AB'nin geleceğini Hollanda belirleyecek
Avrupa Birliği'nin 6 kurucu ülkesinden biri olan Hollanda özgürlükler ülkesi... Ülke son dönemde AB karşıtlığı ile öne çıkmaya başladı. Öyle ki, İngiltere'nin ardından AB'yi terk edecek ikinci ülkenin Hollanda olacağı sıklıkla dile getiriliyor. Hollanda çıkarsa, gerisi çorap söküğü gibi gelecek.
06.11.2016 00:00:00
RECEP BAHAR/AMSTERDAM
Hollanda'nın başkenti Amsterdam kuşkusuz Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri... Muhteşem değil elbette. Kimi yönleriyle de çirkin bir şehir. Ülkenin idari yani hükümet merkezinin bulunduğu başkenti ise Lahey... Amsterdam, dünyanın en güzel şehirleri listesinde her daim İstanbul, Roma, Floransa, Paris, Budapeşte, Venedik, Londra, San Francisco, Barselona gibi şehirlerle birlikte yer almakta. Amsterdam, 'serbestlik, hoşgörü ve özgür düşünce' ile de öne çıkmakta. Amsterdam'da belirli koşullarda uyuşturucu kullanmak serbest! Ne yapacaksan yeraltından değil yer üstünde yap mantığı egemen kente! Kimse kimseye de sataşmıyor. İnsanlarla korkuya kapılmadan dünya meselelerini de konuşmak mümkün... Peki, Amsterdam neden bu kadar toleranslı? Yazılıp çizilenlere göre kent 1200'lü yıllarda bir ticaret merkezi olarak kurulmuş. Bu nedenle ticaret, ideoloji ve inançtan önemli olmuş. İkinci olarak kent geleneksel olarak bir göçmen şehri? İstanbul'da 72 milletten insan yaşıyorsa, Amsterdam için söylenen 187! İspanya'dan kaçan Yahudiler İstanbul'un yanı sıra Amsterdam'a da sığındılar, dahası Fransa'daki Katolik kıyımından kurtulmak isteyen Protestanlar da soluğu Amsterdam'da aldı. Ancak Hollanda'nın geneline yayıldığında hoşgörü kavramı epey havada kalıyor zira 2017 yılında yapılacak genel seçimlerde katıksız İslam ve Müslüman düşmanı olan Geert Wilders'in Özgürlük Partisi anketlerde önde gidiyor. Anketlere göre her 4 Hollandalı seçmenden biri Wilders'in partisine oy verecek. Bu tablo, Amsterdam veya Hollanda'nın diğer şehirlerinde sokaklarda hoşgörülü olarak görülen insanların dörtte birinin içinde kıyametler koptuğunu ortaya koyuyor. Bam teline bastığınızda bu ülkede de hoşgörü bir tarafa itilebilir. Zaten bir zamanlar Türkiye'de hatta dünyada hoşgörü şampiyonu (!) olan FETÖ hareketi 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunmadı mı?
Hollanda'nın 17 milyonluk nüfusunun yüzde 20'si yabancı! Baş nedeni ise sömürgeci bir ülke olması? Ülkede yaşayan 400 bini aşkın Türk açısından şimdilik ciddi bir sorun görünmüyor. Ancak sayıları 350 bini bulan Faslılar için aynı şeyi söyleyebilmek mümkün değil. Onlara daha olumsuz bir gözle bakılıyor. Hollanda'nın eski sömürgesi Endonezya'dan gelen Müslüman sayısı da 360 bin civarında. Yabancı düşmanlığında yükseliş böyle devam ederse, tüm Müslümanlar için sıkıntı kapıda demektir.
Amsterdam'ı farklı kılan özellikleri
Amsterdam şehir merkezinde yaklaşık 750 bin kişi, büyükşehir sınırları içinde ise 2 milyon 160 bin kişi yaşıyor. Nüfus açısından orta büyüklükte bir kent?
Amsterdam Avrupa'nın en canlı şehirlerinden biri? Mesela Amsterdam'dan önce uğradığım Avrupa Birliği'nin başkenti konumundaki Brüksel'de hayat akşam 7'den sonra durmuşken, Amsterdam da 24.00'e, hatta şehrin bir çok noktasında sabaha kadar devam ediyor.
