Yalancı deccallar

Hadis-i şerifte Peygamber efendimiz, "Ahir zamanda sayıları otuza yakın yalancı deccallar türemedikçe kıyamet kopmaz." (Tirmizî) buyurmaktadırlar…

"Ahir zamanın ulema taslakları, gök kubbenin altındaki insanların en şerlileri olacaktır. Fitne onlardan baş gösterecek ve yine onlara dönecektir." (Gümüşhanevî, Ramuz, 2/3741).

"Bunların lafları güzel, Kur'an okumaları mükemmel olacak; lakin Kur'an'ın ölçüleri hançerelerinden (boğazlarından) aşağı inmeyecek. Onlar, okun yaydan çıktığı gibi İslam'dan çıkacaklar. Bunlar, insanların en şerlileridir" (Ebu Davud, 31/4765; Müslim, Zekat, 143-148).

"İslamcı kamuflajlı deccallar türeyecek; bunlar hakkı bâtıl, bâtılı ise hak gösterecekler. Bunların çabalarıyla Ümmet-i Muhammed bölük bölük müşriklere, Hıristiyanlara ve Yahudilere iltihak edecektir." (Buhari, Fiten, 26; Müslim, İmaret, 170; Ebu Davut, Fiten,1)

Deccal, "çok yalancı, aldatıcı, hilekâr" manasına gelmektedir. Kıyamete yakın bir dönemde çıkıp İslâm dinini ve ümmetini ifsat edip kötülüklere sürükleyecek olan ve aynı zamanda kıyametin alametlerinden biridir deccal…

Hadislerin verdiği habere göre irili ufaklı deccallar şu an kol gezmekte ve milleti büsbütün ifsat etmektedir, tek sermeyesi de yalandır… 

Yalan ve yalancılık şu an ülkemizde zirvededir. Bütün bir insanlık şu an yalana yani deccallara teslim olmuş durumdadır. Yalanın ve yalancının hâkim olduğu, el üstünde tutulduğu, doğru söyleyenlerin ise kabul edilmeyip dışlandığı bu vasatta Allah, bu millet üzerinden rızkını ve bereketini almış durumdadır. Türk milleti şu an ilk çağ şartlarını yaşamaktadır. "Barınma ve beslenme" derdinde aç ve sefildir…

Müslüman yalan ve yalancı olamaz, yalanı alkışlayamaz ve yalanın peşinden gidemez. Yunus suresi ayet 100'de Cenab-ı Hakk, "Aklını kullanmayanların üzerine gökten pislik yağdırırım" buyurmaktadır. Millet bugün pisliğe bulanmıştır. Bir de buna cahilliğini eklerseniz vahameti siz düşünün. Akletmeyen, bir düdükle yönlendirilen sürüler topluluğu…

İman doğruluk üzerine, küfür ise yalan üzerine kuruludur. Hz. Peygamber Muhammed Mustafa (s.a.a) denince akla ilk gelen hiç şüphesiz "Muhammedü'l-Emin" olmasıdır.

Hz. Peygamberin "sözüyle, özüyle, fiiliyle emin, güvenilir Muhammed" şeklinde meşhur olması bize çok şey anlatmaktadır.

Yalan, günahların en çirkini, ayıpların en fenası, kalpleri karartan bütün kötülüklerin başıdır.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

* Mümin, her hataya düşebilir, ama hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez.

* Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise Cehenneme götürür.

* Daima doğruluğu araştırın; doğrulukta helâkinizi görseniz bile. Ancak muhakkak ki doğrulukta sizin kurtuluşunuz vardır.

* Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür.

* En büyük günah, yalan yere yemin etmektir.

Rabbim bizleri ahir zaman fitnesinden ve sermayesi yalan olan deccallardan korusun…