Yezitler kıtalar dolaşıyor

Mervan b. Hakem Hz. Hüseyin Efendimize gelerek YezİT'e biat etmesini söyler. İmam (a.s) cevaben şöyle buyurur: "İnna Lillahi ve inna ileyhi raciun. Müslümanlar YezİT gibi bir hükümdara düçar olduğunda artık İslam'la vedalaşmak gerekir."

Allah'ın övdüğü, yücelttiği, tertemiz kıldığı ve imam tayin ettiği bir insan azılı bir imansıza nasıl biat edebilir? O YezİT ki, Mesudi'nin Müruc'uz-Zeheb adlı eserinde şöyle tasvir edilmektedir: "YezİT'in sireti firavunluk siretiydi. Hatta Firavun, yönetiminde ondan daha adil idi. Onun saltanatı İslam için büyük bir utanç kaynağı oldu. Şarap içmesi, Hz. Peygamberin oğlunu şehit etmesi, Hz. Ali'ye lanet okutması, Kâbe'yi yıkıp tahrip etmesi ve çok kan dökmesi, özellikle Medine halkını katliama tabi tutması, sayısız fısk ve fücurları gibi bir çok iğrenç amelleri onun bağışlanmayacağını göstermektedir."

Kerbela'yı anlayabilmek için Ebu Sufyan, Muaviye ve Yezit şer üçlüsünü iyi anlamak gerekir. Bu imansız şer üçlüsünü sadece lanetlemekle işin içerisinden çıkamayız. Fırat'ın kıyısında insanlara bir yudum suyu çok görüp, bir avuç insanı binlerce askerin okuna, kılıcına hedef yaparak hunharca soykırıma tabi tutmak ancak küfürle ve imansızlıkla izah edilebilir. 

Bu şer üçlüsü İslam'ın en kutsal gördüğü Ehl-i Beyt'ten öç alan Allah düşmanıdırlar. İktidar hırsının yol açtığı değer tanımazlığın, kutsal bilmezliğin nasıl zalimleşebileceğini görürüz Kerbela'da…

"Marufu emretmek, münkerden nehyetmek ve ceddimin yolunda gitmek için kıyam ediyorum." diyecektir İmam Hüseyin Efendimiz…

Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın İmam Hüseyin eserinin önsözünden okuyoruz: "Kısaca kıyam, helalin haramla birlikte yaşandığı bir zamanda, doğruların ortaya çıkması için gerçekleştirilmiştir. Hz. Hüseyin bilerek ölüme gitmiştir. İmam Hüseyin'in bilerek ölüme gitmesinin asıl sebebi, kendisine naspedilen imamet makamıdır. İmamet makamının mutlak sahibi olmasından ve kendisinin dışındakilerin mutlak bâtıl olmasındandır. Naspedilmiş İmam'ın, subutu ve ispatı bu yoldaki şahadetidir. O bakımdan onun dışında kalanların tamamı bâtıldır. Sünni diye ifade edilen görüşlerin, imameti Hz. Hüseyin'in dışına ve karşısındakilere taşımaları bâtıl bir görüştür. Mutlak ve naspedilmiş imam, Hz. Hüseyin'dir. O, devrin Peygamber halifesidir."

Hz. Hüseyin'in Kerbela direnişi insanlık için vazgeçilmez olan ahlak, adalet, eşitlik, özgürlük, paylaşma ve direnme kültürünü geleceğe taşımıştır. Korkunun, entrikanın, bâtılın ve yalanın karşısında cesaretle duran Hüseyni direniş çizgisi imanın ve gerçek Müslümanlığın ta kendisidir…

Bugün zalim YezİT lanetle anılırken, Kerbela'da yenilmiş gözüken Hz. Hüseyin insanlığa değerler katarak, ölümsüzleşerek aslında kazanan taraftır. Bugün milyonlar kendisine akın ederken, YezİT lanetle anılmaktadır.

Sevgili okurlar Kerbelalar bitmemiştir ve bitmeyecektir. Hak olduğu müddetçe bâtıl da olacaktır. Bugün Kerbela zihniyeti din kisvesi adı altında zalimliğini devam ettirmektedir. Ebu Cehil, Ebu Lehep, Ebu Sufyan, Muaviye ve YezİT kılıklılar kıtalar gezmekte. İslam dünyasında adalet ayaklar altında yalan her yerde hüküm sürmektedir. Hak ile bâtıl birbirine girmiş durumdadır. Haram helal kılınmış, helal haram kılınmıştır.

YezİT'lik hak kisvesi altında yine pirim yapmaktadır. Kendilerini Müslüman addedenler yine YezİT yolundadır. Hak ve hakikat temsilcileri ise Hüseyni duruşla yine Hakkı haykırmaktadırlar.

Evet sevgili okurlar, ya can feday-ı Kerbelayız, Hüseyniyiz ya da…