Amsterdam, Venedik gibi kanallarıyla öne çıkan bir şehir. Bu nedenle 'Kuzeydeki Venedik' olarak adlandırılıyor. Kentte 165 kanal var ve bunların uzunluğu 100 kilometreyi aşıyor. Kanalların üzerinde 1.753 köprü var. Yaklaşık 2 bin 250 köprü ise ufak tefek olduklarından hesaba katılmıyor! Dünyada bu kadar köprüye sahip başka bir kent yok.
Amsterdam'ın bir başka alamet-i farikası ise bisikletler. Kent merkezinde yetişkin insan sayısından daha fazla bisiklet var. Yetkililere göre rakam 900 bin. Amsterdam, Stockholm'den sonra Avrupa'nın en güvenli kenti ancak sıra bisiklet hırsızlığına gelince dünyada herhalde ilk sırada yer alıyordur. Şehirde bisikletler sık sık kanalları boyluyor. Her yıl yaklaşık 15 bin bisiklet kanallardan çıkarılıyor. Bu arada polis verilerine göre çoğu sarhoş her yıl 10-15 kişi kanallara düşerek boğuluyor! Not edelim, kanallarda yüzmek yasak!
Amsterdam, hafif uyuşturucu olarak adlandırılan marihuana ve esrarın serbestçe satıldığı bir kent? Kentte uyuşturucu müzesi bile var! Kentin ana arteri konumundaki Dam Meydanı'na yakın pek çok caddede uyuşturucu kokusu kendini hissettiriyor. Söz konusu uyuşturucular 'coffeeshop'larda satılıyor. Bu mekânlarda kahve, çay, kek, meyve suyu vesaire de satılıyor. Bu tür mekânların turizme büyük katkısı oluyormuş! Bir de 'koffie huis'ler yanı 'kahve evleri' var, bunlarda uyuşturucu satmak yasak.
Ev yok, buyurun bota...
Amsterdam'ın merkezinde konut sıkıntısı var çünkü az katlı olan evlerin çoğu tarihi özellikleri olan yapılar. Kent merkezinde yüksek katlı yeni bina yapmak da yasak? Zaten zemin gevşek olduğundan eski binaların da bir bölümü hafif eğik. Kentte 16., 17., ve 18. yüzyıldan kalma 6 bin 800 yapı var. Konut sıkıntısı had safhada olunca, birçok Amsterdamlı çareyi 'yüzen evler'e sığınmakta bulmuş. Bu evler kanallarda kıyıya demirlemiş 'bot'lardan oluşuyor. Bayağı yatak odası, banyosu, salonu, mutfağı var. Dubleks ve tripleks 'bot evler' de bulunuyor! Eğer ev belediyeye kayıtlı ise elektrik, su, doğalgaz gibi hizmetlerinden yararlanabiliyor, botun sahibi de vergisini ödüyor. Amsterdam kent merkezinde 3 bin 50'den fazla 'bot ev' var, büyükşehir dikkate alındığında sayı 3 bin 600'ü de aşıyor.
Amsterdam'ı farklı kılan bir başka özellik ise Avrupa'nın en eski hayvanat bahçesine ev sahipliği yapması. Artis olarak bilinen ve 1838'de açılan hayvanat bahçesi, dünyanın da en eski 3. hayvanat bahçesi olma özelliğini taşıyor.
Dilenci sayısı çok
Amsterdam'da Avrupa'nın hiçbir kentinde görmediğim kadar dilenciye tanık oldum. Bunların çoğu Doğu Avrupa ülkelerinden gelmiş gibi geldi bana. Bir de üstü başı pejmürde, soğuk havada üstüne bulabildiği bir tişörtü geçirmiş çok insan var. Bunlar muhtemelen evsizler... Tramvaya binerken bilet de kullanmıyorlar ve kimse de onlara bir şey demiyor. Kapitalizmin çirkin yüzünü Amsterdam'da da her yönüyle yaşıyorsunuz. Lüks mağazalar, görkemli ve pahalı evler bir tarafta; aç biilaç, evsiz barksız insanlar öte tarafta.
Zengin bir ülke sorunsuz olur mu?
