Ekonomi yetkilileri bir takım rakamlarla gerçekleri gizlemeye devam ediyorlar.
Son olarak Devlet İstatistik Enstitüsü(DİE) 2004 yılının 4. dönem işsizlik oranını açıkladı. Bu sefer belirlenen rakam yüzde 10, sayı olarak 2 milyon 428 bin kişi.
2003'ün 3. döneminde bu oran yüzde 9.5 idi.
Açıklanan bilgilere göre 2004 yılının 4. döneminde toplam istihdam 70 milyonluk Türkiye'de 21 milyon 870 bin kişi.
Bu istihdamın 11 milyon 416 bin kişisini ücretli ve yevmiyeliler, 6 milyon 356 bin kişisini kendi hesabına çalışan ve işverenler, şimdi buraya dikkatinizi çekmek istiyorum, 4 milyon 98 bin kişisini de ücretsiz aile işçileri oluşturdu.
Önemine binaen tekrar ediyorum, ücretsiz aile işçileri.
4 milyon küsur kişi hem işçi hem ücretsiz olarak gösteriliyor.
Nerede? Bir devlet kurumunun istatistik raporunda.
Ekonomi yönetimi bu rakamları baz alarak ve işsiz sayısını 2 milyon 428 bin kişi üzerinden hesaplayarak, bu rakamlara göre önlemler geliştirerek uygulamalar yapıyor.
Esasen, istenirse Türkiye'de "sıfır" işsizlik gösterilebilir.
Nasıl mı?
DİE rakamlarına göre açıklanan 2 milyon 428 bin işsiz "İş ve İşçi kurumlarına gidip gelmekle ve kara kara düşünmekle görevli ücretsiz işçiler" olarak adlandırılır ve böylece herkes iş sahibi kabul edilebilir.
Hatta ülkemize giren turistler, "ülkemizde gezip tozmakla görevli yabancı işçiler" olarak sınıflandırılıp işsizlik oranı "eksi" bile çıkarılabilir.
Hatta bu şekilde, anlamını bilmedikleri eksi enflasyon, yani deflasyon rakamlarına sevinip, pankartlarla ilan eden AKP belediyelerine de sevinmek için mazeret vermiş olurlar. Pankartlara da şöyle yazarlar "Dünya ilk defa eksi işsizlikle tanıştı."
Beyler alın size masa başı proje.
Problemleri çözmemek için birçok mazeret bulabilirsiniz, rakamlarla oynayabilirsiniz, ama sizin makamınız kötü gidişatı örtbas etmek değil, problemler daha da kangrenleşmeden çözüm bulmaktır.
Siz demiyor muydunuz, "iktidar mazeret mekânı değil, çözüm merciidir" diye?
Diğer bir mesele de, açıklanan DİE raporuna göre toplam istihdamın 7 milyon 201 bin kişisi tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılık sektöründe, 14 milyon 669 bin kişisi de tarımdışı faaliyetlerde bulunuyor.
2004 yılında, Türkiye Ziraat Odalar Birliğinin(TZOB) ifadelerine göre tarımda maliyetler yüzde 33 oranında arttı.
Üretilen ürünlerin çoğunun alım fiyatları ise maliyetlerinin altında oldu. Tarım köylüsü hem maliyetten gol yedi, hem de satıştan. Hem maliyet enflasyonunu yaşadı, hem de deflasyonu. Üstelik ucuz ithalat sebebiyle birçok yerli tarım ürünü de alıcı bulamadı ve çiftçinin elinde patladı.
Hayvancılık, ormancılık, balıkçılık sektörleri çok mu farklı? Hayır.
Peki, burada barındırıldığı söylenilen 7 milyon küsur kişi gerçekten işçi midir? Ürün yetiştirmemesi ürün yetiştirmesinden daha karlı noktaya geldiği bir dönemde tarım köylüsünü iş sahibidir diyebilir miyiz?
Kredi derecelendirme kurulu Morgan Stanley'in 2004 yılında raporunda "Türkiye'de her ne kadar işsizlik resmi olarak yüzde 9.5 olarak gösterilse de gayrı resmi olarak yüzde 19.5'dur" şeklinde belirtmişti.
İş müracaatında bulunamayan veya ümidini kesmiş gerçek işsizlerimizi de hesaba katarsak işsizlik reel olarak yüzde 40'lar seviyesindedir.
Hükümetimiz, "2.5 milyon işsiz var" şeklinde kabul ederek önümüzdeki üç yıl için 1 milyon 650 bin kişi istihdam hedefliyor.
Ülkemizdeki reel işsizliğin 10 milyonların çok çok üstünde olduğunu hesaba katarsak, ekonomideki kötü gidişattan dolayı bu rakamın katlanarak artacağı gerçeğini de buna ilave edersek bu hedef ne kadar komik değil mi? İşsizlik problemi ve ekonomik gidişat böyle mi çözülecek? Böyleyse vay vatandaşın haline.
