İktidar partisi başta yönetim kadroları olmak üzere bütün teşkilatları zamanın bütün imkan ve nimetlerini doya doya yaşamalarına, kullanmalarına rağmen bu imkan ve nimetlerin başkaları tarafından kullanılmasını sakıncalı hatta tehdit olarak görüyorlar.
İletişim çağındayız ve iletişimin önüne engel konulamıyor. Artık dünya bir cep telefonu kadar. Herkes bu mecradan kendini ifade edebiliyor. Ama iktidar partisi bu gerçeği kabullenmek istemiyor.
İstiyorlar ki, medya bizim sesimiz olsun, bizi övsün, bize karşı olanları yerden yere vursun. Ama o günler 16. yüz yılda kaldı.
Diğer taraftan AKP'nin 28 Şubat, Ergenekon, Balyoz, kozmik oda, Oslo, çözüm süreci, 15 Temmuz, ekonomideki sanal şahlanışlarını vs. hep medya ve sosyal medyayı kullanarak haklılıklarını halka inandırdı, destek aldı.
Rejim değişikliği, halkın, tek adam yönetimine razı edilmesinin temelinde de sosyal medya var.
Malum trol orduları, dünün yaşanmışlarını saptırarak, rayından çıkararak ve de milli-manevi argümanları kullanarak bir taraftan vatandaşa umut dağıtırken diğer taraftan da demokrasi ve parlamenter sistemi darağacına çıkardı.
Vatandaş, parlamenter sistemin ipini çekti. Verdi yetkiyi. Ama beklediği etkiyi göremeyince tepkisini sosyal medyadan dile getirmeye başladı.
Her gelen gün bir önceki günü aratır oldu. Vatandaş, 'en kötüyü geride bıraktık. Daha kötüsüne hazır olun' mesajını da sosyal medyadan verdi.
Başta ekonomi olmak üzere hükümetin aldığı kararlar, atamalar, ortaya atılan yolsuzluk iddiaları, vatandaşa, 'hakkı ve sabrı' tavsiye edenlerin kimlerle, nerede, ne yaptıkları, nasıl yaşadıkları ortaya konuluyor, her vatandaş yorum yapıyor, fikrini ortaya koyuyor, tepkisini dile getiriyor.
Evet, dünya bir cep telefonunun içine sığdırılmış ve vatandaşın sesi olmuştu. Sıradan bir kişi bile Cumhurbaşkanına da, muhalefet liderlerine de, istediği her makam mevki sahibine de sosyal medya üzerinden fikrini, zikrini gönderebiliyor, sorgulama yapabiliyor ve de genele şikayet hakkını kullanabiliyor, durumda.
Bu durum istişareye kapalı, benim dediğim doğrudur, benim yaptığım haktır ve sorgulanmaya asla tahammül edemeyen kişi, parti ve oluşumların tepkisini çekti.
Bu rahatsızlığın giderilmesi için Diyanet İşleri Başkanı devreye girdi. Sosyal medyanın Allah'ı (c.c) unutturduğunu, dinsizlik yaydığını vs. dile getirdi.
Kimse kale aldı mı? Hayır. Neden? Çünkü her eşya gibi sosyal medyada bir araçtır. Hayra kullanırsan hayırlı olur, şerre kullanırsan şer, olur.
Hatırlarsınız! Diyanet Başkanı, 'sosyal medya, Allah'ı unutturuyor' dediği zaman BTP Lideri Hüseyin Baş'ta, 'Sende bir twit atarak Allah'ı hatırlat' demişti.
Sorun sosyal medya değildi. Asıl karın ağrısı başkaydı. Dediğim gibi sorgulanmak istemeyen, her yaptığının kabul görmesini ve alkışlanmasını isteyen bir siyasi anlayış ile yönetiliyoruz. Haliyle sosyal medyayı tehdit olarak görüyorlar. Hem de 'demokrasi' adına!
AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Özgürlüğün sembolü olarak nitelenen sosyal medya, günümüz demokrasisi için ana tehdit kaynaklarından birine dönüşmüştür. Dezenformasyon, küresel bir güvenlik sorunu halini almıştır."
BTP Lideri Hüseyin Baş şu cevabı verdi: "Demokrasi çağrısını, "demokrasinin en büyük tehdidi" olarak nitelendirdiği sosyal medya üzerinden yapan bir Cumhurbaşkanımız var. Ne mutlu demokrasi sever, bizlere."
Adaletin 'lal' olduğu, liyakat ve ehliyetin ortadan kalktığı, yolsuzluk ve hırsızlığın alenileştiği, zenginin daha zengin fakirin ise daha da fakirleştiği, işsizlik, enflasyon yanında halkın milli ve manevi değerler üzerinden kindarlaştırıldığı hele hele siyasilerin ve zenginlerin halkın sorunlarıyla dalga geçer mahiyette sözler sarf ettiği bir ortamda eğer vatandaşlar sosyal medyadan sorguluyorsa bu tehdit değil tam aksine nimettir.
Neden? Çünkü insanlar tepkilerini ekrandan göstererek psikolojik olarak rahatlıyor. İktidarda zamlara devam ediyor. Ya aksi olsaydı?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024