Hollanda, dünyanın zengin ülkelerinden biri... Zenginliğini de önemli ölçüde 17. yüzyılda Batı Amerika'dan Endonezya'ya kadar geniş bir coğrafyada sürdürdüğü sömürgeci politikalarına borçlu. Hollandalı büyük ressamlar da bu dönemde ortaya çıkıp pek çok eser vermiş zira Amsterdam'daki en fakir aile bile birkaç tane tablo alacak paraya sahipmiş! Dünyanın en büyük limanı Rotterdam'da... Avrupa'nın en önemli tarım ve hayvancılık ülkesi. Ülkenin her tarafından meralarda otlayan inek sürülerine rastlıyorsunuz. Sanayi de epey gelişmiş. Philips, Shell gibi Pek çok global markaları var. Peki, ülkenin ana sorunları? Şu sıralar Hollanda halkı da İngilizler gibi AB'ye kafayı takmış durumda. Son yapılan bir çalışmaya göre Hollandalıların yüzde 46'si AB'nin 10 yıl içinde dağılacağını düşünüyor. Hollanda halkının yüzde 40'ı da AB'den çıkmak istiyor.
Euro'ya karşı çıkma oranı da aşağı yukarı aynı seviyede. Göçmen korkusu da çok konuşulan bir mesele? Özellikle Faslılar bu açıdan sorun görülüyor. Yaşlanan nüfus da kaygılandırıyor. Özellikle çalışan nüfusun azalması, buna karşılık bakıma muhtaç yaşlı nüfusun artması sık sık ülke gündeminde yer buluyor.
Kürsel ısınma da ön planda zira Hollanda'da tarım arazilerinin önemli bir bölümü deniz seviyesinin altında bulunuyor. Buzulların erimesi sonucu su seviyesinin artmasıyla Hollanda sular altında kalabilir! Bu nedenle ülkede herkesin yüzme öğrenmesi şart. Hollandalılar taşkın konusunda da ileri mühendislik becerilerine sahipler ancak gelecekte bunun işe yarayıp yaramayacağı belirsiz. Siyasi belgelerde en önemli tehdit artan sosyal ekonomik ve sosyal kültürel eşitsizlikler olarak öne çıkıyor. Bunu küresel ısınma izliyor. Bunların yanı sıra NATO'nun dağılması, teröristlerin Hollanda'da eylem yapması, güvenlik kaygısıyla özgürlük ve mahremiyetin tehlikeye girmesi, kapitalist sistemin çökmesi, Groningen'de deprem, Avrupa'da bankacılık krizi, siyasetçilerin dar görüşlülüğü gibi tehditler de sıralanıyor.
Ya Hollanda da AB'den çıkarsa?
İngiltere'nin 23 Haziran'da düzenlenen referandum sonrasında Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı alması AB'nin kurucu ülkelerindeki AB karşıtlarını da harekete geçirmişti. Bu bağlamda 3 kurucu ülkede 'çıkış-exit'i sembolleştiren kavramlar da hazır! İngiltere için 'Brexit yani Britain Exit' kavramı geliştirilmişken, İtalya için 'Itexit', Fransa için 'Frexit', Hollanda için 'Nexit' sözcükleri gündelik hayatın bir parçası oldu. Aslında AB'den çıkış ilk kez ekonomik krizin yerle bir ettiği Yunanistan'da 'Greece (Yunanistan) Exit (Çıkış)' yani Grexit olarak gündeme gelmişti. Ancak AB ve IMF karşıtlığının oluşturduğu havayla ülkede işbaşına gelen Çipras Hükümeti, o kadar uysallaştı ki bu ifade komşuda yakın tarihe ait bir kavram haline geldi.
