutarını, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'na verilen Eylem Planı doğrultusunda 1.500 dolar/tondan 1.200 dolar/tona indirilmesine karar verdi. Bu karar ABD'li ve Avrupalı tütün üreticilerine özellikle yarayacak... Bu karar çerçevesinde Avrupa Birliği üyelik sürecinin aynı zamanda "Türk tarımını bitirme projesi" olduğu bir kez daha açığa çıktı. Türk çiftçisi Hükümetin 2014 yılının ilk uygulamasıyla da Avrupa Birliği üyelik sürecinin bedelini ödemeye devam ediyor.Yani anlayacağınız sevgili okurlar neresinden tutsanız ecnebi yararına düzenlenen  ve gün geçtikçe halkımızı fakirleştiren kanun ve kurallarla -yaşamak denirse- yaşamaya çalışıyoruz. Siz buna gönüllü kölelik de diyebilirsiniz. Bu gönüllü köleliği yarım asırdır yaşamaktayız. Son 10 yılını ise tavan yapmış bir şekilde yaşamaktayız. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e kulak verip iktidara taşımış olsaydık son 10 yılda hiçbir olumsuz tablo yaşamayacak, bir elimiz yağda bir elimiz balda olacaktık. Zenginliğin tadını doyasıya çıkaracaktık. Vatandaşlık maaşı alacaktık. Asgari ücrete talim etmeyecektik.Yukarıdaki yazı başlığındaki dayatmayı içinize sindirebiliyor musunuz Allah aşkına?! IMF bana emredecek, ürünlerime tahdit getirecek ve sıfır maliyetli parayı bana faizli satacak. Ben de buna evet diyeceğim! Bir insanın buna evet demesi için deli değil zırdeli olması lazım. Binlerce kez Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız bizlere "senyoraj geliri"ni anlatmadı mı? Ecnebinin parasına ihtiyacımız olmadığını, onlardan borç para almanın aptallık olduğunu anlatmadı mı? Ekonominin kitabını yazıp dünyaya deklare etmedi mi? 2005 yılından beri MEM'i uygulayan Rusya'nın geldiği nokta ayan beyan ortadadır...Bundan öteye vallahi söylenecek ne söz kalmıştır ne de mecal... Sabır taşı olsa idi inanın çatlardı... Bundan böyle yeter artık diyerek kendimize ve geleceğimize bir iyilik yapalım derim sevgili okurlar...İŞ AŞ HAYDAR BAŞ diyerek Nuh'un gemisine binelim...İnanın bu iş çooook basit hem de çooook basit... Vereceğiniz 1 'oy'a bakıyor... Unutma; sen yoksan 1 eksiğiz...