ABD-Kuzey Kore gerilimi dozajı artarak devam ediyor.
Karşılıklı atışmalar yaptırımlara, yaptırımlar ise karşılıklı "füze ile tehdit"lere dönüşüyor.
Washington Post gazetesi, Kuzey Kore'nin tam kapasiteli nükleer bir güç olma yolunda önemli bir eşiği atlatarak, balistik (havadan giden) füzelerine yerleştirebileceği nükleer savaş başlıklarını başarılı bir şekilde ürettiğini haber yaptı. Haberde, ABD Savunma İstihbarat Ajansı'nın (DIA) Kuzey Kore yönetiminin 60 civarında nükleer savaş başlığına sahip olduğunu tespit ettiği ileri sürüldü.
Gazete, Kuzey Kore'nin bir füzenin içine yerleştirilebilecek kadar küçük bir nükleer savaş başlığı geliştirmeyi başardığını, sanılandan çok daha kısa bir süre içerisinde ABD'yi vurabilecek kabiliyete erişebileceğini yazdı. Esasen Kuzey Kore'nin ürettiği Hwasong-14, 10 bin kilometre menziliyle ABD'nin batı kıyısında bulunan bütün şehirlerini vurabiliyor.
ABD Başkanı Trump, Kuzey Kore'nin nükleer tehdide devam etmesi durumunda, "ateş ve dehşetle" karşılaşacağını açıkladı.
ABD'nin talebiyle toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), nükleer silah programını durdurmayan Kuzey Kore'ye karşı yeni yaptırımların uygulanmasını oybirliğiyle kararlaştırdı. Kuzey Kore, BMGK'nın yeni yaptırımlarını 'egemenliğinin ihlali' olarak niteleyerek kınadı, "ABD'den gelen tehditler sürdükçe nükleer cephanesini geliştirme adımından vazgeçmeyeceğini" duyurdu ve "ABD, okyanus ötesinde olduğu için kendini güvende sanıyorsa çok yanılıyor" uyarısında bulundu.
Kuzey Kore Lideri Kim ise ABD'nin Anderson Hava Üssü'nün ve 6 bin Amerikan askerinin bulunduğu Guam'a bir füze fırlatma hazırlığında olduğunu belirtti. Guam, Pasifik Okyanusu'nda bulunuyor, Kore Yarımadası'na 3900 kilometre mesafede? Kuzey Kore'nin resmi KCNA ajansı, Guam'a gönderilmesi planlanan füzenin 4 bin ila 7 bin kilomete menzilli Hwasong-12 balistik füzesi olduğunu açıkladı. Ajans ayrıca, dün sabah yapılan açıklamayla, Guam'ı vurma planının Ağustos ortası hazır olacağını, Kuzey Kore Lideri Kim'in onay vermesi durumunda 4 adet füzeyi gönderme planları olduğunu belirtti.
ASEAN'a katılan Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Ri Yong-Ho "ABD dışında hiçbir ülkeye yönelik nükleer silah kullanma niyetinde olmadıkları" ama bu durumun bir başka ülkenin ABD'nin Kuzey Kore'ye yönelik eylemine katılması halinde değişebileceğini belirtmişti.
Peki, Batı basını gerilimi nasıl görüyor? ABD medyası, Trump'ın yaptığı "Kuzey Kore ateş ve dehşetle karşılaşacak" açıklamasının savaş riskini artırdığını yazdı. Yani Trump'ı suçluyorlar.
Politico'nun haberine göre, defalarca Kuzey Kore'yi ziyaret eden nükleer enerji uzmanı Siegfried Hecker, "Kuzey Kore'yle ilgili en büyük tehdit, ABD'nin kıta kısmını vurabilecek nükleer başlıklı füzeden değil, dikkatsizlik yüzünden Kore Yarımadası'nda nükleer savaş kışkırtabilecek Washington'dan kaynaklanıyor" dedi. Yine ABD suçlanıyor.
The National Interest, "ABD'nin önleyici askeri tedbirleri sonucu Kore Yarımadası'nda çıkabilecek savaş Washington ve bölgedeki müttefikleri için yıkıcı sonuçlar doğurabilir" diye yazdı ve Pyongyang'ın nükleer silahını kullanamaması durumunda bile sıradan füzelerle Güney Kore ve ABD'deki yüz binlerce asker ve sivilleri öldürebileceğini ifade etti. Yine ABD suçlanıyor, savaşla büyük bir bedel ödeneceği riski vurgulanıyor.
ABC News'in haberinde, bir ABD toprağı olan Guam'da yaşayan 163 bin sivilin hedef olmaktan korktuğunu, bazılarının da taşınmayı düşündüğünü yazdı. Gerilim sosyal medyanın da gündemine oturdu ve ABD vatandaşları attıkları tweetlerde Trump'ı, Kim'e benzettiler.