Hollanda'nın AB geleceği ise önümüzdeki yılki seçimler sonrasında netleşecek. Eğer İslam, AB ve göçmen karşıtı Geert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi, seçimlerden belirgin zaferle çıkarsa Hollanda'nın AB'den çıkışı yani Nexit tartışmaları alevlenecek. Ülkede son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Hollanda halkının yüzde 53'ü AB'den çıkış referandumunu gereksiz görüyor. Ülkede AB'den çıkışı savunanların oranı ise yapılan çeşitli anketlere göre yüzde 43 ile yüzde 45 arasında değişiyor! Şunu hatırlatalım ki, Hollanda halkı, 2005 yılında AB Anayasası'na ilk 'Hayır' diyen halktı. Hollandalıların AB nedeniyle oluşan üç temel kaygısı var: Euro'nun varlığı tartışılan riskli bir para birimi haline gelmesi, açık sınırların yol açtığı terörizm tehlikesi, İngiltere'nin AB'den kopuşunun yol açtığı AB'nin dağılması ihtimali. Halkın AB'ye bağlılık nedeni de ekonomik! Zira ülkede AB yanlıları Hollanda'nın ihracatının yüzde 80'inin AB ülkelerine yapıldığını üstüne basa basa söyleyip duruyor. Bu arada Amerikalı milyarder yatırımcı George Soros'un, Fransa ve Hollanda'nın İngiltere'nin ardından AB'yi terkedecek ilk iki olduğunu zikretsi, İngiltere'nin AB'den çıkışını savunan İngiltere Bağımsız Partisi lideri Nigel Farage'ın da Hollanda'nın bir sonraki ülke olacağını söylemesi dikkat çekiyor.
I amsterdam ekibi arı gibi çalışıyor
Dünyanın en iyi turizm ofisi eminim Amsterdam'dadır. Zira I Amsterdam Pazarlama Ofisi'nin enerjik çalışması sonucunda Amsterdam dünyanın en çok turist çeken şehirlerinden biri haline gelmiş. Şehrin havaalanı, tren istasyonu gibi kilit köşelerinde ofisin mağazaları var. Toplu taşıma araçlarını bedava kullanma ile 40'tan fazla müzeye bedava girme olanakları sağlayan 'bir, iki, üç ya da dört günlük' I amsterdam kartları da turistlerin işlerini kolaylaştırıyor. Dahası I amsterdam ekibi dünyanın dört bir köşesini dolaşarak Amsterdam'ı tanıtıyor. Ekipten Machtveld Ligtvoet ile 2 yıl önce İstanbul'da tanışmıştık. Türkiye'de pek çok şehrin yetkililerinden göremediğimiz ilgiyi I amsterdam Ofisi'nden gördüğümü burada itiraf etmeliyim. THY, haftanın her günü Amsterdam'a Atatürk Havalimanı'ndan 4, Sabiha Gökçen'den ise tek sefer düzenliyor. KLM, Pegasus, Onur ve Atlas Global'in de seferleri var. Kentte en çok yapılan iki şey ise şu: Kanal turu yapmak ve Rijksmuseum'u ziyaret etmek.
Hollanda'nın başkenti Amsterdam kuşkusuz Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri... Muhteşem değil elbette. Kimi yönleriyle de çirkin bir şehir. Ülkenin idari yani hükümet merkezinin bulunduğu başkenti ise Lahey... Amsterdam, dünyanın en güzel şehirleri listesinde her daim İstanbul, Roma, Floransa, Paris, Budapeşte, Venedik, Londra, San Francisco, Barselona gibi şehirlerle birlikte yer almakta. Amsterdam, 'serbestlik, hoşgörü ve özgür düşünce' ile de öne çıkmakta. Amsterdam'da belirli koşullarda uyuşturucu kullanmak serbest! Ne yapacaksan yeraltından değil yer üstünde yap mantığı egemen kente! Kimse kimseye de sataşmıyor. İnsanlarla korkuya kapılmadan dünya meselelerini de konuşmak mümkün... Peki, Amsterdam neden bu kadar toleranslı? Yazılıp çizilenlere göre kent 1200'lü yıllarda bir ticaret merkezi olarak kurulmuş. Bu nedenle ticaret, ideoloji ve inançtan önemli olmuş. İkinci olarak kent geleneksel olarak bir göçmen şehri? İstanbul'da 72 milletten insan yaşıyorsa, Amsterdam için söylenen 187! İspanya'dan kaçan Yahudiler İstanbul'un yanı sıra Amsterdam'a da sığındılar, dahası Fransa'daki Katolik kıyımından kurtulmak isteyen Protestanlar da soluğu Amsterdam'da aldı. Ancak Hollanda'nın geneline yayıldığında hoşgörü kavramı epey havada kalıyor zira 2017 yılında yapılacak genel seçimlerde katıksız İslam ve Müslüman düşmanı olan Geert Wilders'in Özgürlük Partisi anketlerde önde gidiyor. Anketlere göre her 4 Hollandalı seçmenden biri Wilders'in partisine oy verecek. Bu tablo, Amsterdam veya Hollanda'nın diğer şehirlerinde sokaklarda hoşgörülü olarak görülen insanların dörtte birinin içinde kıyametler koptuğunu ortaya koyuyor. Bam teline bastığınızda bu ülkede de hoşgörü bir tarafa itilebilir. Zaten bir zamanlar Türkiye'de hatta dünyada hoşgörü şampiyonu (!) olan FETÖ hareketi 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunmadı mı?