Son olarak Devlet İstatistik Enstitüsü(DİE) 2004 yılının 4. dönem işsizlik oranını açıkladı. Bu sefer belirlenen rakam yüzde 10, sayı olarak 2 milyon 428 bin kişi.
2003'ün 3. döneminde bu oran yüzde 9.5 idi.
Açıklanan bilgilere göre 2004 yılının 4. döneminde toplam istihdam 70 milyonluk Türkiye'de 21 milyon 870 bin kişi.
Bu istihdamın 11 milyon 416 bin kişisini ücretli ve yevmiyeliler, 6 milyon 356 bin kişisini kendi hesabına çalışan ve işverenler, şimdi buraya dikkatinizi çekmek istiyorum, 4 milyon 98 bin kişisini de ücretsiz aile işçileri oluşturdu.
Önemine binaen tekrar ediyorum, ücretsiz aile işçileri.
4 milyon küsur kişi hem işçi hem ücretsiz olarak gösteriliyor.
Nerede? Bir devlet kurumunun istatistik raporunda.
Ekonomi yönetimi bu rakamları baz alarak ve işsiz sayısını 2 milyon 428 bin kişi üzerinden hesaplayarak, bu rakamlara göre önlemler geliştirerek uygulamalar yapıyor.
Esasen, istenirse Türkiye'de "sıfır" işsizlik gösterilebilir.
Nasıl mı?
DİE rakamlarına göre açıklanan 2 milyon 428 bin işsiz "İş ve İşçi kurumlarına gidip gelmekle ve kara kara düşünmekle görevli ücretsiz işçiler" olarak adlandırılır ve böylece herkes iş sahibi kabul edilebilir.
Hatta ülkemize giren turistler, "ülkemizde gezip tozmakla görevli yabancı işçiler" olarak sınıflandırılıp işsizlik oranı "eksi" bile çıkarılabilir.
Hatta bu şekilde, anlamını bilmedikleri eksi enflasyon, yani deflasyon rakamlarına sevinip, pankartlarla ilan eden AKP belediyelerine de sevinmek için mazeret vermiş olurlar. Pankartlara da şöyle yazarlar "Dünya ilk defa eksi işsizlikle tanıştı."
Beyler alın size masa başı proje.
Problemleri çözmemek için birçok mazeret bulabilirsiniz, rakamlarla oynayabilirsiniz, ama sizin makamınız kötü gidişatı örtbas etmek değil, problemler daha da kangrenleşmeden çözüm bulmaktır.
Siz demiyor muydunuz, "iktidar mazeret mekânı değil, çözüm merciidir" diye?
Diğer bir mesele de, açıklanan DİE raporuna göre toplam istihdamın 7 milyon 201 bin kişisi tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılık sektöründe, 14 milyon 669 bin kişisi de tarımdışı faaliyetlerde bulunuyor.
2004 yılında, Türkiye Ziraat Odalar Birliğinin(TZOB) ifadelerine göre tarımda maliyetler yüzde 33 oranında arttı.
Üretilen ürünlerin çoğunun alım fiyatları ise maliyetlerinin altında oldu. Tarım köylüsü hem maliyetten gol yedi, hem de satıştan. Hem maliyet enflasyonunu yaşadı, hem de deflasyonu. Üstelik ucuz ithalat sebebiyle birçok yerli tarım ürünü de alıcı bulamadı ve çiftçinin elinde patladı.
Hayvancılık, ormancılık, balıkçılık sektörleri çok mu farklı? Hayır.
Peki, burada barındırıldığı söylenilen 7 milyon küsur kişi gerçekten işçi midir? Ürün yetiştirmemesi ürün yetiştirmesinden daha karlı noktaya geldiği bir dönemde tarım köylüsünü iş sahibidir diyebilir miyiz?
Kredi derecelendirme kurulu Morgan Stanley'in 2004 yılında raporunda "Türkiye'de her ne kadar işsizlik resmi olarak yüzde 9.5 olarak gösterilse de gayrı resmi olarak yüzde 19.5'dur" şeklinde belirtmişti.
İş müracaatında bulunamayan veya ümidini kesmiş gerçek işsizlerimizi de hesaba katarsak işsizlik reel olarak yüzde 40'lar seviyesindedir.
Hükümetimiz, "2.5 milyon işsiz var" şeklinde kabul ederek önümüzdeki üç yıl için 1 milyon 650 bin kişi istihdam hedefliyor.
Ülkemizdeki reel işsizliğin 10 milyonların çok çok üstünde olduğunu hesaba katarsak, ekonomideki kötü gidişattan dolayı bu rakamın katlanarak artacağı gerçeğini de buna ilave edersek bu hedef ne kadar komik değil mi? İşsizlik problemi ve ekonomik gidişat böyle mi çözülecek? Böyleyse vay vatandaşın haline.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024