Açılım… Çalım üstüne çalım

Bugünün yarını da var, bu dünyanın öte dünyası da var ve yerin üstündeki hayat yerin altındakine nispetle devede kulak bile değil.
Bu kısacık hayatta, hele hele hesaba-kitaba, teraziye-mizana, cezaya-mükafaata, cennete cehenneme inanan insanların, hemcinslerini çalımlaması olacak iş midir?
Hadi diyelim ki bir birinize çalım attınız, atıyorsunuz peki koskoca bir milleti çalımlamak hangi aklın karıdır, hangi iz’an ve idrakin ürünüdür?
Koskoca bir millete, sağ gösterip sol vurmalar, hayalleri ve umutları ile oynamalar, futbol terimi ile ters köşeye yatırmalar…
Bugüne kadar açtığınız paketlerden, açtığınız çuvallardan hep milletin çuvallanması, sürekli milletin değerlerinin paketlenmesi çıktı.
Ne zaman bir açılımdan söz edilse kaç türlü çalım yiyeceğimizi düşünür olduk.
Her açılım, ardından gelecek olan çalımların habercisi oldu bu güne kadar.
Kim ne derse desin bu takım, Türk milletine yaman çalımlar atsın diye kurulmuş bir takım ve haklarını yemeyelim bu işi çok iyi beceriyorlar.
Üç beş günlük saltanat için değer mi hem de koskoca bir milleti çalımlamak?
On yıl içinde ne kadar açılımınız varsa tek tek açıp bakalım göreceğiz ki; terörü palazlandırmak var, teröristin sırtını sıvazlamak var, yollarını açmak var, işlerini kolaylaştırmak var ve tam aksine onlarla mücadele edenlerin moralini bozmak var, hareket alanlarını daraltmak var, ellerini kollarını bağlamak var ve millete çalım adına her şey var.
Bugüne kadar yaptıklarınız bundan sonra yapacaklarınızın habercisi ise, geçen on yıl içinde eşkıyayı hükümdar yaptığınız ortada.
Kendi ellerinizle büyütüp beslediğiniz, palazlandırıp geliştirdiğiniz terörün karşısına oturup pazarlık yapmayı başarıdan, beceriden saymaya başladınız.
On seneden beri bu çilekeş, bu mazlum millete atıp durduğunuz çalımlar sanki kendi ayaklarınıza dolaşmışa benziyor.
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste sözü elbette yerini bulacak fakat temennimiz o ki, çalım yiyip düşerken bir kez daha bu mazlum millete zararınız dokunmasın.