Hollanda'nın 17 milyonluk nüfusunun yüzde 20'si yabancı! Baş nedeni ise sömürgeci bir ülke olması? Ülkede yaşayan 400 bini aşkın Türk açısından şimdilik ciddi bir sorun görünmüyor. Ancak sayıları 350 bini bulan Faslılar için aynı şeyi söyleyebilmek mümkün değil. Onlara daha olumsuz bir gözle bakılıyor. Hollanda'nın eski sömürgesi Endonezya'dan gelen Müslüman sayısı da 360 bin civarında. Yabancı düşmanlığında yükseliş böyle devam ederse, tüm Müslümanlar için sıkıntı kapıda demektir.
Amsterdam'ı farklı kılan özellikleri
Amsterdam şehir merkezinde yaklaşık 750 bin kişi, büyükşehir sınırları içinde ise 2 milyon 160 bin kişi yaşıyor. Nüfus açısından orta büyüklükte bir kent?
Amsterdam Avrupa'nın en canlı şehirlerinden biri? Mesela Amsterdam'dan önce uğradığım Avrupa Birliği'nin başkenti konumundaki Brüksel'de hayat akşam 7'den sonra durmuşken, Amsterdam da 24.00'e, hatta şehrin bir çok noktasında sabaha kadar devam ediyor.
Amsterdam, Venedik gibi kanallarıyla öne çıkan bir şehir. Bu nedenle 'Kuzeydeki Venedik' olarak adlandırılıyor. Kentte 165 kanal var ve bunların uzunluğu 100 kilometreyi aşıyor. Kanalların üzerinde 1.753 köprü var. Yaklaşık 2 bin 250 köprü ise ufak tefek olduklarından hesaba katılmıyor! Dünyada bu kadar köprüye sahip başka bir kent yok.
Amsterdam'ın bir başka alamet-i farikası ise bisikletler. Kent merkezinde yetişkin insan sayısından daha fazla bisiklet var. Yetkililere göre rakam 900 bin. Amsterdam, Stockholm'den sonra Avrupa'nın en güvenli kenti ancak sıra bisiklet hırsızlığına gelince dünyada herhalde ilk sırada yer alıyordur. Şehirde bisikletler sık sık kanalları boyluyor. Her yıl yaklaşık 15 bin bisiklet kanallardan çıkarılıyor. Bu arada polis verilerine göre çoğu sarhoş her yıl 10-15 kişi kanallara düşerek boğuluyor! Not edelim, kanallarda yüzmek yasak!
Amsterdam, hafif uyuşturucu olarak adlandırılan marihuana ve esrarın serbestçe satıldığı bir kent? Kentte uyuşturucu müzesi bile var! Kentin ana arteri konumundaki Dam Meydanı'na yakın pek çok caddede uyuşturucu kokusu kendini hissettiriyor. Söz konusu uyuşturucular 'coffeeshop'larda satılıyor. Bu mekânlarda kahve, çay, kek, meyve suyu vesaire de satılıyor. Bu tür mekânların turizme büyük katkısı oluyormuş! Bir de 'koffie huis'ler yanı 'kahve evleri' var, bunlarda uyuşturucu satmak yasak.
Ev yok, buyurun bota...
