"Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımızın olduğu şu günlerde..."
Bu cümleyi duymayanınız yoktur herhalde.
Siyasiler hemen her konuşmasında kalıplaşmış bu cümleyi kullanır ancak bir türlü içini doldurmaz.
Laf olsun, torba dolsun misali vatandaşın karşısında 3-5 cümle edebilmek adına konuşur dururlar.
***
Evet... Şimdi gerçekten birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var ve elbette bunu sağlayacak bir lidere ve projelere de...
İslam coğrafyasında esen BOP rüzgarı ve bu rüzgarın Türkiye versiyonunda yaşanan bölünme senaryoları herkesin malumu.
Yani artık millet olarak boş laflarla ve boş kadrolarla kaybedecek bir saniyemiz bile kalmadı.
Bu lider öyle bir lider olmalı ki ekonomik kuşatılmışlığa karşı milli bir ekonomi modeli ortaya koymalı, dini parçalanmaya karşı ortak paydamız Ehl-i Beyt diyebilmeli.
Adres ise apaçık ortada.
O adres Bağımsız Türkiye Partisi genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.
***
Bu kadro çözümün adresi olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Hafta sonu milli mücadelenin sembol kentlerinden olan Gaziantep'teydik.
Yani Fransız işgaline karşı Şehit Kamillerin, Şahinbeylerin, Molla Mehmet Karayılanların istiklal için, vatan için canlarını feda ettikleri Gaziantep'teydik.
Ve ne yazık ki şimdilerde Amerikan Patriotlarının konuşlandırıldığı, yeni kahramanlarının (!) coniler haline getirilmek istendiği kentteydik.
Yenimesaj Gazetesi tarafından düzenlenen milli kahramanlarımızı anma programlarının beşincisi burada yapıldı.
Gaziantep halkının programa olan ilgisi görülmeye değerdi. Türk bayraklarıyla salonu dolduran binlerce vatandaş yaklaşık 8 saat süren programı ilgiyle takip etti.
***
Programın onur konuğu BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'tı.
55 dakika süren bir konuşma yapan Haydar Hoca Türkiye'nin sıcak gündemine dair kritik mesajlar verdi.
Bu mesajları şöyle sıralamak mümkün:
1- Yeni anayasa çalışmaları:
"Adına anayasa yaptığınız milleti çok iyi tanımanız lazım. Türk milleti İslam olduktan sonra Allah yolunda hizmet eden bir millettir. Böyle bir millete anayasa yaparkan Fransız'a, İngiliz'e, İtalyan'a anayasa yapar gibi hareket edemezsin."
2- Erdoğan'ın tutuklu komutanlarla ilgili çıkışı:
"Sayın Başbakan geç de olsa bunu gördü. Önce savcıyken, şimdi askerin safına geçti avukat oldu. Eğer kendi adına uyandıysa güzel ama değilse çok kötü. Niye? Çünkü bu bir şeyin habercisi olabilir. Askeri dışarı çıkarmak lazım. Onun şartı da genel aftır. O halde Apo ile birlikte bunları birlikte dışarı salalım kanaatiyle bir af yasası gelebilir. Ben size bunu haber vermiş olayım."
3- Erdoğan'ın son günlerde AB'yi eleştiren açıklamalar yapması:
"Türkiye'yi AB'ye kabul etmezler. Çünkü,
a- AB bir müstakil bayrak ister.
b- Onun kendine has bağımsız parası olması lazım.
c- Kendine has ordusu olması lazım. Şimdi soruyorum: Bayrağı Türk bayrağı olmazsa, ordusu Türk ordusu olmazsa bu millete Tük milleti denir mi?"
4- Asker-sivil kardeşliği:
"Her zaman asker-sivil birlikteliğinden bahsediyoruz. Eğer bu iki kurum kardeş olursa, Japonya sınırlarından Viyana kapılarına kadar koşan milletimiz; nasıl can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini o gün temin etmişse bugün de aynı şekilde bunları temin edecektir. Ama tabii Batılının kafasıyla yürüyüp ağzıyla konuşan, kalbiyle aklıyla düşünen bu işi yapamaz. Niye çünkü onların kendine ait bir projesi, bir programı ve bir tezi yoktur."
