Yolcunun biri rastladığı adama "Burdan Bağdat'a kaç günde giderim" diye, sormuş. Cevap alamamış. Tekrar sormuş, yine cevap yok. Bir daha sormuş, yine cevap alamayınca homurdana homurdana yoluna devam etmiş. Ardından adam bağırmış: "Üç günde gidersin" diye... Yolcu biraz sinirli, biraz da meraklı "Sorduğum zaman niye cevap vermedin" demiş. Adam, "Ben senin nasıl yürüdüğünü bilmiyordum. Sen gidince yürüyüşüne baktım, bu yürüyüşle üç günde gidebileceğini anladım ve ardından sana seslendim" demiş.
Şimdi bu fıkrayı niye anlattım. Forum İstanbul Konferansı. Yarının Kurulması-Hedef 2023" diye bir toplantı düzenlendi. Toplantıda ABD Eski Ankara Büyükelçisi ve Türkiye'nin Amerikalı Dostları Derneği Başkanı Mark Parris, Türkiye üzerinde araştırmalar yapan, Prof. Andrew Monga, Orkestra Şefi Gürer Aykal, Teknik Direktör Fatih Terim ile birer konuşma yaptılar.
Herkes Türkiye'ye kendi penceresinden baktı. Zaten öyle de olması gerekirdi. Fatih Terim "Başarıların tesadüf olmadığını, rekorları egale etmeye değil kırmaya talip olmanın gereğini" anlatırken, Forum İstanbul Konferansı Heyeti Başkanı Yavuz Canevi 2023 yılında Türkiye'nin saygın bir ülke olacağını söylüyordu.
Sayın Yavuz Canevi'nin nasıl yürüdüğünü ve Bağdat'a kaç günde, kaç ayda gideceğini 2023 rakamından çıkarmak mümkün. ABD'li dostlarla Türkiye'nin bugünü ve geleceği "Yarının Kurulması- Hedef 2023" başlıklı toplantıda ele alınıyor ve 2023 yılında saygın bir yere geleceğimiz belirtiliyor. 2023 yılına kadar nelerin planlandığı, nelerin olacağı açıkça söylenmiyorsa da yaşadığımız sıcak gelişmelerden bunu çıkarmak çok da zor değil.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin son günlerde Genelkurmay seviyesinde yaptığı açıklamalar Batılı dostlarımızın 'milli meselelerde' bizimle beraber olmadıklarını açıkça gösteriyor. En son PKK'nın isim değiştirmesi hususunda Genelkurmay Başkanı Sayın Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun "PKK'ya akıl verenler akıllarını kendilerine saklasınlar" derken bir taraftan Batılı dostlarımızın iç yüzünü bir kere daha deşifre ediyor bir taraftan da ülkemiz adına konması gereken tavrı gösteriyordu.
Forum İstanbul Konferansını ve heyet başkanının 2023 rakamını telaffuz edişini düşünürken aklıma hiç unutmadığım bir şey geldi. Prof. Dr. Haydar Baş'ın gün ve ay hesabı değil saat hesabıyla "24 saatlik" gibi kendisine ait olan hedefi 3 saate indirişi bir anda beynimde şimşek gibi çaktı.
Bu fark nedir, derseniz. Bu bir inancın, özgüvenin farkıdır. Bu bir insanın devletiyle, milletiyle, vatanıyla bütünleşmesinin ifadesidir. Ateş düştüğü yeri yaktığına göre bağrı yanan bir insanın anında söndürmesi gerektiği yangın için ayların, yıların hesabını yapması mümkün mü? Ayrıca bu hesabı yangını çıkaranlarla yapması mümkün mü?
Sayın Kıvrıkoğlu "Onlar akıllarını kendilerine saklasınlar" derken biraz da yangını körüklemesinler demek istemiyor mu? Veya bundan bizim yangımızı ancak ve ancak biz söndürürüz, herkes aklını başına toplasın manası çıkmaz mı?
Türkiye'nin Amerikalı Dostları Derneği Başkanı Mark Parris Forum İstanbul Konferansında yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin yakın tarihine bakınca terör, ekonomik krizler, fundemantalizm, doğal afetler gibi pek çok sorunla karşılaştığını üstelik bunları bir arada yaşadığını" anlatırken doğal afetin dışındakilerde Amerikalı ve Avrupalı dostlarımızın katkılarını unutmuş olabilir mi?
2023 yılına kadar kilometre taşları döşendiğine göre Mark Parris'in bunları unutması mümkün değil. Çünkü unutmak istese de unutamaz.
Böylesi bir unutkanlık onun Türkiye'nin Amerikalı Dostları Derneği Başkanlığı misyonuna hem yakışmaz, hem de ters düşer.
İşin bir de "Amerika'nın Türkiyeli Dostları" ayağı var ki bunlar hiçbir zaman Mark Parris'i yalnız bırakmazlar. Bugüne kadar onlar "ev ödevlerini" hiç ihmal etmedikleri gibi zaman zaman ek ödevlerle de bağlılıklarını tescil ettirmişlerdir.
