24 Temmuz 1923…Aradan yüz yıl geçmesine rağmen Lozan Antlaşması'nın iç ve dış siyasetimiz açısından taşıdığı önem ve tartışmaları hâlâ devam etmektedir.
Türk Milletini esaretten, Türk vatanını işgalden kurtaran bu antlaşma ile, mücadelenin liderinin Nutuk'ta belirttiği gibi, "ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız" milli bir devletin kuruluşu dünyaya kabul ettirildi.
Lozan, böylece milli egemenliğe dayalı Milli Mücadele'nin sonucunda demokratik rejim olan Cumhuriyet'e gidişin anahtarı oldu. Çünkü, Lozan'a giderken Sevr geçersiz kılındı.
Bunun siyasi ve hukuki sonucu olarak Sevr'i onaylayan Saltanatın kaldırılıp Osmanlı Devleti'nin hukuken sona ermesiyle, millet egemenliğinin kullanmasındaki kayıt ve şart ortadan kaldırıldı. Ancak Cumhuriyet'in ilanı için Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması beklendi.
Bu durumda Lozan'ı, Saltanat ile Cumhuriyet arasındaki köprü olarak değerlendirerek Sevr'in Saltanatı yıktığını, Lozan'ın Cumhuriyeti kurduğunu söylemek de mümkündür. Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın deyimiyle Lozan Barış Sözleşmesi Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedidir.
Lozan Antlaşması'nın imzalandığı Lozan Konferansı aynı zamanda bir diplomasi zaferimizdir. Mustafa Kemal Atatürk, Lozan'da Türk temsilcilerinin kendilerini Batılı devletlerin temsilcileriyle eşit görmesini istemekteydi. Bu nedenle de Mustafa Kemal, Lozan'da ülkemizi temsil edecek heyetin başkanını bizzat seçmişti. İsmet Paşa, Lozan'a yeni Türk devletinin hariciye vekili sıfatıyla katıldı. Lozan Konferansı'nda, İngiltere temsilcisi Lord Curzon'un deyişiyle bu "sağır ve cüce adam", Curzon gibi o dönemin en güçlü hatiplerinden birinin üstesinden gelmeyi başarmıştı. İnönü o dönemin "diplomat" imajına hiç uymamaktaydı; askerdi, diplomasi dilini bilmemekteydi, dış görünüşü gösterişli değildi ve çok az konuşan bir kişiydi. Ancak geleneksel anlamdaki "diplomat" tipine belki hiç uymayan bu kişi hak bildiği yoldan ilerlerken en ufak bir ödün dahi vermeye yanaşmamakta, doğru bildiği görüşte inat ve sabırla sonuna dek diretmekteydi.
Lozan Konferansı boyunca, Türk başdelegesinin İngiliz başdelegesi ile tamamen boy ölçüşecek kudrette tam bir eşitlik ayağı üzerinde konuşması, tüm dünyaya artık geleneksel Osmanlı diplomasi anlayışının ve uygulamasının tarihe karıştığını ve onun yerine, yeni bir diplomasi anlayışı ve uygulamasının doğduğunu kanıtlamaktaydı. Yeni Türk diplomasisinde amaç hakkın alınmasıydı ve tüm yöntemler bu amacın gerçekleştirilmesine yönelik olacaktı.
Türk İstiklal Harbi'ni tescil eden Lozan siyasi bir zaferdir. Yüzüncü yılı kutlu olsun.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023



















































































