Cami kahvelerinde, özel ortamlardan gelen konuşma başlıklarına, medya ve sosyal medyadaki gündemlere, açıklamalara ve yorumlara biraz hayret daha çok gazap ve de acıyarak bakıyorum.
Ey 2023 için farklı hayaller kuranlar! Bu devletin varlığı ve milletimizin birliği üzerine hesap yapmayın. Vazgeçin. Belki af olursunuz!
Birileri sokaklara, 'iktidar olduk. Şimdi ise muktedir olma vakti' başlığı altında çok farklı rüyalar anlatıyor.
Cumhuriyete, Atatürk'e saldırılarını arttırdıkları gibi sokaklarda, 'Cübbeli genç ordularımız' hazır şovları sergiliyorlar.
Bir diğerleri yüzü maskeli, uzun silahlı militanlarılar çektikleri görüntüleri televizyonlarda reklam başlığıyla yayınlatıyor.
Hele hele o merdiven altı çakma dini sohbet yapanlar yok mu? Tek başlıkları kadın. Sanki bu dinin terazisi, kadın. Kadın üzerinden adeta bir din pazarlamacılığı yapıyorlar.
Bir başka kesim ise milli ve manevi değerlerinden soyunmuş bir nesil hayal etmekte. Özgürlük adı altında her şeyin serbest olduğu bir rüyayı meydanlarda, ekranlarda anlatıyorlar.
Ya bir kesimin 'laiklik dinsizliktir' fitnesine 'evet, laiklik dinsizliktir ve bundan taviz vermeyeceğiz' mantığıyla ortalarda dolaşanlar yok mu?
Bir başka kesim, 'halkların kardeşliği' adı altında İngilizlerin 100 yıllık rüyasını gerçekleştirmek peşinde.
Bir başka kesim, 'Türk Milletinden, Türkçeden' rahatsızlığını alenen dile getiriyor.
Özetle sadece ekonomi de değil toplum olarak da bir çöküş içerisindeyiz.
Bu çöküşe sebep olanlar, kendilerine dindar diyen dinciler, Atatürkçü diyen Atatürk'ten habersizler, laikçi diyen inanç düşmanları, milliyetçi diyen milliyetten yoksunlar, özgürlükçü diyen batının köleleri el birliği, dil birliği, işbirliği ile yapıyorlar.
Bu iş birliği neticesinde insanımıza artık inancı sorgulatılıyor. Milliyeti, dili, örfü, adeti, geleneği sorgulatılıyor. Yaşadığı coğrafyası hatta anne-babası bile sorgulatılıyor.
Dediğim gibi bunların hepsi ortaktır. Ortak hedefleri de Müslümanı, İslam'a düşman etmek, Türkiye Cumhuriyetini, kendi ideolojilerini hakim kılmak için ele geçirmektir.
Buna, millet olarak dur, diyeceğiz. Çünkü bizim dinimiz İslam'dır. Allah'tan başka ilah yoktur. Hz. Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir, diyen her kişi Müslümandır, kardeştir, bir millettir ve o milletin adı da Türk Milletidir.
İslam ruhumuz, Atatürk ortak paydamız, Anadolu ise vatanımızımdır. Ne ruhumuzdan vazgeçeriz, ne ortak paydamızdan ne de vatanımızdan.
Yapmamız gereken ruhumuz ile ortak paydamızda buluşup, bu vatana sahip çıkmaktır.
Bakın! Merhum Prof. Dr. Haydar Baş bu ülke ve insanımız üzerinde oynanan oyunlara şöyle dikkat çekiyordu:
'Bu rüzgâr bu topraklardan gelmedi. Bu rüzgâr çok ötelerden geldi. Onlar şunun hesabını yaptılar. Biz bütün orduları bir araya getirdik, Türk milletinin sırtını yere getiremedik.
O halde bunlarda biz öz var, onu almalıyız ki bunların da, bizden farkı olmasın, geriye sadece posaları kalsın…
Haçlı, bizi meydanlarda mağlup edemedi. Şimdi kültür yoluyla, siyaset ve medeniyet yoluyla mağlup etmeye çalışıyor… Şimdi bunlara ders vermeye var mıyız Anadolulum? Ey yüce milletim buna var mısın?"
Ruhun şad olsun Hocam. Biz varız ve hep var olacağız.
Çünkü İslam, diyoruz. Önce insan, diyoruz. Ahlak, diyoruz. Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir, diyoruz. Bu vatan bizimdir, bizim kalacak, diyoruz. Türkler, Türkiyeli değildir. Türkiye, Türklerindir, diyoruz. Devlet için, cumhuriyet için milletimizin için 'Atatürk birleştirici harçtır, diyoruz.
Atatürk'ün ismini silemeyeceksiniz
BTP lideri Hüseyin Baş: "Bu noktada babamın çok önemli bir örneği vardır. Bir gün sohbetinde bize, 'Haydar Baş'ın adını bu ülkeden silerseniz bu vatan hiçbir şey kaybetmez. Ama bu ülkeden Atatürk'ün adını silersiniz bu ülke birleşebileceği bütün ortak noktaları kaybeder' demişti.
Bu yüzden bizim için Atatürk asla ve kata yok sayılamayacak ve değeri hiçbir zaman azaltılamayacak bir kırmızıçizgidir. Atatürk noktasındaki duruşumuz budur…
Babamın da kitabında yazdığı gibi; 'Atatürk vatandır, Atatürk millettir, Atatürk birleştirici harçtır.' Atatürk'ün tüm ilkeleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kıyamet sabahına kadar ayakta kalabilmesinin şifresidir.
Bu ilkelerden biz ne kadar uzaklaştıysak bugün yaşadığımız sorunlara bu kadar yaklaşmışız demektir.
O yüzden bir an önce Atatürk'ün kurduğu ülkenin fabrika ayarlarına geri dönmek durumundayız' diyordu.
Bende bırakın hülyalarınızı bir kenara ve gelin ortak akıl ile bu devleti kainat devleti yapalım, diyorum.
- Devlet bağımsız ise yargı da bağımsızdır / 08.06.2025
- Baba devlet / 07.06.2025
- Adalet varsa zulüm, zulüm varsa adalet yoktur / 06.06.2025
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025