Sayısız ve eşsiz nimetleri bağrında barındıran özel ve dahi seçilmiş bir coğrafyada yaşadığımızın altını çizelim.
Anadolu toprakları her şeyiyle ama her şeyiyle dopdolu ve oldukça cömert…
Böyle güzellikte bir coğrafya yok.
Hal böyle olunca dünyanın en mutlu ve en zengin insanlarını bağrında barındırması gereken Anadolu maalesef mutsuz insanlar ülkesi.
Tüm dünyanın açlarını doyurabilecek Anadolu, açlar ülkesi oldu adeta…
Tarımda dünya devi olması gerekirken ithal etmediği bir ürünü kalmadı gibi. Bugün Türkiye en temel ihtiyacı buğdayı, hayvanını, etini ve dahi samanını ithal eder durumdadır.
Tarımsal yeterliliğin tamamen kalktığı ülkemizde açık bir yoksullaşma süreci yaşanmaktadır. Tarımda girdi maliyetleri jet hızıyla artarken ürün fiyatları devamlı düşmektedir. Çok büyük bir tarım potansiyelinin olduğu, iklim sorununun olmadığı, dört mevsimin yaşandığı ülkemizde bu durum neyin nesidir acaba?
1999–2001 ortalaması olarak Türkiye’de tarım nüfusu 17 milyon iken, yüzde 26.7’si tarımdaydı. Bu rakam, 2010 yılında 2 milyon 734 bin azalarak 14 milyon 994 bine indi. Tarımdaki nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 20’nin altına. Dünyada tarım nüfusu artarken, Türkiye’de yüzde 15.4 azalmış durumda.
2008 verilerine göre, ülkelerin tarım ihracatlarına şöyle bir göz gezdirelim:
Çin’in tarım ürünleri ihracatı 35.9, Hindistan’ınki 17.3 milyar dolar.
ABD’nin tarım ürünleri ihracatı 118.3 milyar dolar.
Hollanda, 79 milyar doları aşkın ihracat yapabiliyor.
Almanya, 70.8 milyar dolar.
Fransa, 68 milyar dolar tarım ihracatına sahip durumda.
Dünyanın ikinci büyük alanına sahip ve Türkiye’nin 13 katına yakın bir alana yayılan Kanada tarım ihracatı 37 milyar dolar.
İtalya’nın tarım ihracatı 37.1 milyar dolar, İspanya’nın tarım ihracatı 36.5 milyar dolar düzeyinde.
İngiltere’nin tarım ihracatı 25 milyar doları buluyor.
Avustralya’nın tarım ihracatı 24.1 milyar dolar düzeyinde.
Belçika’nın tarım ihracatı 41.1 milyar dolar.
Arjantin 35.7 milyar dolar, Brezilya 55.4 milyar dolar tarım ihracatı yapıyor.
Pakistan’ın tarım ihracatı 2.6 milyar dolar.
Tarımda yukarıdaki verileri baz aldığımızda “eller aya biz yaya” kalırken işin kötüsü herkes bu yok oluşa ve ters gidişe göz yummakta… Özetle tarımda bir yok oluşla karşı karşıyayız.
Ekonomisi IMF boyunduruğunda, borcu büyük, enflasyonu yüksek ve istikrarsız bir ülke olan Brezilya’nın bugün dünyanın en büyük tarım üreticisi haline gelmesinde ülkemizin alması gereken dersler var elbette.
Arjantin, Tayland ve Çin gibi gelişmekte olan ekonomilerde tarım Türkiye’ninkinden çok daha hızlı gelişmekte.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen tarımdan ekonomiye ülkenin ayağa kalkıp dimdik doğrulması inanın bir an meselesi sevgili okurlar…
Yeter ki “önce bağımsız Türkiye diyelim”, yeter ki “iş, aş, Haydar Baş” diyelim…
Anadolu toprakları her şeyiyle ama her şeyiyle dopdolu ve oldukça cömert…
Böyle güzellikte bir coğrafya yok.
Hal böyle olunca dünyanın en mutlu ve en zengin insanlarını bağrında barındırması gereken Anadolu maalesef mutsuz insanlar ülkesi.
Tüm dünyanın açlarını doyurabilecek Anadolu, açlar ülkesi oldu adeta…
Tarımda dünya devi olması gerekirken ithal etmediği bir ürünü kalmadı gibi. Bugün Türkiye en temel ihtiyacı buğdayı, hayvanını, etini ve dahi samanını ithal eder durumdadır.
Tarımsal yeterliliğin tamamen kalktığı ülkemizde açık bir yoksullaşma süreci yaşanmaktadır. Tarımda girdi maliyetleri jet hızıyla artarken ürün fiyatları devamlı düşmektedir. Çok büyük bir tarım potansiyelinin olduğu, iklim sorununun olmadığı, dört mevsimin yaşandığı ülkemizde bu durum neyin nesidir acaba?
1999–2001 ortalaması olarak Türkiye’de tarım nüfusu 17 milyon iken, yüzde 26.7’si tarımdaydı. Bu rakam, 2010 yılında 2 milyon 734 bin azalarak 14 milyon 994 bine indi. Tarımdaki nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 20’nin altına. Dünyada tarım nüfusu artarken, Türkiye’de yüzde 15.4 azalmış durumda.
2008 verilerine göre, ülkelerin tarım ihracatlarına şöyle bir göz gezdirelim:
Çin’in tarım ürünleri ihracatı 35.9, Hindistan’ınki 17.3 milyar dolar.
ABD’nin tarım ürünleri ihracatı 118.3 milyar dolar.
Hollanda, 79 milyar doları aşkın ihracat yapabiliyor.
Almanya, 70.8 milyar dolar.
Fransa, 68 milyar dolar tarım ihracatına sahip durumda.
Dünyanın ikinci büyük alanına sahip ve Türkiye’nin 13 katına yakın bir alana yayılan Kanada tarım ihracatı 37 milyar dolar.
İtalya’nın tarım ihracatı 37.1 milyar dolar, İspanya’nın tarım ihracatı 36.5 milyar dolar düzeyinde.
İngiltere’nin tarım ihracatı 25 milyar doları buluyor.
Avustralya’nın tarım ihracatı 24.1 milyar dolar düzeyinde.
Belçika’nın tarım ihracatı 41.1 milyar dolar.
Arjantin 35.7 milyar dolar, Brezilya 55.4 milyar dolar tarım ihracatı yapıyor.
Pakistan’ın tarım ihracatı 2.6 milyar dolar.
Tarımda yukarıdaki verileri baz aldığımızda “eller aya biz yaya” kalırken işin kötüsü herkes bu yok oluşa ve ters gidişe göz yummakta… Özetle tarımda bir yok oluşla karşı karşıyayız.
Ekonomisi IMF boyunduruğunda, borcu büyük, enflasyonu yüksek ve istikrarsız bir ülke olan Brezilya’nın bugün dünyanın en büyük tarım üreticisi haline gelmesinde ülkemizin alması gereken dersler var elbette.
Arjantin, Tayland ve Çin gibi gelişmekte olan ekonomilerde tarım Türkiye’ninkinden çok daha hızlı gelişmekte.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen tarımdan ekonomiye ülkenin ayağa kalkıp dimdik doğrulması inanın bir an meselesi sevgili okurlar…
Yeter ki “önce bağımsız Türkiye diyelim”, yeter ki “iş, aş, Haydar Baş” diyelim…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025