Gazze'deki ateşkes elbette ki İsrail'in saldırganlığını, yayılmacı politikalarını, ABD'nin bölge üzerindeki kirli hesaplarını bitirmeyecek ama bu bölgedeki gerginliğin bir nebze azaltılmasının sebepleri var.
ABD, küresel bir rekabet içinde olduğu başta Çin ve Rusya olmak üzere BRICS devletlerine ve bu birlikle işbirliği içinde olan diğer ülkelere odaklanmak istiyor.
Zaten ateşkes sonrası dünyada peş peşe yaşanan gelişmelerden bunu net olarak görüyoruz.
Trump, Rusya'yı Ukrayna üzerinden baskılamaya devam ediyor. Bugün Beyaz Saray'da Ukrayna lideri Zelenski ile bir görüşme yapacak. Masadaki en önemli konu Tomahawk füzesi satışı.
Moskova'yı vurabilecek menzile sahip bu füzeler savaşın gidişatını değiştirebilir. Putin teslimatı "savaşta yeni bir evre" olarak yorumladı.
Füzelerin savaş başlığı ağırlığı yaklaşık 450 kilogram.
ABD, bu füzeleri "yüksek değerli hedefleri" vurmak için kullanıyor; rafineriler, silah depoları, köprüler, elektrik santralleri vs. bu füzelerin başlıca hedefleri.
Birim maliyeti yaklaşık 1.7 milyon dolar olan füzelerin menzili 2 bin 500 kilometreye kadar çıkıyor.
Ukrayna'ya bu füzelerden 20 ila 50 adet verileceği ifade ediliyor. Hatta bazı uzmanlar yüzlerce verilebileceğini söylüyor. Sayı şimdilik belirsiz.
Rusya ile yapılan pazarlıklar neticesinde verilmeme ihtimali de var. Çünkü Trump, Zelenski görüşmesinden önce Putin ile bir telefon görüşmesi yaptı. İki lider önce dışişleri bakanlarının görüşmesi, ardından da Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de yüz yüze görüşme konusunda mutabık kaldı.
Yani Trump, Ukrayna'ya Tomahawk füze satışını Putin ile pazarlıkta bir koz olarak kullanıyor olabilir.
Trump, hem Rusya-Ukrayna savaşını bitirmek, hem de Rusya'nın ve Ukrayna'nın nadir elementlerine konmak istiyor.
Trump'ın odağında sadece Rusya-Ukrayna savaşı yok şüphesiz. Trump bir taraftan Rusya'yı barışa zorlarken, diğer taraftan Rusya'nın genelde ekonomisine, özelde ise petrol ihracatına darbe vurmak istiyor.
Bu noktada Hindistan ile temas halinde bulunan Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin Rusya'dan petrol satın almayı bırakma konusunda kendisine güvence verdiğini söyledi.
Trump, "Hindistan'ın (Rusya'dan) petrol alması beni mutsuz ediyordu. (Modi) Bugün beni Rusya'dan petrol almayacakları konusunda temin etti" dedi ve "Şimdi Çin'in de aynı şeyi yapmasını sağlamalıyız" şeklinde konuştu.
Trump, ağustos ayında Hindistan'ın "Rus petrolü satın aldığı" gerekçesiyle mevcut yüzde 25'lik karşılıklı tarife oranına ek olarak yüzde 25 gümrük vergisi uygulama kararı almıştı ve bu durum iki ülke arasındaki gerilimi artırmıştı.
Hindistan ve Çin, Rus ham petrolünün en büyük alıcıları arasında yer alıyor. Trump, bu hamlelerle Rusya'nın önünü kesmeye çalışıyor.
Trumplı ABD, Gazze'deki ateşkesten hemen sonra Çin'e ek gümrük vergileri getirdi. Önceden yüzde 30 olan tarifeye yüzde 100 vergi daha eklenerek yüzde 130'a çıkartıldı. Buna gerekçe olarak da Çin'in nadir elementlere ihracat kısıtlaması getirmesi oldu.
Teknolojide hammadde olarak kullanılan nadir elemenlerin rezervleri konusunda ilk sırada 800 milyon tonla Çin, 694 milyon tonla da ikinci sırada Türkiye bulunuyor.
Trump, birkaç hafta içinde Çin lideri Şi Cinping ile de görüşecek, gümrük tarifesi sopasıyla masada hem nadir elementler hem de Rusya'dan petrol ithalatı konusu olacak.
Dikkat ediyor musunuz, Trump, hem Rusya'ya yanaşıp Çin ile ilişkilerini bozmaya çalışıyor, hem Çin'e yanaşıp Rusya ile arasını açmaya çalışıyor, hem de Hindistan'ı Rusya ve Çin'den uzaklaştırıyor. Yani BRICS'i dağıtmak istiyor.
BRICS ülkeleri şu gerçeği unutmamalı: Eğer ABD, BRICS'i dağıtmak istiyorsa, dünya ekonomisinin denge merkezi haline geldiği içindir, ABD'nin bundan rahatsız olması doğru yolda ilerlendiğini gösteriyor. BRICS, bundan vazgeçmemeli ve milli paralarla ticaretine, birliğini korumaya devam etmelidir.
ABD'nin odaklandığı bir diğer ülke ise dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Venezuela. Uyuşturucu kartellerini bahane olarak sunarak, askeri yığınak yapıyor, teknelere saldırıyor.
Son olarak da Trump, CIA'ye, Venezuela topraklarında operasyon düzenleme yetkisi verdi.
Venezuela lideri Maduro'nun başına ödül koyan Trump, her türlü baskıyı uyguluyor ve bölgede yeni bir savaşın fitilini ateşlemeye hazırlanıyor. Burada hem petrolü kontrol altına alma, hem Venezuela'yı Çin ve Rusya'dan uzaklaştırma, hem de bu ülke de dahil latin Amerika ülkelerini arka bahçesi haline getirme hedeflerini güdüyor.
Bu örneklerde olduğu emperyalizm tüm yönleriyle devam etmektedir. Bunun karşısında durmak için Mustafa Kemal Atatürk gibi tam bağımsızlığı şiar edinmiş bir lider olmak gerekir. Ayrıca Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile de bu bağımsızlık sağlam bir ekonomik temele oturtulmalıdır.
- 'Sermayeye var, dar gelirliye yok' bütçesi! / 16.10.2025
- Enflasyonun sebebi talepse, Almanya’da enflasyon uçuyor olmalıydı / 15.10.2025
- İsrail'in en büyük destekçisi, şimdi barış havarisi! / 14.10.2025
- Komisyonda konuşulanlar: Süreç nereye gidiyor? / 11.10.2025
- İsrail ateşkese uyacak mı, uysa bile Gazze Gazzelilere yar olacak mı? / 10.10.2025
- SDG ile Şara yönetiminin ‘entegrasyon’ tiyatrosu / 09.10.2025
- Gelir adaletsizliği zirvedeyken terörsüz Türkiye mümkün mü? / 08.10.2025
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025