Gelin, ülkemizin son altı ayını bir değerlendirelim. AKP, 7 Haziran seçimlerinden tek başına iktidar olarak çıkamayınca koalisyon görüşmeleri başladı. 2 ay boyunca devam eden görüşmelerden bir hükümet çıkamadı. Tabii MHP'nin de bu sonuca katkısını unutmamak gerekir. Ardından alınan seçim kararı ve eşzamanlı olarak başlayan terör olayları? 1 Kasım'da tekrar seçime gidilirken AKP bütün seçim propagandasını tek başına iktidarın gerekliliği üzerine kurdu. Halka sürekli bunu empoze etti. "Koalisyon kurulamıyor. Ortak bir müşterekte buluşamıyoruz. Muhalefet taşın altına elini koymuyor. Bakın! Tek başımıza iktidar olamadık. Nasıl da dolar bir anda fırladı, terör hortladı! Bu sefer de aynı hatayı yaparsanız her şey daha da kötüye gider" diyerek bunu işledi. Güneydoğudaki olaylar, sokağa çıkma yasakları, Ankara'daki patlama da bu fikri pekiştirdi. Sonuçta AKP, tekrar çoğunluğu alarak tek başına iktidar oldu. Birkaç gün içinde hükümet kuruldu, bakanlar görevlerinin başına geçti.
Şu an Aralık ayının sonuna geliyoruz. 1 Kasım seçiminin üzerinden neredeyse iki ay geçti. Peki, ne oldu? Güneydoğudaki durum daha da sarpasardı. Yayın yasağı olduğu için haberlerde çok az bir kısmını görebilsek de o bölgedeki arkadaşlarımızla görüştüğümüzde durumun görünenden çok daha vahim olduğunu anlıyoruz. Sokağa çıkma yasağı olan ilçeler 1?2 iken şimdi 6?7'ye çıktı. İnsanlarımız akın akın başka illere göç ediyorlar. Evlerini barklarını terk etme noktasına geldiler. TEOG sınavının yapılamadığı yerler oldu. Bazı bölgelerde memurlara süresiz izin verildi. O topraklardan çekiliyoruz sanki. Adım adım bölünmeye gidiyoruz. Birkaç ay sonraki durumu hayal etmek bile ürkütüyor insanı?
Ayrıca Rus uçağını düşürdük, savaşın eşiğinden döndük ama ticari ilişkilerimiz sıfır noktasına geldi. Rusya'ya sattığımız tarım ürünleri elimizde kaldı. Otellerimiz boşaldı. Çünkü ülkemizi ziyaret eden yabancı turistlerin % 70'i Ruslardı. Rusya, Türk vatandaşlarına yeniden vize uygulamasına başladı. Rusya ile çalışan işadamlarımız zor durumda. Doğalgazımız her an kesilebilir. Bu kış günü soğukta kalabiliriz ve üstelik elektriğimiz de doğalgaza bağlı ki böyle bir durumda sağlıktan adalete bütün resmi dairelerde sistemler çöker ve bilgisayarlar çalışmayacağı için hiçbir işlem yapılamaz hale gelir. Elbette ki alternatif çözüm arayışları var ama maalesef hiçbiri gerçekçi değil.
Öte yandan, Irak topraklarını işgal ettik. Irak merkezi yönetimi 'çekilin, bu savaş sebebidir' demesine rağmen inatla çekilmedik. Ta ki Başkan Obama çekilmemizi isteyene kadar?
Ekonomiye göz atacak olursak, Ruslar piyasadan çekilince tekstil sektörü zora girdi. Dolar 3 lira. Tarımdaki sıkıntı, çiftçinin zararı asıl önümüzdeki yıl ortaya çıkacak. FED faiz arttırdı. Büyük bir ekonomik kriz kapıya geldi dayandı.
Aslında daha da söylenecek çok şey var ama ne diyelim? İyi ki tek başına iktidar olan bir hükümetimiz var. Allah (c.c.) muhafaza, ya koalisyon olaydı, ne yapardık?
Şu an Aralık ayının sonuna geliyoruz. 1 Kasım seçiminin üzerinden neredeyse iki ay geçti. Peki, ne oldu? Güneydoğudaki durum daha da sarpasardı. Yayın yasağı olduğu için haberlerde çok az bir kısmını görebilsek de o bölgedeki arkadaşlarımızla görüştüğümüzde durumun görünenden çok daha vahim olduğunu anlıyoruz. Sokağa çıkma yasağı olan ilçeler 1?2 iken şimdi 6?7'ye çıktı. İnsanlarımız akın akın başka illere göç ediyorlar. Evlerini barklarını terk etme noktasına geldiler. TEOG sınavının yapılamadığı yerler oldu. Bazı bölgelerde memurlara süresiz izin verildi. O topraklardan çekiliyoruz sanki. Adım adım bölünmeye gidiyoruz. Birkaç ay sonraki durumu hayal etmek bile ürkütüyor insanı?
Ayrıca Rus uçağını düşürdük, savaşın eşiğinden döndük ama ticari ilişkilerimiz sıfır noktasına geldi. Rusya'ya sattığımız tarım ürünleri elimizde kaldı. Otellerimiz boşaldı. Çünkü ülkemizi ziyaret eden yabancı turistlerin % 70'i Ruslardı. Rusya, Türk vatandaşlarına yeniden vize uygulamasına başladı. Rusya ile çalışan işadamlarımız zor durumda. Doğalgazımız her an kesilebilir. Bu kış günü soğukta kalabiliriz ve üstelik elektriğimiz de doğalgaza bağlı ki böyle bir durumda sağlıktan adalete bütün resmi dairelerde sistemler çöker ve bilgisayarlar çalışmayacağı için hiçbir işlem yapılamaz hale gelir. Elbette ki alternatif çözüm arayışları var ama maalesef hiçbiri gerçekçi değil.
Öte yandan, Irak topraklarını işgal ettik. Irak merkezi yönetimi 'çekilin, bu savaş sebebidir' demesine rağmen inatla çekilmedik. Ta ki Başkan Obama çekilmemizi isteyene kadar?
Ekonomiye göz atacak olursak, Ruslar piyasadan çekilince tekstil sektörü zora girdi. Dolar 3 lira. Tarımdaki sıkıntı, çiftçinin zararı asıl önümüzdeki yıl ortaya çıkacak. FED faiz arttırdı. Büyük bir ekonomik kriz kapıya geldi dayandı.
Aslında daha da söylenecek çok şey var ama ne diyelim? İyi ki tek başına iktidar olan bir hükümetimiz var. Allah (c.c.) muhafaza, ya koalisyon olaydı, ne yapardık?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020