Evet, Sayın Canevi'ne göre 20 sene sonra saygın bir yere geleceğiz. Prof. Dr. Haydar Baş'a göre de 2 sene sonra Avrupa'yı, 3 sene sonra Amerika'yı geçer 4 sene sonra da dünyanın en büyük devleti oluruz. Ne demiş atalarımız: "Aşıka Bağdat sorulmaz."
Şimdi bu fıkrayı niye anlattım. Forum İstanbul Konferansı. Yarının Kurulması-Hedef 2023" diye bir toplantı düzenlendi. Toplantıda ABD Eski Ankara Büyükelçisi ve Türkiye'nin Amerikalı Dostları Derneği Başkanı Mark Parris, Türkiye üzerinde araştırmalar yapan, Prof. Andrew Monga, Orkestra Şefi Gürer Aykal, Teknik Direktör Fatih Terim ile birer konuşma yaptılar.
Herkes Türkiye'ye kendi penceresinden baktı. Zaten öyle de olması gerekirdi. Fatih Terim "Başarıların tesadüf olmadığını, rekorları egale etmeye değil kırmaya talip olmanın gereğini" anlatırken, Forum İstanbul Konferansı Heyeti Başkanı Yavuz Canevi 2023 yılında Türkiye'nin saygın bir ülke olacağını söylüyordu.
Sayın Yavuz Canevi'nin nasıl yürüdüğünü ve Bağdat'a kaç günde, kaç ayda gideceğini 2023 rakamından çıkarmak mümkün. ABD'li dostlarla Türkiye'nin bugünü ve geleceği "Yarının Kurulması- Hedef 2023" başlıklı toplantıda ele alınıyor ve 2023 yılında saygın bir yere geleceğimiz belirtiliyor. 2023 yılına kadar nelerin planlandığı, nelerin olacağı açıkça söylenmiyorsa da yaşadığımız sıcak gelişmelerden bunu çıkarmak çok da zor değil.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin son günlerde Genelkurmay seviyesinde yaptığı açıklamalar Batılı dostlarımızın 'milli meselelerde' bizimle beraber olmadıklarını açıkça gösteriyor. En son PKK'nın isim değiştirmesi hususunda Genelkurmay Başkanı Sayın Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun "PKK'ya akıl verenler akıllarını kendilerine saklasınlar" derken bir taraftan Batılı dostlarımızın iç yüzünü bir kere daha deşifre ediyor bir taraftan da ülkemiz adına konması gereken tavrı gösteriyordu.
Forum İstanbul Konferansını ve heyet başkanının 2023 rakamını telaffuz edişini düşünürken aklıma hiç unutmadığım bir şey geldi. Prof. Dr. Haydar Baş'ın gün ve ay hesabı değil saat hesabıyla "24 saatlik" gibi kendisine ait olan hedefi 3 saate indirişi bir anda beynimde şimşek gibi çaktı.
Bu fark nedir, derseniz. Bu bir inancın, özgüvenin farkıdır. Bu bir insanın devletiyle, milletiyle, vatanıyla bütünleşmesinin ifadesidir. Ateş düştüğü yeri yaktığına göre bağrı yanan bir insanın anında söndürmesi gerektiği yangın için ayların, yıların hesabını yapması mümkün mü? Ayrıca bu hesabı yangını çıkaranlarla yapması mümkün mü?
Sayın Kıvrıkoğlu "Onlar akıllarını kendilerine saklasınlar" derken biraz da yangını körüklemesinler demek istemiyor mu? Veya bundan bizim yangımızı ancak ve ancak biz söndürürüz, herkes aklını başına toplasın manası çıkmaz mı?
Türkiye'nin Amerikalı Dostları Derneği Başkanı Mark Parris Forum İstanbul Konferansında yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin yakın tarihine bakınca terör, ekonomik krizler, fundemantalizm, doğal afetler gibi pek çok sorunla karşılaştığını üstelik bunları bir arada yaşadığını" anlatırken doğal afetin dışındakilerde Amerikalı ve Avrupalı dostlarımızın katkılarını unutmuş olabilir mi?
2023 yılına kadar kilometre taşları döşendiğine göre Mark Parris'in bunları unutması mümkün değil. Çünkü unutmak istese de unutamaz.
Böylesi bir unutkanlık onun Türkiye'nin Amerikalı Dostları Derneği Başkanlığı misyonuna hem yakışmaz, hem de ters düşer.
İşin bir de "Amerika'nın Türkiyeli Dostları" ayağı var ki bunlar hiçbir zaman Mark Parris'i yalnız bırakmazlar. Bugüne kadar onlar "ev ödevlerini" hiç ihmal etmedikleri gibi zaman zaman ek ödevlerle de bağlılıklarını tescil ettirmişlerdir.
Evet, Sayın Canevi'ne göre 20 sene sonra saygın bir yere geleceğiz. Prof. Dr. Haydar Baş'a göre de 2 sene sonra Avrupa'yı, 3 sene sonra Amerika'yı geçer 4 sene sonra da dünyanın en büyük devleti oluruz. Ne demiş atalarımız: "Aşıka Bağdat sorulmaz."
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010