Tarihler değişti, aktörler değişti ama mantık hiç değişmedi. Ergenekon, Balyoz, şike, 17-25 Aralık, askeri okul ve üniversite sınav sorularının çalınması vs.
Milattan önce filan yaşanmadı. Daha 10-15 yıl önce yaşandı. AKP yine iktidardı. Yine yargı bağımsızdır, Türkiye bir hukuk devletidir deniliyordu. Ama bu sözleri dile getirenler açıkça iddia sahiplerinin yanında yer alıyordu.
Bir teröristin sözleri ile TSK kafeslendi. Genel Kurmak Başkanı 'terör örgütü lideri' olarak suçlandı.
Bir ahmağın iddiaları ile devletin mahremine (kozmik oda) girildi. Bir başka alçağın iddiaları ile topraktan taze gömülmüş silahlar çıkarılıp binlerce subayımız hapse atıldı.
17-25 Aralık sürecine 'kumpas', askeri okul ve üniversite sınav sorularının çalınmasına ise 'pardon' çekildi.
15 Temmuz'dan sonra da, 'biz, bunların böyle olduğunu bilmiyorduk, aldatıldık, Allah'tan af, milletimizden özür diliyoruz' diyerek işin içinden çıktılar.
Aynı film gösterimde
Şimdi aynı senaryo ile hazırlanan film gösterimde. Hedefte ise CHP, İmamoğlu ve CHP'li belediyeler var.
Bu yaşanmışlıklar aynı zamanda bir itiraftır. Neyin? Türkiye'de yargı bağımsız olsaydı, bazı odakların etkisinde kalmasaydı, devletin denetim kurumları görevlerini yapsaydı sıra CHP'ye hiç gelmezdi.
Ama geldi. İktidar aynen dünkü gibi bir taraftan yargı bağımsızlığına dem vururken diğer taraftan da iddialar üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor.
İmamoğlu
2019'da iki ve 2024'te bir seçim kazanarak İBB Başkanı oldu. İtiraf edeyim, ben hiç oy vermedim, 6 yılda icraatları eski döneme göre iyi olsa da İstanbul'u sorunları karşısında aciz kaldı.
Ama İmamoğlu daha 2019 seçimleri öncesi 'Sisi' benzetmesiyle hedef yapıldı. 6 yıldır hedefte ve 8 hapiste.
Terör örgütüyle işbirliği yapmakla, yolsuzluklarla vs. suçlandı. İddianamelere 'suç örgütü lideri' vasfı konuldu. Yeni iddia ise siyasal casusluk.
Savcılık, İmamoğlu'nun liderliğinde bir "çıkar amaçlı suç örgütü" kurduğunu öne sürüyor. Bu örgütün amacı, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon toplamak ve CHP'yi yasadışı yollardan ele geçirmek.
Özellikle 2019 yerel seçim kampanyasında, seçmen profillerine dair kişisel bilgileri analiz edilerek yabancı istihbarat servislerine aktarıldığı iddia ediliyor.
Peki, savcılık bu iddialara nasıl ulaşmış. Dünküyle aynı şekilde. Bir şahıs çıkıp, 'ben yaptıklarımdan pişman oldum, bildiklerimi anlatıp, pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum' mantığıyla.
Bu şahıs aynen Azizi İhsan Aktaş gibi 2019 İstanbul yerel seçimleri sürecinde İmamoğlu'nun kampanya ekibiyle işbirliği yaptığını, İBB verilerinin yasadışı yollarla elde edip, elde edilen verileri İngiltere veya ABD bağlantılı yabancı istihbarat servislerine (MI6 ve CIA) aktardıklarını itiraf ediyor.
Yandaş medya Hüseyin Gün ajanın iddiaları ile zaten verdikleri hükmü daha da süsleyerek kamuoyuna sundular.
O da ne!
Gazeteci İsmail Saymaz, 17-25 Aralık sürecinde sosyal medyadan dikkat çeken paylaşımlar yapan 'Fuat Avni' isimli kullanıcıyı bulmak için AKP İstanbul Milletvekili ve şu an Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı olan Mehmet Sekmen'in isteğiyle Emniyet'te 'Fuat Avni' sunumu yaptığı iddia etti.