Bu cümleyi duymayanınız yoktur herhalde.
Siyasiler hemen her konuşmasında kalıplaşmış bu cümleyi kullanır ancak bir türlü içini doldurmaz.
Laf olsun, torba dolsun misali vatandaşın karşısında 3-5 cümle edebilmek adına konuşur dururlar.
***
Evet... Şimdi gerçekten birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var ve elbette bunu sağlayacak bir lidere ve projelere de...
İslam coğrafyasında esen BOP rüzgarı ve bu rüzgarın Türkiye versiyonunda yaşanan bölünme senaryoları herkesin malumu.
Yani artık millet olarak boş laflarla ve boş kadrolarla kaybedecek bir saniyemiz bile kalmadı.
Bu lider öyle bir lider olmalı ki ekonomik kuşatılmışlığa karşı milli bir ekonomi modeli ortaya koymalı, dini parçalanmaya karşı ortak paydamız Ehl-i Beyt diyebilmeli.
Adres ise apaçık ortada.
O adres Bağımsız Türkiye Partisi genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.
***
Bu kadro çözümün adresi olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Hafta sonu milli mücadelenin sembol kentlerinden olan Gaziantep'teydik.
Yani Fransız işgaline karşı Şehit Kamillerin, Şahinbeylerin, Molla Mehmet Karayılanların istiklal için, vatan için canlarını feda ettikleri Gaziantep'teydik.
Ve ne yazık ki şimdilerde Amerikan Patriotlarının konuşlandırıldığı, yeni kahramanlarının (!) coniler haline getirilmek istendiği kentteydik.
Yenimesaj Gazetesi tarafından düzenlenen milli kahramanlarımızı anma programlarının beşincisi burada yapıldı.
Gaziantep halkının programa olan ilgisi görülmeye değerdi. Türk bayraklarıyla salonu dolduran binlerce vatandaş yaklaşık 8 saat süren programı ilgiyle takip etti.
***
Programın onur konuğu BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'tı.
55 dakika süren bir konuşma yapan Haydar Hoca Türkiye'nin sıcak gündemine dair kritik mesajlar verdi.
Bu mesajları şöyle sıralamak mümkün:
1- Yeni anayasa çalışmaları:
"Adına anayasa yaptığınız milleti çok iyi tanımanız lazım. Türk milleti İslam olduktan sonra Allah yolunda hizmet eden bir millettir. Böyle bir millete anayasa yaparkan Fransız'a, İngiliz'e, İtalyan'a anayasa yapar gibi hareket edemezsin."
2- Erdoğan'ın tutuklu komutanlarla ilgili çıkışı:
"Sayın Başbakan geç de olsa bunu gördü. Önce savcıyken, şimdi askerin safına geçti avukat oldu. Eğer kendi adına uyandıysa güzel ama değilse çok kötü. Niye? Çünkü bu bir şeyin habercisi olabilir. Askeri dışarı çıkarmak lazım. Onun şartı da genel aftır. O halde Apo ile birlikte bunları birlikte dışarı salalım kanaatiyle bir af yasası gelebilir. Ben size bunu haber vermiş olayım."
3- Erdoğan'ın son günlerde AB'yi eleştiren açıklamalar yapması:
"Türkiye'yi AB'ye kabul etmezler. Çünkü,
a- AB bir müstakil bayrak ister.
b- Onun kendine has bağımsız parası olması lazım.
c- Kendine has ordusu olması lazım. Şimdi soruyorum: Bayrağı Türk bayrağı olmazsa, ordusu Türk ordusu olmazsa bu millete Tük milleti denir mi?"
4- Asker-sivil kardeşliği:
"Her zaman asker-sivil birlikteliğinden bahsediyoruz. Eğer bu iki kurum kardeş olursa, Japonya sınırlarından Viyana kapılarına kadar koşan milletimiz; nasıl can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini o gün temin etmişse bugün de aynı şekilde bunları temin edecektir. Ama tabii Batılının kafasıyla yürüyüp ağzıyla konuşan, kalbiyle aklıyla düşünen bu işi yapamaz. Niye çünkü onların kendine ait bir projesi, bir programı ve bir tezi yoktur."
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021