Amsterdam'ın merkezinde konut sıkıntısı var çünkü az katlı olan evlerin çoğu tarihi özellikleri olan yapılar. Kent merkezinde yüksek katlı yeni bina yapmak da yasak? Zaten zemin gevşek olduğundan eski binaların da bir bölümü hafif eğik. Kentte 16., 17., ve 18. yüzyıldan kalma 6 bin 800 yapı var. Konut sıkıntısı had safhada olunca, birçok Amsterdamlı çareyi 'yüzen evler'e sığınmakta bulmuş. Bu evler kanallarda kıyıya demirlemiş 'bot'lardan oluşuyor. Bayağı yatak odası, banyosu, salonu, mutfağı var. Dubleks ve tripleks 'bot evler' de bulunuyor! Eğer ev belediyeye kayıtlı ise elektrik, su, doğalgaz gibi hizmetlerinden yararlanabiliyor, botun sahibi de vergisini ödüyor. Amsterdam kent merkezinde 3 bin 50'den fazla 'bot ev' var, büyükşehir dikkate alındığında sayı 3 bin 600'ü de aşıyor.
Amsterdam'ı farklı kılan bir başka özellik ise Avrupa'nın en eski hayvanat bahçesine ev sahipliği yapması. Artis olarak bilinen ve 1838'de açılan hayvanat bahçesi, dünyanın da en eski 3. hayvanat bahçesi olma özelliğini taşıyor.
Dilenci sayısı çok
Amsterdam'da Avrupa'nın hiçbir kentinde görmediğim kadar dilenciye tanık oldum. Bunların çoğu Doğu Avrupa ülkelerinden gelmiş gibi geldi bana. Bir de üstü başı pejmürde, soğuk havada üstüne bulabildiği bir tişörtü geçirmiş çok insan var. Bunlar muhtemelen evsizler... Tramvaya binerken bilet de kullanmıyorlar ve kimse de onlara bir şey demiyor. Kapitalizmin çirkin yüzünü Amsterdam'da da her yönüyle yaşıyorsunuz. Lüks mağazalar, görkemli ve pahalı evler bir tarafta; aç biilaç, evsiz barksız insanlar öte tarafta.
Zengin bir ülke sorunsuz olur mu?
Hollanda, dünyanın zengin ülkelerinden biri... Zenginliğini de önemli ölçüde 17. yüzyılda Batı Amerika'dan Endonezya'ya kadar geniş bir coğrafyada sürdürdüğü sömürgeci politikalarına borçlu. Hollandalı büyük ressamlar da bu dönemde ortaya çıkıp pek çok eser vermiş zira Amsterdam'daki en fakir aile bile birkaç tane tablo alacak paraya sahipmiş! Dünyanın en büyük limanı Rotterdam'da... Avrupa'nın en önemli tarım ve hayvancılık ülkesi. Ülkenin her tarafından meralarda otlayan inek sürülerine rastlıyorsunuz. Sanayi de epey gelişmiş. Philips, Shell gibi Pek çok global markaları var. Peki, ülkenin ana sorunları? Şu sıralar Hollanda halkı da İngilizler gibi AB'ye kafayı takmış durumda. Son yapılan bir çalışmaya göre Hollandalıların yüzde 46'si AB'nin 10 yıl içinde dağılacağını düşünüyor. Hollanda halkının yüzde 40'ı da AB'den çıkmak istiyor.
Euro'ya karşı çıkma oranı da aşağı yukarı aynı seviyede. Göçmen korkusu da çok konuşulan bir mesele? Özellikle Faslılar bu açıdan sorun görülüyor. Yaşlanan nüfus da kaygılandırıyor. Özellikle çalışan nüfusun azalması, buna karşılık bakıma muhtaç yaşlı nüfusun artması sık sık ülke gündeminde yer buluyor.
Kürsel ısınma da ön planda zira Hollanda'da tarım arazilerinin önemli bir bölümü deniz seviyesinin altında bulunuyor. Buzulların erimesi sonucu su seviyesinin artmasıyla Hollanda sular altında kalabilir! Bu nedenle ülkede herkesin yüzme öğrenmesi şart. Hollandalılar taşkın konusunda da ileri mühendislik becerilerine sahipler ancak gelecekte bunun işe yarayıp yaramayacağı belirsiz. Siyasi belgelerde en önemli tehdit artan sosyal ekonomik ve sosyal kültürel eşitsizlikler olarak öne çıkıyor. Bunu küresel ısınma izliyor. Bunların yanı sıra NATO'nun dağılması, teröristlerin Hollanda'da eylem yapması, güvenlik kaygısıyla özgürlük ve mahremiyetin tehlikeye girmesi, kapitalist sistemin çökmesi, Groningen'de deprem, Avrupa'da bankacılık krizi, siyasetçilerin dar görüşlülüğü gibi tehditler de sıralanıyor.
