Dünyanın nüfusu her geçen gün artıyor. Bazı yerlerde bu gelişme ciddi bir tehlike olarak görülüp bir takım tedbirlerin alınmasına neden oluyor. Ama durum değişmiyor. İnsanların sayısı gittikçe çoğalıyor.Ülkemizde de böyle. Uzun bir zamandan beri sürdürülen propagandalara, nüfus planlaması faaliyetlerine rağmen, gittikçe artan bir nüfusumuz var. Aslında amacımız nüfus ve nüfus artışı meselesi çerçevesinde bir yazı kaleme almak değil. Maksadımız farklı.Sayımızın bu kadar artmasına rağmen, gittikçe yalnızlaşmamız asıl hedefimiz.Ne ilginç bir durum değil mi?Nüfus arttıkça, metrekareye düşen insan sayısı da artıyor. Nüfus yoğunlaşıyor yani. Bu birbirimize gittikçe yaklaşıyoruz demek. Yani sokaklarımızda daha çok insan dolaşıyor, işyerlerinde, okullarda daha çok insan var. Haklı olarak şu sorunun sorulması gerekiyor bu durumda; 'nasıl oluyor da birbirimize bu kadar yaklaşıyorken, yalnızlaşıyoruz?'Çok önemli bir soru.'Ah nerede o eski günler' diye başlayan cümlemi sonraya bırakıyorum. Çünkü eskiden böyle değildik. 'Eskiden nüfusumuz azdı da ondan' diyenler olabilir ama bu kolaycılığa kaçmak, asıl problemden uzaklaşmak olur.Kısaca, iş o kadar da basit değil.Benmerkezci bir hayat anlayışını benimsemek, sonu yalnızlığa giden bir yolu tercih etmektir, bir kere bunu tespit edelim. Paylaşmadan uzak, menfaat ve çıkarların elde edilmesine indirgenmiş bir hayat anlayışıdır bu. Bu öyle bir noktaya gelir ki; insanın en yakınları dahi potansiyel bir tehlikeye dönüşür. Çünkü yakınların menfaatlere ortak olma ihtimalleri vardır ve bu asla kabul edilebilir bir şey değildir.Bu insan tipi menfaatleriyle, ihtiraslarıyla yaşar, dolayısıyla yalnızdır. Çevresindekiler menfaatlerine dokunmadıkları sürece bulundukları konumda kalabilirler. Veya menfaatlerine hizmet edenler yakınında kalmalıdır. Bakmayın bunun bir birliktelik gibi gözükmesine, bu düpedüz yalnızlıktır.İşyerinde böyledir, arkadaşlıkları -burada arkadaş kavramını mecbur olduğumuz için kullandık çünkü ortada bir arkadaşlık yokturıa bu esas üzerine kurulur, hatta aile içinde bile böyledir. Aile içi ilişki, sıcaklıktan uzak, samimi olmayan, her an kopmaya hazır artık bir formaliteye dönüşmüştür. Kısaca birlikteliğin en güzelinin yaşanacağı yer olan ailede bile yalnızlık vardır.Burada eşler kendi dünyalarına savrulmuşlardır, müşterekleri yoktur. Var olan müşterekler de birer formalitedir. Çocuğun durumu ise daha vahimdir. Onun için hazırlanan odasında, bilgisayarında yalnızlığına çare aramakla meşguldür.Bu acı fotoğraf bize şunu dedirtmiyor 'vay demek böyle insanlar var'. Bu problemden uzak olsaydık bu tepkiyi vererek şaşkınlığımızı ifade edecektik. Ama öyle değil.Anlayacağınız problemin tam ortasındayız.Peki bu hale nasıl geldik?Birkaç yüzyıldır herşeyimizi ithal ediyoruz. İthal kültür, ithal ekonomi, ithal ahlak, ithal hayat tarzı. Hiçbir sansüre tâbi tutmadan bütün bunları ve daha fazlasını ithal ediyoruz. Bize ait olmayanı, bize yakışmayanı ve maalesef bizim sonumuzu hazırlayan her şeyi ithal ediyoruz.Batının benmerkezci, kapitalist, vahşi yalnızlığını da ithal ettik maalesef. Sonuç?Sonuç ortada. Artık biz de yalnızlığa sürükleniyoruz. Belki de pekçoğumuz bu batağın içinde.'Ah nerede o eski günler'le başlayan cümlenin tam yeri aslında. Fakat yazımızı daha fazla uzatmanın da alemi yok. Onu da nasipse yarına bırakalım.
Okan Egesel / diğer yazıları
- Hz. İnsan’a… / 20.04.2020
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018