2006'da Türk ekonomisi ne olur?

2006'nın başlamasıyla birlikte Türk ekonomisine dair senaryolar bir bir açıklanmaya başlandı. Özellikle yabancı basın organları ve ekonomi kuruluşları Türk ekonomisinin 2006 seyrine dair pek de içaçıcı olmayan ve bizim hükümetin çizdiği pembe tabloyla taban tabana zıt öngörülerde bulunuyorlar. 2006'nın Türkiye için, özellikle ekonomi alanında çetin geçeceğini bilmek için bu haberleri ve yayınları takip etmeye gerek yok. Gündemden ve ekonomik gidişattan azbuçuk haberdar normal vatandaşın da rahatlıkla anlayabileceği gibi 2006'da başta devalüasyon olmak üzere çok önemli ekonomik gelişmeler cereyan edecek. Devalüasyonla bağlantılı olarak AKP hükümeti ekonomi koltuğuna oturduğundan bu yana "ha oldu, ha olacak" diye beklenen ekonomik krizin patlak vermesi an meselesi.Ünlü Economist grubuna ait Economist Intelligence Unit (EIU) Türk lirasının 2006 yılında önemli oranda değer kaybedeceğini kaydediyor. EIU tarafından yayınlanan "Türkiye: Ülke Görünümü" değerlendirmesinde cari açığın ekonomiyi kırılgan hale getirdiği belirtiliyor.Türk ekonomisinin IMF destekli reformlar sonucunda şoklara daha dayanıklı hale geldiğini belirten EIU, "Yapılacak daha çok iş var ve uluslararası likidite daraltılırsa 2006- 2007 dönemindeki dış koşullar, son iki yıl kadar elverişli olmayabilir" yorumunu yapıyor. Türkiye'de bazı medya kuruluşları EIU'nun felaket senaryolarının geçmişte tutmadığını bugün de tutmayacağını yazıyor ancak, bu tahminlere inanmamız için, bunları EIU'nun yazmasına gerek yok. Görünen köy kılavuz istemiyor?Aslında Türk ekonomisini sömüren ve bu noktaya getiren IMF de benzer uyarıları zaman zaman yapıyor. Türk ekonomisinin kırılgan yapısının, her geçen gün büyüyen cari açıkla birlikte daha da kırılgan hale geldiği ve hükümet ısrarla görmezden gelse de, dış ticaret açığının ekonomik krize sürüklediği gerçeği değişmiyor. Birkaç gün önce Dış ticaretten sorumlu bakan Kürşat Tüzmen, Türkiye'nin ihracatta kırdığı rekorlardan bahsetti. Toplamda 73 milyar dolara ulaşan, Aralık ayında da 7 milyar doları aşan ihracat rakamlarının Türkiye için çifte rekor anlamına geldiğini belirten Bakan Tüzmen, Türkiye'nin ihracatta dünya 22.'si olduğunu büyük bir gururla açıklıyor ancak ithalattaki durumumuzu es geçiyor. Türkiye ithalatta dünya 14'üncüsü. Ve 2005 Ocak-Kasım itibariyle toplam ithalat yüzde 9.1'lik bir artışla 105 milyar dolar düzeyine ulaşmış. 2005'in yıllık ithalat toplamının ise 115 milyar dolar olması bekleniyor. İthalat ile ihracat rakamları arasındaki fark, yani dış ticaret açığımız: 42 milyar dolar. Tüzmen, ihracatın arttığı ülkelerde, ithalatın da arttığını iddia ediyor ancak, ithalatla ihracat arasındaki makasın bu denli açılması ne kadar normal?Kafaya koyduktan sonra, diplerde gezen ekonomiler için bile göz boyayacak sözde iyi gelişmeler bulup vitrine koyabilirsiniz. Hele hele medya da sözde sağlam ve gelişen ekonomi yalanlarından nemalanıyorsa, o zaman elmayı armut, tepeyi dağ, ölmüşü de olmuş göstermek dünyanın en kolay işi.Bugün Türkiye'de yapılan da zaten bu. Vatandaşın cebinde parası yok, alım gücü sıfırın altında, açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiş, ancak hükümetin açıkladığı rakamlara göre her geçen dakika büyüyoruz, alım gücümüz yükseliyor ve Milli gelirimiz artıyor.Ama bizim, yani vatandaşın haberi yok!