Aynı şahıs 2010 yılında Londra'daki Lordlar Kamarası'nda AKP'li bakanlar ve yetkililerle bir toplantı organize ettiğini söyledi.
Bu şahıs diyor ki: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1923 yılından bugüne kadar Lordlar Kamarası'nı açtıran bir Türk yoktur. Lordlar Kamarası'nı açtıran tek Türk benim. 10 Şubat 2010 yılında Lordlar Kamarası'nda 'Yükselen Türkiye' toplantısını organize eden benim. Bu toplantılara Türkiye Cumhuriyeti devletinden yetkililer olurdu."
Ortada bir casusluk varsa tek şüpheli Ekrem İmamoğlu olmaması lazım Öyle değil mi?
Casusluk demişken
Dünün AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı bugünün AKP MKYK üyesi Emre Cemil Ayvalı canlı yayında FETÖ ile işbirliğini itiraf etti mi? Etti.
"Bir tarafta darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta FETÖ vardı. Bunları birbirine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldık. Bunu ancak Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider yapabilirdi."
İtiraftan sonra Ayvalı istifa etti, ancak 2021'de MKYK üyesi oldu.
Aynı şekilde AKP eski Diyarbakır Milletvekili ve MKYK üyesi Abdurrahman Kurt, 25 Aralık 2014'te CNN Türk'te:
Ahmet Hakan'ın "Siz, Amerika, siz (AKP) cemaat üçünüz ortak askeri vesayeti mi yıktınız Türkiye'de?' sorusuna:
Abdurrahman Kurt: "Evet, aynen böyle de okuyabilirsiniz. Bütün yani eşimiz, dostumuz, akrabamız, yani insanlarımız var bu konuda çevremizde… Şimdi burada yadırganacak bir durum yok, o da (Fethullah Gülen) bu ülkenin bir gerçeği idi. Ve biz askeri vesayete karşı biz mücadele verirken Türkiye'de onlar (FETÖ cemaati) yanımızdaydı."
İtirafın babası değil mi?
Eski AKP MKYK üyesi ve iş insanı Ethem Sancak, 30 Mart 2022'de Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde düzenlenen "Türkiye'nin Güvenliği ve NATO" sempozyumunda (basına kapalı oturum) AKP'nin ABD desteğiyle iktidara geldiğini söyledi.
Ethem Sancak, basına yansıyan bu sözleri önce reddetti.
Ses kaydı çıktı: "Bu millet Tayyip Erdoğan'ı seçti. Tayyip Erdoğan, Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanıydı. Aslında Amerika'nın desteğiyle geldik iktidara. Taç giyen baş akıllanır." O da istifa etti.
Sayın Erdoğan bugün ne diyor?
Sayın Erdoğan, Katar dönüşü yaptığı açıklamada şöyle dedi:
Milletim artık CHP'yi gayet iyi tanıyor. Bunların "cambaza bak" siyasetini çok iyi biliyor. Her zaman için 'adalet yerini bulsun, kim ne yaptıysa hesabını hukuk önünde versin' dedik.
Ama bunlar bunu hala anlayamıyor. Hem milletin paralarından kuleler yapacaksın, belediyeleri hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvet, irtikap suçlarının odağı yapacaksın, hem de yargı bunun hesabını sormak için harekete geçtiğinde tehditler savunacaksın. Yok böyle 25 kuruşa simit. Böyle saçmalık olur mu?"
Evet, böyle saçmalık olmaması lazım!
Milattan önce filan yaşanmadı. Daha 10-15 yıl önce yaşandı. AKP yine iktidardı. Yine yargı bağımsızdır, Türkiye bir hukuk devletidir deniliyordu. Ama bu sözleri dile getirenler açıkça iddia sahiplerinin yanında yer alıyordu.
Bir teröristin sözleri ile TSK kafeslendi. Genel Kurmak Başkanı 'terör örgütü lideri' olarak suçlandı.
Bir ahmağın iddiaları ile devletin mahremine (kozmik oda) girildi. Bir başka alçağın iddiaları ile topraktan taze gömülmüş silahlar çıkarılıp binlerce subayımız hapse atıldı.
17-25 Aralık sürecine 'kumpas', askeri okul ve üniversite sınav sorularının çalınmasına ise 'pardon' çekildi.
