(...dünden devam)
Tam bağımsız olmak lafla değil, ortaya koyacağınız aksiyonla olur.
Biz bağımsızız diyerek bağımsız olunmaz…
İlk olarak bugüne kadar nelerin yapılamadığını ortaya koyarsak, nelerin yapılması gerektiğini de ortaya koymuş oluruz. Ne kadar bağımsız olup olmadığımızı da görmüş oluruz.
1- Türkiye'de siyaset yapmak için, ABD ve AB devletlerini memnun etmeye veya onları ikna etmeye çalışıyor, devlet olarak istediğinizi yapıyor ama istemediğinizi yapmak zorunda kendinizi hissediyor ve yapmak zorunda kalıyor iseniz, siz siyasi olarak tam bağımsız değilsiniz.
2- Devletin gelirlerini vergi ve borç bulmaktan ibaret olarak kabul ediyor ve sürdürülebilir borçlanmayı başarı olarak görüyorsanız, yerli üretimin olduğu her alanda, yerli üreticiyi yabancı üreticiye karşı koruyamıyor ve ezdiriyorsanız, siz tam bağımsız olamazsınız.
3- Tarım ve hayvancılık gibi stratejik sahalarda dışa bağımlı hale gelmiş iseniz, en kârlı ve en stratejik şirketlerinizi, özel veya tüzel kişilik olarak işletemiyor, özelleştirme adı altında yabancılara devrediyor iseniz, siz tam bağımsız olamazsınız.
4- Kendi yeraltı kaynaklarınızı işleyerek bir katma değer üretemiyor, ham olarak satıyorsanız ve kendinizi yabancı bir yatırımcıya muhtaç hissediyorsanız, siz tam bağımsız değilsiniz.
5- Dış politikanızda kutsal yalnızlıktan kurtulup, başta sınır komşularımız olmak üzere bölgede "Yurtta sulh Cihanda sulh" prensibini hayata geçiremiyor, menfaat birlikteliğini oluşturamıyor iseniz toprak bütünlüğünüzü ve güvenliğinizi sağlayamazsınız.
6- Osmanlı'nın bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarının, dini yorum ve bölgesel farklılıklarını zenginliğe dönüştüremiyorsanız, siz toplumsal barışı sağlayamazsınız ve tam bağımsız olamazsınız.
7- "Ne Mutlu Türküm Diyene" ifadesini doğru kavrayamıyor ve buradan bir mikro milliyetçilik, bir şovenizm çıkarıyor iseniz, siz içeride birliği sağlayamazsınız, korumasız kalırsınız ve tam bağımsız olamazsınız.
8- Doğan her çocuğu, her bir ev hanımını, her emekli bireyi, ekonominin sırtında bir yük olarak görüyorsanız, sosyal devlet görevini yerine getiremezsiniz ve siz tam bağımsız olamazsınız.
9- Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti anlayışını, yasama, yürütme ve yargının tam bağımsızlığı ilkesi üzerine inşa edemiyor ve bu milletin özgür ve özgün rengini veremiyor, dışarıda rol model devlet arayışında iseniz, siz tam bağımsız olamazsınız.
10- Hepsinden önemlisi, ekonomisini borçlanmadan büyütebilecek, gelir dağılımındaki adaleti sağlayabilecek, her bir vatandaşının işini ve aşını verebilecek, bir ekonomi modeline sahip değilseniz, daha doğrusu Milli Ekonomi Modeli'ni bilmiyor ve uygulayacak kadrolardan mahrumsanız, siz asla tam bağımsız olamazsınız.
O zaman Millet olarak kendimize ve ülkeyi idare edenlere soracağımız en temel soru; Sorunları çözecek projeleriniz nelerdir ve bu projeleri borçlanmadan hayata geçirecek kaynağı nasıl üreteceksiniz, olmalıdır.
Bu soruların cevabını, ithal, tercüme akılla ve kapitalist ekonomiyle asla bulamazsınız. Bu bir sistem işidir ve sistemi bilecek yetişmiş kadro işidir.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş; Prof. Dr. Haydar Baş hocamın yetiştirdiği kadroların tecrübelerinden de istifade ederek, gençlerle, gençlerimizin hayalini gerçekleştirecek gerçek bir hikâye yazacaktır ve yazmaya da başlamıştır. Bu hikâyenin kahramanları, gerçek kişileri Türk milletinin her bir bireyidir. Bu milletin hiçbir ferdini dışarıda bırakmadan, dışlamadan ve her birine dokunarak yazılan Tam Bağımsız Türkiye hikayesinin, Hüseyin Baş'la nasıl bir kurtuluş senaryosuna dönüşeceğini hepimiz göreceğiz. Buna bir istiklal mücadelesi de diyebiliriz.
Türkiye, seçimlerin kaderini değiştirecek ve ülkenin geleceğinde aktif rol alacak genç nüfusuyla, yeraltı kaynaklarının ARGE'sini yapacak bilimsel yeterliliği ile, her türlü dayatmalara, sömürüye, kullanılmaya baş kaldıracak Hoş Geldin Atatürk iradesiyle, bölgesel farklılıklarımızı zenginliğe dönüştürecek Ehl-i Beyt kültürüyle, Ulusal-Mili parayı hâkim kılarak borç batağından hem bizi, hem de devletimizi kurtaracak Milli Ekonomi Modeli'yle, bunu başaracak tarihi birikimiyle, hayata geçirecek genç potansiyeli ile, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yetiştirdiği kadro mirasıyla ve yeni, genç, dinamik, donanımlı, çözümün kucağında yetişmiş, BTP Genel Başkanı hukukçu Hüseyin Baş'la, bunu başaracaktır.
Bu kutlu yürüyüş başlamıştır. BTP Genel Başkanı Hukukçu Hüseyin Baş, Türk devletinin hayalini gerçekleştirecek enerjiye, potansiyele, donanıma, elinde hazır bulunan çözüme, o çözümü uygulayacak kadroya sahiptir. Yeter ki biz millet olarak, ön yargılarımızdan kurtularak, ülkemizin ve kendimizin geleceğini düşünerek hareket edelim. O zaman yolun bizi kendiliğinden Hüseyin Baş'a çıkaracağını göreceksiniz.
BTP kadroları bu işi çok iyi biliyor ve BTP, Genel Başkanı Hukukçu Hüseyin Baş'la, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kâinat devleti yapabilecek ve dünyaya örnek olmaya hazır donanımda, kararlılıkta olduklarını, izleyenlere bu sinerjiyi verdiklerini, 5. Olağanüstü Kongre ile katılan herkese yaşatmıştır.
Hep beraber hayalimizi gerçekleştirmek için, yeniden Tam Bağımsız Türkiye için, Hukukçu Hüseyin Baş'la sonuna kadar beraber olmaya ben varım, siz de var mısınız?
- Zulme baş kaldırmak sistemle olur / 19.11.2023
- Hamaset mi, çözüm mü? / 16.11.2023
- Asıl hedef Türkiye! / 06.11.2023
- Sahi siz kimsiniz, Sayın Önkibar? / 08.05.2023
- Yeni Mesaj’la çeyrek asır / 01.12.2022
- İslam’ı yaşamak, Ehl-i Beyt’i anlamaktan geçer / 04.08.2022
- Gadir-i Hum bayramını anlamak / 18.07.2022
- Bermuda ekonomi üçgeninden kurtulmanın yolu / 02.12.2021
- Böyle bir şey olabilir mi, biz neyi tartışıyoruz? / 01.12.2021