Geçmişin radikal İslamcısı, şimdinin fırdöndü liberali Ahmet Hakan'ın başlattığı "28 Şubat faziletleri ve İslamcıların karikatür imtihanı" bahsine son noktayı koyalım isterseniz. 28 Şubat sürecinde "çizgisinden bir milim sapmadan karakter sınavını başarı ile geçtiğini iddia eden Ahmet Hakan, 8 yıl sonra 28 Şubat İslamcı camianın olumlu yönde değişimine katkıda bulunmuştur" diyecek kadar hızlı 28 Şubatçı kesilerek aslında sınava tabi kılmayı gerektirmeyecek kadar karakter yoksunu olduğunu itiraf etmiş olmuyor mu? Ahmet Hakan'a göre 28 Şubat sürecinden sonra kendisi ve siyasi uzantıları AKP gibi radikal İslamcıların bir çok hastalıktan kurtulduğunu iddia ediyor. Tartışmaya değer doğrusu. Tartışalım ki bu hastalıklardan kurtulmuşlar mı, yoksa büsbütün hastalığa düçar mı? olmuşlar bir görelim. Bay Hakan 28 Şubat'tan önce İslamcı çevrelerde demagoji ön plandan değil miydi? diye sorarak bu gün demagojik söylemleri terkettiklerini ima ediyor. Peki gerçekten Erdoğan ve Ahmet Hakan şahsında sembolleşen hızlı siyasi ve entel radikaller demagojiyi terk etti mi? Elbetteki hayır. Dün "referansımız İslam" demagojisine sarılanlar, İslam iktidarı için "gerekirse papaz cübbesi giyeriz" diyenler bugün "üç büyük din, medeniyetler ittifakı" nutukları, demagojileri savurmuyor mu? Dün "minareler süngümüz" diyenler bu gün "ezan, hazan ve haç" yan yana şiirleri döktürmüyor mu? Bay Hakan, insanların özel hayatı herkesin doğal müdahale alanı değil miydi? diyor. Dün radikal İslam söylemiyle bunu yaptıklarını, bugün ise karışmadıklarını iddia ediyor. Oysa bugün AKP iktidarında sokaktaki insanın, evde başörtülü eşi var diye memurun hayatı karartılmıyor mu? Bay Hakan "komplocu zihniyet egemenliğini ilan etmiş değil miydi?" diyor. Dün hiç değilse dış güçler için komplo teorileri üreten bu zihniyet bugün o komplocu güçlerle bir olup bizzat milletin has temsilcilerine komplo kurmuyor mu? Bay Hakan şöyle bir aynaya baksa hatırlayacaktır. Daha birkaç hafta önce papaz cinayetine özendirmekle itham ettiği Bağımsız Türkiye Partisi'nin Liderini derin devletin himayesinde olmakla suçlamadı mı? Ve işkembeden konuşan iktidar yöneticileri papazlara şirin görünme uğruna cinayetin sorumlusu olarak AB karşıtlarını göstermedi mi? Bay Hakan, "liderlik eleştiriden münezzeh değil miydi?" diyor. Breh, breh. breh. Bu gün AKP lideri Erdoğan'ı eleştiren partililere uygulanan ciddi operasyonlarından bihaber görünüyor. Bay Hakan camiada herkesin bir resmi geçmişi, bir de kendi görüşü yok muydu? diyor. Bugün farklı mı? Bugün resmi olarak AB yandaşlığı yapılırken, Anadolu'da milleti avlamak için aslında derin devletin şerrinden kurtulmak için AB'ci görünüyormuş numaraları yapılmıyor mu? Bay Hakan, "kendi sermayemizi oluşturuyoruz diyerek Avrupa'daki gariban işçilerin paralarının iç edilmesine herkes rıza göstermiyor muydu?" diyor. Bugün iktidar yine aynı iç etme projesini daha geniş boyutlarda devam ettirmiyor mu? Hem de yabancı sermayeyi ortak ederek! Bay Hakan "iktidara gelmek için ilke falan tanımadığı kanıtlanmadı mı?" diyor. Bugün iktidarda kalmak için bir ilke tanıyorlar mı acaba? Bay Hakan kafalarında ki din anlayışı topluma da dayatılacak bir anlayış olarak görülmüyor muydu? diyor. Bugün de dinlerarası diyalog, medeniyetler barışı, ılımlı İslam, AB uyum yasalarını, BOP projesi diyip din anlayışı dayatılmıyor mu? Dünün radikal İslamcıları, bugünün muhafazakar demokratlarının din anlayışının değiştiği doğru. Dün radikal İslamcı diyorlardı, bugün Hıristiyanlığa uyumlu ılımlı İslam diyorlar. Dün inanmayanlara dahi dayatmacı-itici bir mantıkla icbar eder görünerek toplumu aslında İslam'dan uzaklaştırırken, bugün ABD emri ile Cuma Hutbelerinde okunan "Allah katında yegane din İslam'dır" ayetinin okunmasını yasaklıyorlar. Camilere çok dinli bir din anlayışını dayatmıyorlar mı? Bay Hakan'ın tek doğru tespiti şu olsa gerek: Avrupa öcü olarak takdim edilmiyor muydu? Maske düştü, haç göründü. Onları 28 Şubat değil, iktidar ve ikbal koltukları değiştirdi. Ama karakterlerini değil sadece maskelerini! Oku bakayım Bay Hakan! 28 Şubat'la değişmeyen, sizleri değiştiren sihirli güç neymiş; İktidar ve ikbal hırsı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014