Avrupa Birliği "nüfus cüzdanlarınızdan din hanesini çıkarın" diyerek kimliğimizi, özümüzü, dinimizi kimlik kağıtlarımızda dahi görmeye tahammül edemediğini gösterdi. Sadece bu mu, devamı var. "Okullarınızda zorunlu din eğitimini kaldırın, Hıristiyanlığa ve Yahudiliğe daha çok yer verin" talimatı da ekleniverdi. AB'nin bu talepleri AKP hükümeti tarafından olumsuz karşılanmadı, karşılanamaz da. Meclis Başkanı Bülent Arınç da kimliklerimizden "İslam" ibaresinin çıkarılmasına "ne var bunda canım, çıkaralım gitsin" mealinde bir açıklamayla karşılık verdi.
Türkiye hızla Avrupalılaşıyor, hızla modernleşiyor, hızla tabuları yıkıyor, hızla değişiyor!..
Medya bu cümlelerle kamuoyunu hazırlama gayretinde. Oysa AB'nin bu talepleri Türkiye'yi Hıristiyanlaştırma projesinin en somut adımları anlamına geliyor. AB bugüne kadar daha gizli ifadeler ve yöntemlerle amacına ulaşma stratejisi takip ederken, son talepleriyle açıkça Türkiye'nin dininden vazgeçmesi noktasında bu kadar cesur cümleler kurdu. Zaten bu talepler her emre kayıtsız şartsız rıza gösteren ve teslimiyette kusur göstermeyen AKP hükümeti döneminde dile getirilebilirdi.
Avrupa bizden dinimizi değiştirmemizi, okullarımızda din dersinin mecburi olmaktan çıkarılmasını isterken bakın kendi içinde nasıl uygulamalar var.
Danimarka Eğitim Bakanı, İncil'in ilkokullarda zorunlu okutulacağını açıkladı.
Bakan Haarder, "Müslüman olsun olmasın, her ilkokul öğrencisi İncil'i okuyacak. Çünkü her öğrenci İncil'deki hikayeleri bilmek zorunda" diyerek Danimarka okullarında diğer dinlere- özellikle İslam'a- tahammül edemeyeceklerini ifade etmiş oluyor. Danimarka'daki 9 bini öğrenci 60 bin Türk'ün de içinde olduğu 300 bin Müslüman umurlarında bile değil.
Danimarka'daki yerel Türk gazeteleri "Zorla bizi Hıristiyanlaştıracaklar" şeklinde manşetler atıyor ve karara tepkilerini dile getiriyor ama Haarder'in bu niyetini gerçekleştireceğinden kimsenin şüphesi yok. Bertel Haarder Danimarka siyasetinde oldukça etkin bir isim. Danimarka medyasına göre, Haarder önümüzdeki aylarda bu konu ile ilgili hazırladığı yasa tasarısını meclise sunacak.
Bizim Milli Eğitim Bakanı okullardaki mecburi din dersini kaldırmak için gece gündüz çalışıyor, müfredatta değişiklikler yapmak suretiyle din dersi kitaplarında Hıristiyanlığı, Papa'yı, on emri, Vatikan'ı, Budizmi, Yahudiliği anlatıyor ve elinden geldiğince İslam'la ilgili pek bir şey anlatmamaya özen gösteriyor.
Danimarka eğitim bakanı ise "İncil'i her öğrenci okumak zorunda" diyor ve bu konuyla ilgili harıl harıl çalışıyor.
İşte aramızdaki fark!