Son yıllarda ülkemizde yaşanan iç ve dış gelişmeler hem yoğunluk ve hem de içerik bakımından akl-ı selim için oldukça düşündürücü ve kaygı vericidir. Olaylar öylesine süratle gelişiyor ki, birini anlamaya fırsat bulamadan diğerleri adeta yağmur gibi birbirini takip ediyor.İşin bir zorluğu da her kafadan bir sesin çıkması, farklı ve zıd açıklamaların, değerlendirilmelerin ve yorumların yapılmasıdır.Yani olaylara herkes kendi ideolojik açısından yaklaşarak hem gerçekler örtbas ediliyor, hem de vatandaşın ölçüleri, bilgileri, duyguları allak bullak oluyor.Sadece hatırlamak için yıllarca yapılan ve halen de yapılmakta olan mücadelelerin konularını bir düşünelim. Evet bizim ülkemizde birileri devleti, birileri milleti, birileri rejimi, birileri laikliği, birileri dini, birileri demokrasiyi ve bunlarla ilgili ilgisiz birçok konuyu hep tartıştı ve tartıştırdı. Hangisi halledildi veya hangi konuda bir arpa boyu yol alındı. Sorusuna kimsenin vereceği bir cevap da yoktur.Hatta bu tartışmaların normal şartlarda yapıldığını söylemek de mümkün değildir. Ve maalesef genelde maksadını ve haddini aşan tartışmalar zaman zaman silahlı kavgaya da dönüştü. Ülke bir çok defa iç savaşın eşiğinden döndü.Son zamanlarda ABD ile stratejik ortaklık, AB , dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı derken PKK ve Terör siyasi ve askeri yetkililerin de ifade ettikleri gibi müttefiklerimizin her türlü yardım ve destekleriyle 30 yıldan beri ülkemizi tehdit etmeye devam ediyor ve bunu da çözebilmiş değiliz.Bilhassa AKP iktidarının ısrarla takip ettiği ABD stratejik ortaklığı, AB, Medeniyetler arası ittifakı, dinler arası diyalogu ve İMF politikaları 200 yılı aşkındır süregelen yanlış batılılaşma maceramızı siyasi, hukuki ve ekonomik açıdan iyice bağımlı ve bağlantılı hale getirmiştir.Ülke bütünlüğünü her açıdan tehdit eden bu gelişmeler başta bazı medya grupları olmak üzere, sivil toplum örgütleri, kimi aydın ve iş çevreleri desteği ile idealize edilmesi de vatandaşın gerçekleri görmesini hem zorlaştırıyor ve hem de engelliyor.Ülke fotoğrafına baktığımızda çevremiz bir bir işgal edilmekte, yeni oluşumlar, yeni komşular gündeme gelmekte, ülkenin doğusu ve güneydoğusu ciddi tehdit altında, Kıbrıs'ın akıbeti meçhul, ekonomide çöküş hızla devam ediyor, işsizlik, geçim sıkıntısı hem vatandaş ve hem devlet borç batağında, toplum sosyal patlamanın eşiğinde ve başarılı askeri operasyonlara rağmen bir türlü sonu gelmeyen Terör??.Ve nihayet millet adına yasama , yürütme ve yargı görevi olanlar hem kendi içlerinde ve hem de birbirleriyle dargın, kavgalı ve kimi de mahkemelik. Şimdi çık işin içinden çıkabilirsen.Bu manzarayı görmeyen, bu gelişmelerden rahatsız olmayıp endişe duymayan varsa beri gelsin?Bütün bunlar ortada iken ve ülkenin bu günlere gelmesinde baş rol oynayan iç ve dış aktörler ısrarla yollarına devam ederken, günü birlik dedikodularla, sansasyonel haber ve olaylarla, yıllarca süren menfaat ve koltuk kavgalarıyla ülkeyi idare ettiğini savunanlar hala vatandaşın önüne çıkabiliyorsa nasıl bir çıkmazın içinde olduğumuzu görmek için birazcık insafın ve izanın yeteceğini sanıyorum.İşte burada başa dönerek ülkenin, bölgenin ve dünyanın tek çıkar yolunun akl-ı selim de olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Bazılarının " ortak akıl'dan neyi kastettiğini bilmiyorum; ama akl-ı selimin ne olduğunu hemen herkes biliyor.Artık hiçbir milleti ve devleti sağcılık,solculuk,kapitalizm,sosyalizm,liberalizm ya da küreselleşme kurtaramaz.Her millet ve her devlet için ama bilhassa bizim için milli politikalar, milli ekonomiler, milli kültürler gerek. Evet Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Milli Devleti - Sosyal Devleti "diyoruz.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010