Kuzey Kore'ye komşu olan Rusya ve Çin, ABD'nin Kuzey Kore'yi daha fazla kışkırtmaması gerektiğini, sorunun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini belirttiler.
Eğer Kuzey Kore, ABD'ye bağımlı ve nükleer güce sahip olmayan bir ülke olsaydı emin olun ki, ABD burayı aynı Venezuela gibi çoktan karıştırmıştı ya da Afganistan, Irak, Libya gibi çoktan işgal etmişti. Dikkat ederseniz, sadece bağırıp çağırıyor, tehditler savuruyor, tehditlerini pratiğe dönüştüremiyor, dönüştürmesi de oldukça zor görünüyor.
2. Dünya savaşında olduğu gibi tek nükleer güç ABD değil ve de ABD'nin Vietnam gibi acı bir tecrübesi var. Şu an Kuzey Kore Vietnem'dan da öte yıllardır savaşa hazırlanmış bir ülke? Prof. Dr. Haydar Baş'ın İstanbul'da gerçekleşen İcmal Gençlik programında ifade ettiği gibi, Kuzey Kore yıllardır, ta Kore savaşlarından bu yana böyle bir savaşa hazırlanıyor ve her şeyden önemlisi nükleer bir güç? Ayrıca hiçbir ülkeye de bağımlı değil?
ABD'siz olmaz diyen Türkiye'nin hali ortada, ABD'yle olmaz diyen Kuzey Kore'nin hali ortada? Bizlerin de Türkiye olarak almamız gereken ders buradadır diye düşünüyorum. "Bizler de nükleer güç olalım" demiyorum. Ama şu bir gerçek ki, Atatürk'ün kurduğu tam bağımsız Türkiye, güçlü ordusuyla, tek bilek tek yürek milletiyle, bağımsız ekonomisiyle zaten caydırıcı bir güçtü. İşte Prof. Dr. Baş, yıllardır Milli Ekonomi Modeli ile sosyal Devlet Milli Devlet tezi ile Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt tezi ile bu gerçeği bize anlatıyor.
Ayrıca unutmayalım ki, güçlerin çekinmeden kullanıldığı bir dünyada güçsüz kalmak açık hedef olmak demektir.
Karşılıklı atışmalar yaptırımlara, yaptırımlar ise karşılıklı "füze ile tehdit"lere dönüşüyor.
Washington Post gazetesi, Kuzey Kore'nin tam kapasiteli nükleer bir güç olma yolunda önemli bir eşiği atlatarak, balistik (havadan giden) füzelerine yerleştirebileceği nükleer savaş başlıklarını başarılı bir şekilde ürettiğini haber yaptı. Haberde, ABD Savunma İstihbarat Ajansı'nın (DIA) Kuzey Kore yönetiminin 60 civarında nükleer savaş başlığına sahip olduğunu tespit ettiği ileri sürüldü.
Gazete, Kuzey Kore'nin bir füzenin içine yerleştirilebilecek kadar küçük bir nükleer savaş başlığı geliştirmeyi başardığını, sanılandan çok daha kısa bir süre içerisinde ABD'yi vurabilecek kabiliyete erişebileceğini yazdı. Esasen Kuzey Kore'nin ürettiği Hwasong-14, 10 bin kilometre menziliyle ABD'nin batı kıyısında bulunan bütün şehirlerini vurabiliyor.
ABD Başkanı Trump, Kuzey Kore'nin nükleer tehdide devam etmesi durumunda, "ateş ve dehşetle" karşılaşacağını açıkladı.
ABD'nin talebiyle toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), nükleer silah programını durdurmayan Kuzey Kore'ye karşı yeni yaptırımların uygulanmasını oybirliğiyle kararlaştırdı. Kuzey Kore, BMGK'nın yeni yaptırımlarını 'egemenliğinin ihlali' olarak niteleyerek kınadı, "ABD'den gelen tehditler sürdükçe nükleer cephanesini geliştirme adımından vazgeçmeyeceğini" duyurdu ve "ABD, okyanus ötesinde olduğu için kendini güvende sanıyorsa çok yanılıyor" uyarısında bulundu.
