7 Haziran seçimleri öncesinde maden şirketleri nefeslerini tutmuştu. Çünkü seçimlere 20 siyasi parti katılıyordu, içlerinden sadece bir parti; Bağımsız Türkiye Partisi ve onun lideri Prof. Dr. Haydar Baş diğerlerinin dillendirmediği bir projeyi ortaya koyuyordu. "Türkiye'de bulunan en az 3 katrilyon dolarlık maden rezervi Türk milletinindir. O, devlet-millet ortaklığı ile işletilecek, hakkına sahip çık" şeklinde Milli Ekonomi'nin gereği olan bu proje halka bir defa daha anlatıldı.
İçlerinden sadece Gümüşhane altın madenleri var ki Türkiye'ye 100 yıl bakacak cevhere sahipti. Asgari ücretin beş bin olması sadece bu madenle bile mümkündü. Her şey hesaplanmış ve BTP kurmayları projelendirmişti.
Global sermaye şirketlerinde sinirler gerildi, nefesler tutuldu. Herkes gibi bu parti de demokrasi, hukuk üstünlüğü vs. nakaratlardan bahsetse ya.. Nerden çıktı şimdi bu Milli Ekonomi Modeli, bu da ne şimdi? Yıllardır üzerine çullandıkları madenler ellerinden mi alınacaktı? Derhal ulusal basın destekli yerel ajanlar devreye sokuldu. "Yok o kadar maden", "olsa da o kadar değerli değil", "Lozan'da elimizden alınmış" yalanından tutun da, tehdide kadar her türlü ajan faaliyeti seçim gününe kadar devam etti.
Oysa en basit ispatı maden şirketleri. Öyle ya Okyanus ötesinden gelen yabancı şirketler ya madenlerimizi alıp götürüyor ya da topraklarımızda arkeolojik kazı yapıyor?
7 Haziranda seçmen; bu şirketlerin bilim dünyası için arkeolojik kazı yaptığına; çıkartılıp yurtdışına götürülen tonlarca madenin de bilimsel inceleme için laboratuar numunesi olduğuna kanaat getirdi. Neticede maden şirketleri de rahat bir nefes aldı. Maden şirketlerinin tansiyonu düzeldi ama seçmenin nefes darlığı iyice arttı. 22 milyon icra dosyası milyonlarca banka mağduru, on milyonlarca yoksulluk sınırının altında yaşayan vatandaş, hep birlikte 7 Haziran'da sandığa gidip Türkiye'deki yeraltı kaynaklarını yabancılara hediye etti.
BTP dışında hiçbir siyasi partinin madenlere dokunma cesareti yok. Madenler üzerindeki mevcut halin devamı için Sayın Baş dışında kim başbakan olursa olsun.
Şimdi seçim yaklaştıkça maden şirketlerinde nefes darlığı yine başladı. 1 Kasım'da madenler Türk milletinin mi olacak yoksa yine yabancılara mı verelim? Mesela Gümüşhane'den Artvin'e tonlarca altına bu sefer asgari ücretle geçinen vatandaşımızı mı ortak edelim yoksa yine Kanadalı Eldorado Gold madencilik mi işletsin? 22 milyon icra borçlularının 3 katrilyon dolarlık yeraltı kaynağı işini görür mü acaba? Belki de bu seçimde de yine İngiliz Ariana şirketinin daha çok ihtiyacı vardır?
Ne dersiniz?
Sırtında yük taşımaktan kambur olmuş, çalışmaktan elleri nasırlaşmış çalışanlara, 5 bin lira asgari ücret olarak mı versek? Ya da ömrünü evinin hizmetine adamış ev hanımlarına bu emeklerinin karşılığı onlara ev hanımı maaşı olarak mı versek? Üç beş kuruş daha fazla almak için senelik izninden bile feragat eden işçilere mi versek? Yoksa geçen seçimde olduğu gibi Cayman Adaları'ndan gelen Fronteer Eurasia'ya mı versek! Neticede çoğunluk yanılmaz. Daha önce onlara vermişsek vardır bir hikmeti!..
