5 Mayıs 2004 tarihli nüshasında Yeni Çağ gazetesi "Adana'yı kilise-evler sardı" başlığı ile bir haber yaptı. Haberi okuyunca gayri ihtiyari şu cümleler döküldü ağzımızdan; ah be kardeşim, Adana'yı kilise-evler sarması ne ki? Anadoluyu kilise-evler sardı. Sadece Erzurum'un bir muhitinde kırk adet kilise-evi açıldığı haberi halk arasında dolaşıyor ve artık Müslüman mahallesinde salyangoz satar gibi mahalle mahalle, ev ev dolaşıp kilise davetiyesi dağıtıyorlar. Bu haberden daha vahim olanı ise; amcasını, dayısını, halasını, teyzesini kiliseye davet edenlerin bizim gençlerimizin, Ahmet'lerin, Ayşe'lerin olması...
Yaklaşık onbeş yıl evvel Papa şöyle demişti:
"Dinler arası diyalog, kilisenin insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır."
Özellikle son on yıldır Zaman gazetesinin öncülüğünde hızlanan bu diyalog çalışmaları maalesef Anadolu gençliğini kiliseye döndürmeye başlamıştır. Bin yıldır İslam'ın bayraktarlığını yapan Müslüman Türk milletinin çocuklarını haçlıların tuzağına düşüren, yollarını camiden kiliseye döndüren "hizmet" sahipleri bu korkunç vebalin altından nasıl kalkacaklarını kendileri düşünsünler.
Ama, vatan millet sevdalılarına düşen, gençliği bu kirli tuzaklardan kurtarmak için sefer olmaktır.
"Adana'yı kilise-evler sardı" haberini yapan Yeni Çağ gazetesine sitem etmeye hazırlanırken, on yıldan beri bas bas bağırıyoruz, bu dinler arası diyalog ve hoşgörü masalı ile milletimiz avutuluyor, uyutuluyor diye feryad ediyoruz, neredesiniz? diyecekken bir başka sayfasında bu tehlikeyi tesbit ettiklerine dair bir haberle rahatladık.
"Hain saldırılar sürüyor" başlığı altında şu satırları okuyoruz:
"Türk milliyetçiliğinin önde gelen kuruluşları arasında yer alan Aydınlar Ocağı, içten ve dıştan karalama kampanyaları ile yok edilmek isteniyor. ABD koruması altında sözde "dinler arası hoşgörü ve diyalog" safsatası ile Türk milliyetçiliğini yok etmek isteyen işbirlikçi çevreler, ittifak söylentileri ve haksız eleştirilerle Aydınlar Ocakları şubelerini birbirine düşürmeye çalışıyor."
"Aydınlar Ocağı'na yönelik nifak tohumları ilk olarak bundan kısa bir süre önce AKP'nin Aydınlar Ocağı'ndan yetişmiş bir milletvekilinin yine Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen bir toplantıda konuşmasıyla atılmıştı. Aydınlar Ocağı'nı iktidarın teslimiyetçi politikalarına alet etmek isteyen çevreler bunu başaramayınca, ocakları birbirine düşürme ve karalama kampanyası başlatmıştı. Ocağın 25. şurasının 21-13 Mayıs tarihleri arasında Trabzon'da yapılacağını açıklanmasını fırsat bilen sözde hoşgörü ve diyalog savunucusu medya organı (Zaman) "Aydınlar Ocağı'nın ulusalcıları kendi başına şura düzenliyor" adlı bir habere yer verdi...."
Evet, bir musibet bin nasihattan daha etkili olmuş, milliyetçi, vatan, bayrak, bağımsızlık diyen arkadaşlarımızın; "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" meselesinin bir safsata olduğunu ve vatanın altını oyan sinsi bir tezgah olduğunu tesbit etmişlerdir. Buna da şükür.
Yaklaşık onbeş yıl evvel Papa şöyle demişti:
"Dinler arası diyalog, kilisenin insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır."
Özellikle son on yıldır Zaman gazetesinin öncülüğünde hızlanan bu diyalog çalışmaları maalesef Anadolu gençliğini kiliseye döndürmeye başlamıştır. Bin yıldır İslam'ın bayraktarlığını yapan Müslüman Türk milletinin çocuklarını haçlıların tuzağına düşüren, yollarını camiden kiliseye döndüren "hizmet" sahipleri bu korkunç vebalin altından nasıl kalkacaklarını kendileri düşünsünler.
Ama, vatan millet sevdalılarına düşen, gençliği bu kirli tuzaklardan kurtarmak için sefer olmaktır.
"Adana'yı kilise-evler sardı" haberini yapan Yeni Çağ gazetesine sitem etmeye hazırlanırken, on yıldan beri bas bas bağırıyoruz, bu dinler arası diyalog ve hoşgörü masalı ile milletimiz avutuluyor, uyutuluyor diye feryad ediyoruz, neredesiniz? diyecekken bir başka sayfasında bu tehlikeyi tesbit ettiklerine dair bir haberle rahatladık.
"Hain saldırılar sürüyor" başlığı altında şu satırları okuyoruz:
"Türk milliyetçiliğinin önde gelen kuruluşları arasında yer alan Aydınlar Ocağı, içten ve dıştan karalama kampanyaları ile yok edilmek isteniyor. ABD koruması altında sözde "dinler arası hoşgörü ve diyalog" safsatası ile Türk milliyetçiliğini yok etmek isteyen işbirlikçi çevreler, ittifak söylentileri ve haksız eleştirilerle Aydınlar Ocakları şubelerini birbirine düşürmeye çalışıyor."
"Aydınlar Ocağı'na yönelik nifak tohumları ilk olarak bundan kısa bir süre önce AKP'nin Aydınlar Ocağı'ndan yetişmiş bir milletvekilinin yine Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen bir toplantıda konuşmasıyla atılmıştı. Aydınlar Ocağı'nı iktidarın teslimiyetçi politikalarına alet etmek isteyen çevreler bunu başaramayınca, ocakları birbirine düşürme ve karalama kampanyası başlatmıştı. Ocağın 25. şurasının 21-13 Mayıs tarihleri arasında Trabzon'da yapılacağını açıklanmasını fırsat bilen sözde hoşgörü ve diyalog savunucusu medya organı (Zaman) "Aydınlar Ocağı'nın ulusalcıları kendi başına şura düzenliyor" adlı bir habere yer verdi...."
Evet, bir musibet bin nasihattan daha etkili olmuş, milliyetçi, vatan, bayrak, bağımsızlık diyen arkadaşlarımızın; "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" meselesinin bir safsata olduğunu ve vatanın altını oyan sinsi bir tezgah olduğunu tesbit etmişlerdir. Buna da şükür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025