Kuzey Kore Lideri Kim ise ABD'nin Anderson Hava Üssü'nün ve 6 bin Amerikan askerinin bulunduğu Guam'a bir füze fırlatma hazırlığında olduğunu belirtti. Guam, Pasifik Okyanusu'nda bulunuyor, Kore Yarımadası'na 3900 kilometre mesafede? Kuzey Kore'nin resmi KCNA ajansı, Guam'a gönderilmesi planlanan füzenin 4 bin ila 7 bin kilomete menzilli Hwasong-12 balistik füzesi olduğunu açıkladı. Ajans ayrıca, dün sabah yapılan açıklamayla, Guam'ı vurma planının Ağustos ortası hazır olacağını, Kuzey Kore Lideri Kim'in onay vermesi durumunda 4 adet füzeyi gönderme planları olduğunu belirtti.
ASEAN'a katılan Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Ri Yong-Ho "ABD dışında hiçbir ülkeye yönelik nükleer silah kullanma niyetinde olmadıkları" ama bu durumun bir başka ülkenin ABD'nin Kuzey Kore'ye yönelik eylemine katılması halinde değişebileceğini belirtmişti.
Peki, Batı basını gerilimi nasıl görüyor? ABD medyası, Trump'ın yaptığı "Kuzey Kore ateş ve dehşetle karşılaşacak" açıklamasının savaş riskini artırdığını yazdı. Yani Trump'ı suçluyorlar.
Politico'nun haberine göre, defalarca Kuzey Kore'yi ziyaret eden nükleer enerji uzmanı Siegfried Hecker, "Kuzey Kore'yle ilgili en büyük tehdit, ABD'nin kıta kısmını vurabilecek nükleer başlıklı füzeden değil, dikkatsizlik yüzünden Kore Yarımadası'nda nükleer savaş kışkırtabilecek Washington'dan kaynaklanıyor" dedi. Yine ABD suçlanıyor.
The National Interest, "ABD'nin önleyici askeri tedbirleri sonucu Kore Yarımadası'nda çıkabilecek savaş Washington ve bölgedeki müttefikleri için yıkıcı sonuçlar doğurabilir" diye yazdı ve Pyongyang'ın nükleer silahını kullanamaması durumunda bile sıradan füzelerle Güney Kore ve ABD'deki yüz binlerce asker ve sivilleri öldürebileceğini ifade etti. Yine ABD suçlanıyor, savaşla büyük bir bedel ödeneceği riski vurgulanıyor.
ABC News'in haberinde, bir ABD toprağı olan Guam'da yaşayan 163 bin sivilin hedef olmaktan korktuğunu, bazılarının da taşınmayı düşündüğünü yazdı. Gerilim sosyal medyanın da gündemine oturdu ve ABD vatandaşları attıkları tweetlerde Trump'ı, Kim'e benzettiler.
Kuzey Kore'ye komşu olan Rusya ve Çin, ABD'nin Kuzey Kore'yi daha fazla kışkırtmaması gerektiğini, sorunun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini belirttiler.
Eğer Kuzey Kore, ABD'ye bağımlı ve nükleer güce sahip olmayan bir ülke olsaydı emin olun ki, ABD burayı aynı Venezuela gibi çoktan karıştırmıştı ya da Afganistan, Irak, Libya gibi çoktan işgal etmişti. Dikkat ederseniz, sadece bağırıp çağırıyor, tehditler savuruyor, tehditlerini pratiğe dönüştüremiyor, dönüştürmesi de oldukça zor görünüyor.
2. Dünya savaşında olduğu gibi tek nükleer güç ABD değil ve de ABD'nin Vietnam gibi acı bir tecrübesi var. Şu an Kuzey Kore Vietnem'dan da öte yıllardır savaşa hazırlanmış bir ülke? Prof. Dr. Haydar Baş'ın İstanbul'da gerçekleşen İcmal Gençlik programında ifade ettiği gibi, Kuzey Kore yıllardır, ta Kore savaşlarından bu yana böyle bir savaşa hazırlanıyor ve her şeyden önemlisi nükleer bir güç? Ayrıca hiçbir ülkeye de bağımlı değil?
ABD'siz olmaz diyen Türkiye'nin hali ortada, ABD'yle olmaz diyen Kuzey Kore'nin hali ortada? Bizlerin de Türkiye olarak almamız gereken ders buradadır diye düşünüyorum. "Bizler de nükleer güç olalım" demiyorum. Ama şu bir gerçek ki, Atatürk'ün kurduğu tam bağımsız Türkiye, güçlü ordusuyla, tek bilek tek yürek milletiyle, bağımsız ekonomisiyle zaten caydırıcı bir güçtü. İşte Prof. Dr. Baş, yıllardır Milli Ekonomi Modeli ile sosyal Devlet Milli Devlet tezi ile Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt tezi ile bu gerçeği bize anlatıyor.
Ayrıca unutmayalım ki, güçlerin çekinmeden kullanıldığı bir dünyada güçsüz kalmak açık hedef olmak demektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025