Ya Hollanda da AB'den çıkarsa?
İngiltere'nin 23 Haziran'da düzenlenen referandum sonrasında Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı alması AB'nin kurucu ülkelerindeki AB karşıtlarını da harekete geçirmişti. Bu bağlamda 3 kurucu ülkede 'çıkış-exit'i sembolleştiren kavramlar da hazır! İngiltere için 'Brexit yani Britain Exit' kavramı geliştirilmişken, İtalya için 'Itexit', Fransa için 'Frexit', Hollanda için 'Nexit' sözcükleri gündelik hayatın bir parçası oldu. Aslında AB'den çıkış ilk kez ekonomik krizin yerle bir ettiği Yunanistan'da 'Greece (Yunanistan) Exit (Çıkış)' yani Grexit olarak gündeme gelmişti. Ancak AB ve IMF karşıtlığının oluşturduğu havayla ülkede işbaşına gelen Çipras Hükümeti, o kadar uysallaştı ki bu ifade komşuda yakın tarihe ait bir kavram haline geldi.
Hollanda'nın AB geleceği ise önümüzdeki yılki seçimler sonrasında netleşecek. Eğer İslam, AB ve göçmen karşıtı Geert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi, seçimlerden belirgin zaferle çıkarsa Hollanda'nın AB'den çıkışı yani Nexit tartışmaları alevlenecek. Ülkede son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Hollanda halkının yüzde 53'ü AB'den çıkış referandumunu gereksiz görüyor. Ülkede AB'den çıkışı savunanların oranı ise yapılan çeşitli anketlere göre yüzde 43 ile yüzde 45 arasında değişiyor! Şunu hatırlatalım ki, Hollanda halkı, 2005 yılında AB Anayasası'na ilk 'Hayır' diyen halktı. Hollandalıların AB nedeniyle oluşan üç temel kaygısı var: Euro'nun varlığı tartışılan riskli bir para birimi haline gelmesi, açık sınırların yol açtığı terörizm tehlikesi, İngiltere'nin AB'den kopuşunun yol açtığı AB'nin dağılması ihtimali. Halkın AB'ye bağlılık nedeni de ekonomik! Zira ülkede AB yanlıları Hollanda'nın ihracatının yüzde 80'inin AB ülkelerine yapıldığını üstüne basa basa söyleyip duruyor. Bu arada Amerikalı milyarder yatırımcı George Soros'un, Fransa ve Hollanda'nın İngiltere'nin ardından AB'yi terkedecek ilk iki olduğunu zikretsi, İngiltere'nin AB'den çıkışını savunan İngiltere Bağımsız Partisi lideri Nigel Farage'ın da Hollanda'nın bir sonraki ülke olacağını söylemesi dikkat çekiyor.
I amsterdam ekibi arı gibi çalışıyor
Dünyanın en iyi turizm ofisi eminim Amsterdam'dadır. Zira I Amsterdam Pazarlama Ofisi'nin enerjik çalışması sonucunda Amsterdam dünyanın en çok turist çeken şehirlerinden biri haline gelmiş. Şehrin havaalanı, tren istasyonu gibi kilit köşelerinde ofisin mağazaları var. Toplu taşıma araçlarını bedava kullanma ile 40'tan fazla müzeye bedava girme olanakları sağlayan 'bir, iki, üç ya da dört günlük' I amsterdam kartları da turistlerin işlerini kolaylaştırıyor. Dahası I amsterdam ekibi dünyanın dört bir köşesini dolaşarak Amsterdam'ı tanıtıyor. Ekipten Machtveld Ligtvoet ile 2 yıl önce İstanbul'da tanışmıştık. Türkiye'de pek çok şehrin yetkililerinden göremediğimiz ilgiyi I amsterdam Ofisi'nden gördüğümü burada itiraf etmeliyim. THY, haftanın her günü Amsterdam'a Atatürk Havalimanı'ndan 4, Sabiha Gökçen'den ise tek sefer düzenliyor. KLM, Pegasus, Onur ve Atlas Global'in de seferleri var. Kentte en çok yapılan iki şey ise şu: Kanal turu yapmak ve Rijksmuseum'u ziyaret etmek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.