15 Temmuz'dan sonra da, 'biz, bunların böyle olduğunu bilmiyorduk, aldatıldık, Allah'tan af, milletimizden özür diliyoruz' diyerek işin içinden çıktılar.
Aynı film gösterimde
Şimdi aynı senaryo ile hazırlanan film gösterimde. Hedefte ise CHP, İmamoğlu ve CHP'li belediyeler var.
Bu yaşanmışlıklar aynı zamanda bir itiraftır. Neyin? Türkiye'de yargı bağımsız olsaydı, bazı odakların etkisinde kalmasaydı, devletin denetim kurumları görevlerini yapsaydı sıra CHP'ye hiç gelmezdi.
Ama geldi. İktidar aynen dünkü gibi bir taraftan yargı bağımsızlığına dem vururken diğer taraftan da iddialar üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor.
İmamoğlu
2019'da iki ve 2024'te bir seçim kazanarak İBB Başkanı oldu. İtiraf edeyim, ben hiç oy vermedim, 6 yılda icraatları eski döneme göre iyi olsa da İstanbul'u sorunları karşısında aciz kaldı.
Ama İmamoğlu daha 2019 seçimleri öncesi 'Sisi' benzetmesiyle hedef yapıldı. 6 yıldır hedefte ve 8 hapiste.
Terör örgütüyle işbirliği yapmakla, yolsuzluklarla vs. suçlandı. İddianamelere 'suç örgütü lideri' vasfı konuldu. Yeni iddia ise siyasal casusluk.
Savcılık, İmamoğlu'nun liderliğinde bir "çıkar amaçlı suç örgütü" kurduğunu öne sürüyor. Bu örgütün amacı, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon toplamak ve CHP'yi yasadışı yollardan ele geçirmek.
Özellikle 2019 yerel seçim kampanyasında, seçmen profillerine dair kişisel bilgileri analiz edilerek yabancı istihbarat servislerine aktarıldığı iddia ediliyor.
Peki, savcılık bu iddialara nasıl ulaşmış. Dünküyle aynı şekilde. Bir şahıs çıkıp, 'ben yaptıklarımdan pişman oldum, bildiklerimi anlatıp, pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum' mantığıyla.
Bu şahıs aynen Azizi İhsan Aktaş gibi 2019 İstanbul yerel seçimleri sürecinde İmamoğlu'nun kampanya ekibiyle işbirliği yaptığını, İBB verilerinin yasadışı yollarla elde edip, elde edilen verileri İngiltere veya ABD bağlantılı yabancı istihbarat servislerine (MI6 ve CIA) aktardıklarını itiraf ediyor.
Yandaş medya Hüseyin Gün ajanın iddiaları ile zaten verdikleri hükmü daha da süsleyerek kamuoyuna sundular.
O da ne!
Gazeteci İsmail Saymaz, 17-25 Aralık sürecinde sosyal medyadan dikkat çeken paylaşımlar yapan 'Fuat Avni' isimli kullanıcıyı bulmak için AKP İstanbul Milletvekili ve şu an Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı olan Mehmet Sekmen'in isteğiyle Emniyet'te 'Fuat Avni' sunumu yaptığı iddia etti.
Aynı şahıs 2010 yılında Londra'daki Lordlar Kamarası'nda AKP'li bakanlar ve yetkililerle bir toplantı organize ettiğini söyledi.
Bu şahıs diyor ki: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1923 yılından bugüne kadar Lordlar Kamarası'nı açtıran bir Türk yoktur. Lordlar Kamarası'nı açtıran tek Türk benim. 10 Şubat 2010 yılında Lordlar Kamarası'nda 'Yükselen Türkiye' toplantısını organize eden benim. Bu toplantılara Türkiye Cumhuriyeti devletinden yetkililer olurdu."
Ortada bir casusluk varsa tek şüpheli Ekrem İmamoğlu olmaması lazım Öyle değil mi?
Casusluk demişken
Dünün AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı bugünün AKP MKYK üyesi Emre Cemil Ayvalı canlı yayında FETÖ ile işbirliğini itiraf etti mi? Etti.
"Bir tarafta darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta FETÖ vardı. Bunları birbirine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldık. Bunu ancak Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider yapabilirdi."
