16 Aralıkta görülecek olan Orhan Pamuk davasıyla Batılılar özellikle ilgileniyor.Zaten Batılıların, Türkiye aleyhine gelişen her durumdan fayda beklentisi içinde olmaları onlar için normal bir süreç, ama bize ne oluyor?Öncelikle, Orhan Pamuk davası onlar için niçin önemli?Bu soruya cevap vermek için Orhan Pamuk'un dava konusu söylemlerini ifade etmemiz lazım.Ne demişti Pamuk? İsviçre'deki Das Magazin adlı dergiye 5 Şubat'ta verdiği bir röportajda, Türkiye'yi kastederek, "Bu topraklarda 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü" iddiasında ve de iftirasında bulunmuştu.Bu sözler üzerine, hakkında "Türklüğü alenen aşağıladığı" için dava açılmıştı ve 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.Batı ise Orhan Pamuk'a sahip çıkıyor.Kendi ülkelerinde farklı bir ırka, farklı düşünene, farklı giyinene, hatta farklı inana, özellikle son yıllarda nasıl muamele ettiğini bildiğimiz Batı, durum Türkiye'ye ve Türklere hakaret olunca aslan kesiliveriyor.Yok insan hakları, yok düşünce ve ifade hürriyeti... vs vs.Amerika, İngiltere, Almanya... gibi ülkeler bırakın birinin kendi ülkelerinde kendi bayraklarına, ülkelerine, değerlerine hakaret etmesini, dünyanın herhangi bir yerinde bile böyle bir hakarete müsamaha ile bakmazken, hatta ABD, kendisi için tehdit olarak gördüğü her yere müdahale etme yetkisini kendine verirken, böyle bir dava ile özellikle ilgilenmeleri oldukça manidardır.İngiliz gazetesi Financial Times, 'Türkiye cuma günü, en ünlü yazarıyla birlikte sanık kürsüsüne çıkacak' şeklinde haber yaptı ve yapılan bir yorumda, "Batılı ve 'modern' olduğunu iddia eden ve AB'ye katılmak isteyen bir ülke, Batı'nın kuşaklarca yapmadığı bir şey yapacak. Bir yazarını 'devlet karşıtı eylemleri'nden dolayı yargılayacak." İfadelerine yer verildi.İngiliz gazetesi yetkilerine tarihi bazı gerçekleri hatırlatmak isterim.Sırf İngiliz kumaşı meşhur olsun diye onbinlerce Hintli kumaş ustasının kollarını kestiren siz değil misiniz? Diyeceksiniz ki bu tarihte olmuş, peki, son olaylarda sırf renginden ve kıyafetinden dolayı bir göçmeni suçsuz olmasına rağmen niye vurdunuz? İngiltere'de her önüne gelen İngiliz Kraliçesi'nin sarayının önünde kraliçeye ve İngiltere'ye küfürler savurabiliyor mu? İngiltere'nin mevcut sistemini, bayrağını yerden yere vuran, "İngilizler tarih boyunca katildir, gittiği her yerde katliam yapmıştır" diyen ve bunu kitaplarında yazanlara ne kadar müsamaha gösteriyorsunuz?AB olarak, sırf "Ermeni soykırımı yapılmamıştır, bunun için yerli ve yabancı arşivlerde delilleri mevcuttur" dediği için Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'na İnterpol aracılığıyla kırmızı bültenle tutuklama emri çıkartmadınız mı?Batılılar kendilerinin razı olmadığı şeyler söylendiği zaman kırmızı bültenle arıyorlar, sınırdan girişe bile müsaade etmiyorlar, ama sıra Türkiye aleyhtarlığına gelince ödül üzerine ödül veriyorlar.Hatta Nobel Edebiyat ödülünde, gördüğümüz kadarıyla Türklüğe hakaret belirleyici bir faktör durumuna getirildi. Orhan Pamuk, bu yıl ödülü alacağını umarken, ödülü kendisinden daha fazla hakaret eden İngiliz yazar Harold Pinter'e kaptırdı.Pinter, yazısında, "Kürdistan İşçi Partisi (PKK), sistematik bir terörist devlete karşı 15 milyon Kürt adına savaşıyor" ifadelerini kullanmıştı.Esasen Batı'nın anlayışına göre, bırakın Orhan Pamuk'u yargılamayı, Harold Pinter'in bile kırmızı bültenle aranması, gerekli cezanın verilmesi Türkiye'nin hakkıdır.Ama neyse, şimdilik sadece Orhan Pamuk'a hakkettiği cezayı verebilecek iradeyi gösterebilirsek büyük başarı olacaktır. Çünkü sonu garanti edilmeyen, ucu açık bir AB hayali uğruna vermediğimiz taviz yok.AB pratik hiçbir adım atmazken bizden taviz üstüne taviz koparıyor.Konumuzla alakalı olarak, Orhan Pamuk ve benzerlerinin davaları son ilerleme raporunda ele alındı.Görünen o ki, hükümetimizin yetkilileri de bu tehlikeli süreçte göz kırpmaya yeşil ışık yakmaya devam ediyor.En son Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Fransız Canal+ televizyonunda yaptığı konuşmada, Pamuk aleyhine açılan davanın düşeceğinden kuşkusu olmadığını ifade etmişti. Gül şunları söylemişti:"Daha önce de benzer suçlamalarla açılan benzer bir davada, mahkeme, davayı düşürdü ve herkesin ifade özgürlüğü olduğuna karar verdi. Pamuk davasında da aynı şeyin olacağına kuşkum yok".Gelelim Başmüzakereci Babacan'ın bir dönem AB süreciyle ilgili yaptığı açıklamalara. Babacan, hatırlayacağınız gibi, müzakere diye bir şeyin olmadığını, AB taleplerinin er ya da geç yerine getirileceğini cesurca ifade etmişti.Gül'ün ve Babacan'ın ifadelerine bakılırsa, Pamuk davasının sonucu belli.Hatta davaya bakan savcının eski TCK' ya göre uygulama kararı alması, eski TCK' ya göre Adalet Bakanlığı'nın izninin önemli olması da ilginç bir gelişme. Çünkü yeni TCK' ya göre dava için izne gerek yok. Bir şekilde dava yokuşa sürülmüş oldu.Şimdi izin çok önemli. Bakanlığın "izin" yazısının duruşma gününe kadar mahkemeye yetişmemesi halinde de Pamuk'un sorgusu yapılamayabilecek.Diğer önemli bir husus ise, eğer dava görülür ve Orhan Pamuk suçsuz bulunursa, bu dava konusu olan ifadelerin dolaylı olarak kabulü anlamına gelir mi?Davanın sonucu bu açıdan da çok önemli.Öyle ya, Kıbrıs, Kuzey Irak, Abdullah Öcalan gibi konularda adım adım verilen tavizler, Başbakanın kimlik ve güneydoğu yorumları, Ermeni konferansına katkıları düşünülürse, bu davanın ne sonuçlar doğuracağı oldukça düşündürüyor.Siyasilerimizin AB aşkı yüzünden en haklı davalarımızı kendi ellerimizle feda ediyoruz. Üzerimizde hesabı olanların ise elleri kuvvetleniyor.Müzakere Çerçeve Belgesi imzalandıktan sonra, Kıbrıs Rum Lideri Papadopulos'un, "Şimdi elimiz daha kuvvetli" ifadelerini hatırlatmak isterim.Hükümetimizin verdiği sözler sebebiyle sonuç belli olsa da dava gününü merakla bekliyoruz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024