Yaşam bir tesadüf değil yaptıklarımızın aynasıdır

Standart Poor’s (merkezi New York’ta bulunan uluslararası kredi değerlendirme kuruluşu) Türkiye’nin görünümünü “durağan”a çevirdi. Haliyle Erdoğan için bu kabul edilemezdi. Çünkü Erdoğan’a göre Türkiye hep büyüyordu. Artık Türkiye denilince Erdoğan, kimleri ve hangi coğrafi alanı anlıyor bilemiyorum!
Bu kredi derecelendirme kurumuna biz, kendi isteğimizle kayıt olduk ve bu kurum merkez bankası verilerini baz alarak bir değerlendirme yapıyor. Ama dedik ya, Erdoğan’ın hoşuna gitmedi bu durağanlık. Bir kere AKP’nin sloganına ters; Durmak yok…
Haliyle Başbakanın söyleyecekleri vardı… Yatırım Danışma Konseyi’nin (YDK) 7. Toplantısı’nda her zamanki taktiği kullandı. İthalat rekorları, cari açık rekorları arka raflarda ama ihracat rekorları dilden düşmüyor. Türkiye’ye şu kadar milyar dolar yatırım çektiklerini anlatan Erdoğan, bu yatırım (!) için gelenlerin ne kadar götürüm yaptıklarına hiç değinmiyor. Ve hedef her zaman ki gibi 2023. Artık kim sağ, kim ölü.
(Bu derecelendirme kurumunu ve bu anlayışta olanları kasteden) Başbakan, Türkiye’ye uğramayanların hükümete haksızlık yaptıklarını, mesnetsiz iddia peşinde olduklarını vs. anlattıktan sonra kendi Türkiye’sini anlatıyor;
İşte Erdoğan’ın Türkiye’si; Çin’den sonra en çok büyüyen ülke. 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelir hedefi olan artı milli gelirini de dolarla hesaplayan bir ülke. Böylece dünyada ilk ona girme hedefi olan bir ülke. Haliyle bu hayallere birileri haksızlık yapamaz.
Sonra Erdoğan diyor ki; Ben hükümet olduğumda 3 bin 500 dolar olan kişi başına düşen geliri 3 kat artırdım ve 10 bin 444 dolara çıkarttım, diyor. Sonra Erdoğan’a göre Türkiye’de Erdoğan’dan önce satın alma gücü paritesini 8 bin 700 dolardan 16 bin 500 dolara çıkarmış. Yani milletin alımı bayağı artmış… Alabiliyor musunuz? Yediniz mi bu rakamları? Yediniz, yediniz. Yoksa yüzde 50 AKP nasıl olurdu.
Erdoğan; Sen kişi başı 10 bin, aile olarak (4 kişi) 40 bin dolar alıyorsun, diyorsa cebine değil Erdoğan’a inanıyorsun. Bir kere inandın ya, inkârda edemiyorsun. Durmak yok açlığa, yokluğa, sefalete devam. Kızım nerde? Oğlum nerde? Bulursun bir yerde!
Hükümetin çift vatandaşlı Ekonomi Bakanı Şimşek’in canlı bir olayını yazalım. Bakalım Türkiye içerden nasıl görünüyor!
10 numara yağı biliyorsunuz. Ucuz, kalitesiz. Hem aracı bitiriyor hem de geçtiğimiz aylarda olduğu gibi insan hayatını. Kim kullanır bu tehlikeli maddeyi? Parası olmayan, az parayla çok para kazanmak isteyen haliyle…
Türkiye’nin en işlek yolu hangisi? İstanbul, Ankara. İşte haber…
“15 gün önce karayoluyla İstanbul’dan Ankara’ya dönen Bakan Şimşek’in (Ekonomi Bakan) Bolu Dağı’ndaki tesislere geçmek için otoban ayrımında eski yolda, hiç olmadığı kadar fazla sayıda 10 numaralı yağ tabelasının bulunması dikkatini çekti.
Telefonu ile 10 numara yağa ilişkin tabelaları görüntüleyen Şimşek’in fotoğrafları, Maliye Bakanlığı yetkililerine göndermesi ve “Bu işe hemen el atın’” talimatı üzerine, önceki gün eş zamanlı denetimler başlatıldı.”
Bu işe hemen el atın… İstikrar sürsün Türkiye büyüsün, mantığı bu olsa gerek…
Türkiye’de ne mi oluyor?
“Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden çocuk ayağı takılıp düşüyor ve canı yanıp “ahhhh” diye bağırıyor.
İleride bir dağın tepesinden “ahhhh” diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor.
 Merak ediyor ve “Sen kimsin?” diye bağırıyor. Aldığı cevap “Sen kimsin?” oluyor.
Aldığı cevaba kızıp “Sen bir korkaksın!” diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses “Sen bir korkaksın!” diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp; “Baba ne oluyor böyle?” diye soruyor.
“Oğlum! der babası, “Dinle ve öğren!” ve dağa dönüp “Sana hayranım!” diye bağırıyor. Gelen cevap “Sana hayranım!” oluyor. Baba tekrar bağırıyor, “Sen muhteşemsin!” Gelen cevap; “Sen muhteşemsin!”.
Çocuk çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor. Babası açıklamasını yapıyor:
“İnsanlar buna yankı derler, ama aslında bu yaşamdır. Yaşam, daima sana, senin verdiklerini geri verir. Yaşam, yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli ol! Saygı istiyorsan, insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan, sen de daha sabırlı olmayı öğren. Bu kural, yaşamımızın bir parçasıdır, her zaman geçerlidir.”
Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.