Hep beraber düşünüp karar verelim. 1 Kasım'da madenlerimizi tekrar Kanadalılara mı yoksa Avusturyalılara mı ya da İngilizlere mi verelim? Yoksa Milli Ekonomi Modeli vasıtasıyla Türk milletine mi verelim? Son karar seçmende. Umarız seçmen bu sefer ajanların kampanyasına kanmayacak kadar uyanmıştır. Sonucu hep beraber göreceğiz.
İçlerinden sadece Gümüşhane altın madenleri var ki Türkiye'ye 100 yıl bakacak cevhere sahipti. Asgari ücretin beş bin olması sadece bu madenle bile mümkündü. Her şey hesaplanmış ve BTP kurmayları projelendirmişti.
Global sermaye şirketlerinde sinirler gerildi, nefesler tutuldu. Herkes gibi bu parti de demokrasi, hukuk üstünlüğü vs. nakaratlardan bahsetse ya.. Nerden çıktı şimdi bu Milli Ekonomi Modeli, bu da ne şimdi? Yıllardır üzerine çullandıkları madenler ellerinden mi alınacaktı? Derhal ulusal basın destekli yerel ajanlar devreye sokuldu. "Yok o kadar maden", "olsa da o kadar değerli değil", "Lozan'da elimizden alınmış" yalanından tutun da, tehdide kadar her türlü ajan faaliyeti seçim gününe kadar devam etti.
Oysa en basit ispatı maden şirketleri. Öyle ya Okyanus ötesinden gelen yabancı şirketler ya madenlerimizi alıp götürüyor ya da topraklarımızda arkeolojik kazı yapıyor?
7 Haziranda seçmen; bu şirketlerin bilim dünyası için arkeolojik kazı yaptığına; çıkartılıp yurtdışına götürülen tonlarca madenin de bilimsel inceleme için laboratuar numunesi olduğuna kanaat getirdi. Neticede maden şirketleri de rahat bir nefes aldı. Maden şirketlerinin tansiyonu düzeldi ama seçmenin nefes darlığı iyice arttı. 22 milyon icra dosyası milyonlarca banka mağduru, on milyonlarca yoksulluk sınırının altında yaşayan vatandaş, hep birlikte 7 Haziran'da sandığa gidip Türkiye'deki yeraltı kaynaklarını yabancılara hediye etti.
BTP dışında hiçbir siyasi partinin madenlere dokunma cesareti yok. Madenler üzerindeki mevcut halin devamı için Sayın Baş dışında kim başbakan olursa olsun.
Şimdi seçim yaklaştıkça maden şirketlerinde nefes darlığı yine başladı. 1 Kasım'da madenler Türk milletinin mi olacak yoksa yine yabancılara mı verelim? Mesela Gümüşhane'den Artvin'e tonlarca altına bu sefer asgari ücretle geçinen vatandaşımızı mı ortak edelim yoksa yine Kanadalı Eldorado Gold madencilik mi işletsin? 22 milyon icra borçlularının 3 katrilyon dolarlık yeraltı kaynağı işini görür mü acaba? Belki de bu seçimde de yine İngiliz Ariana şirketinin daha çok ihtiyacı vardır?
Ne dersiniz?
Sırtında yük taşımaktan kambur olmuş, çalışmaktan elleri nasırlaşmış çalışanlara, 5 bin lira asgari ücret olarak mı versek? Ya da ömrünü evinin hizmetine adamış ev hanımlarına bu emeklerinin karşılığı onlara ev hanımı maaşı olarak mı versek? Üç beş kuruş daha fazla almak için senelik izninden bile feragat eden işçilere mi versek? Yoksa geçen seçimde olduğu gibi Cayman Adaları'ndan gelen Fronteer Eurasia'ya mı versek! Neticede çoğunluk yanılmaz. Daha önce onlara vermişsek vardır bir hikmeti!..
Hep beraber düşünüp karar verelim. 1 Kasım'da madenlerimizi tekrar Kanadalılara mı yoksa Avusturyalılara mı ya da İngilizlere mi verelim? Yoksa Milli Ekonomi Modeli vasıtasıyla Türk milletine mi verelim? Son karar seçmende. Umarız seçmen bu sefer ajanların kampanyasına kanmayacak kadar uyanmıştır. Sonucu hep beraber göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021