İtiraftan sonra Ayvalı istifa etti, ancak 2021'de MKYK üyesi oldu.
Aynı şekilde AKP eski Diyarbakır Milletvekili ve MKYK üyesi Abdurrahman Kurt, 25 Aralık 2014'te CNN Türk'te:
Ahmet Hakan'ın "Siz, Amerika, siz (AKP) cemaat üçünüz ortak askeri vesayeti mi yıktınız Türkiye'de?' sorusuna:
Abdurrahman Kurt: "Evet, aynen böyle de okuyabilirsiniz. Bütün yani eşimiz, dostumuz, akrabamız, yani insanlarımız var bu konuda çevremizde… Şimdi burada yadırganacak bir durum yok, o da (Fethullah Gülen) bu ülkenin bir gerçeği idi. Ve biz askeri vesayete karşı biz mücadele verirken Türkiye'de onlar (FETÖ cemaati) yanımızdaydı."
İtirafın babası değil mi?
Eski AKP MKYK üyesi ve iş insanı Ethem Sancak, 30 Mart 2022'de Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde düzenlenen "Türkiye'nin Güvenliği ve NATO" sempozyumunda (basına kapalı oturum) AKP'nin ABD desteğiyle iktidara geldiğini söyledi.
Ethem Sancak, basına yansıyan bu sözleri önce reddetti.
Ses kaydı çıktı: "Bu millet Tayyip Erdoğan'ı seçti. Tayyip Erdoğan, Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanıydı. Aslında Amerika'nın desteğiyle geldik iktidara. Taç giyen baş akıllanır." O da istifa etti.
Sayın Erdoğan bugün ne diyor?
Sayın Erdoğan, Katar dönüşü yaptığı açıklamada şöyle dedi:
Milletim artık CHP'yi gayet iyi tanıyor. Bunların "cambaza bak" siyasetini çok iyi biliyor. Her zaman için 'adalet yerini bulsun, kim ne yaptıysa hesabını hukuk önünde versin' dedik.
Ama bunlar bunu hala anlayamıyor. Hem milletin paralarından kuleler yapacaksın, belediyeleri hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvet, irtikap suçlarının odağı yapacaksın, hem de yargı bunun hesabını sormak için harekete geçtiğinde tehditler savunacaksın. Yok böyle 25 kuruşa simit. Böyle saçmalık olur mu?"
Evet, böyle saçmalık olmaması lazım!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Siyasal casusluk / 01.11.2025
- Ülkemiz siyasetçilerinin tarih bilgisi yok mu? / 31.10.2025
- ‘Paranın dini olmaz’ dediler yolsuzlukları patlattılar / 30.10.2025
- Tek adam vesayetinin bittiği gün / 29.10.2025
- Suriye’de kim, kime entegre oluyor / 27.10.2025
- Yoksullukla mücadele gününde yoksulluğu inkar ettiler / 26.10.2025
- Numan Kurtulmuş, Numan Beyi hatırlar mı? / 25.10.2025
- Hamas kazandı mı, kaybettirdi mi, ne diyecek? / 24.10.2025
- Erdoğan satınca muhalefet hatırlıyor / 23.10.2025
- Kıbrıs’ta tufan / 22.10.2025
- Ülkemiz siyasetçilerinin tarih bilgisi yok mu? / 31.10.2025
- ‘Paranın dini olmaz’ dediler yolsuzlukları patlattılar / 30.10.2025
- Tek adam vesayetinin bittiği gün / 29.10.2025
- Suriye’de kim, kime entegre oluyor / 27.10.2025
- Yoksullukla mücadele gününde yoksulluğu inkar ettiler / 26.10.2025
- Numan Kurtulmuş, Numan Beyi hatırlar mı? / 25.10.2025
- Hamas kazandı mı, kaybettirdi mi, ne diyecek? / 24.10.2025
- Erdoğan satınca muhalefet hatırlıyor / 23.10.2025
- Kıbrıs’ta tufan / 22.10.2025


















































































