Al sana kaynak, al sana peşkeş

Türk milleti ve devletinin kaynakları yıllardan beri hortumlanıyor, ecnebilere peşkeş çekiliyor. Vatandaşa gidecek üç kuruşa sıra gelince; Başbakan R. T. Erdoğan, pişkin pişkin "Kaynak nerede?" diye soruyor.Prof. Dr. Haydar Baş bey, tek tek kaynaklar sayıyor, hesabı-kitabı kamuoyunun önüne koyuyor. Prof. Dr. Baş'ı dinleyince, akıldan, iz'andan ve imandan az buçuk nasibi olan anlıyor ki, meğer devlet ve milletin kaynakları ecnebiye ve onların içerideki taşeronlarına peşkeş çekiliyor, hortumlatılıyor; sıra, meteliğe kurşun atan, açlık ve yoksullukla cebelleşen vatan evladına gelince, "kaynak yok" deniyor.Prof. Dr. Baş, işte bu hortum ve peşkeş tezgahını bozuyor. Bakın ne hesaplar dönüyor ortada?Devlet ve milletin kaynakları, genel olarak 4 yolla hortumlanıyor.1- Devlet ve milletin bir yıllık emek, üretim ve hizmet toplamı olan Gayri Safi Milli Hasılasının (GSMH) karşılığında TL basılmayarak? 30 yıldan beri bu hortuma dokunan yok.Piyasadaki para neyin karşılığı o zaman?! Ali Babacan şöyle açıklıyor: Yurtdışından kredi temin ediliyor, devletin kasasına konuyor; o kasadaki yabancı banknot miktarı kadar TL piyasaya sürülüyor.Bu para, bizim para değil ki, diyor Prof. Dr. Baş, bu doların Türkçeye tercüme edilip MB noterince tasdiki yapılarak piyasaya sürülmesidir. İsmi TL, cismi ve kıymeti yabancı para?Kendi GSMH'mız karşılığında Tl bastırmayanlar, ABD'nin dolar diye bastığı banknotun karşılığını sorgulamıyorlar, bir. Bu karşılıksız banknotu şu kadar faizle ülkeye sokarak GSMH'mızın karşılığı yapıyorlar, böylece devlet ve milletin emek ve üretimini ecnebiye transfer ediyorlar, iki. Üstüne de şu kadar faiz ve taviz maliyeti bindirip, ceremesini gariban milletin sırtına vergi ve zam olarak yüklüyorlar, üç. Bundan daha büyük hortum ve peşkeş olur mu?Bir paranın yerli ve milli olması için, o milletin kendi GSMH'sı karşılığı basılması gerekiyor.Prof. Dr. Baş, her bağımsız devletin yaptığı gibi, ben de devlet ve milletimizin GSMH'sı karşılığında TL basacağım, kasaya emanet olarak konmuş yabancı faizli banknotun karşılığında değil, diyor, bu milli parayı, köylüme, çiftçime, vatandaşıma vereceğim. İşte kaynak? Bu kaynak, küresel tefeciler ve içerideki bankacı taşeronlar yoluyla hortumlanıyor. Milletin anası ağlarken, Gelir Vergisi sıralamasında ilk 100'de 30-40 tane bankacı rekor kırıyor? Bu hortumdan!Erdoğan, GSMH'dan kişi başına düşen milli gelir payının 8 bin 500 dolar olduğunu söylüyor, yani 13 bin TL. Ama kimsenin cebinde metelik yok? Nereye gidiyor? Hortumcuya, ecnebiye, yandaşa? Ben, bu GSMH payından, her vatandaşıma aylık 500 TL vatandaşlık maaşı vereceğim, diyor Prof. Dr. Baş? Bu da yılda toplam 6 bin 500 TL yapar. Göreceksiniz; bu maaşı verecek. İşte hesap, işte kaynak! 2- Tüketimin bizzat kendisi kaynaktır? Devlet olarak, vatandaşıma ayda 1000 TL vereceğimi düşünün, diyor Prof. Dr. Baş. Bu 1000 TL, Türk piyasasında 16 kez el değiştiriyor. 16 kez dolanıyor ve 16 katlık katma değer üretiyor. Yani Bir yılda 16 bin TL'lik üretim hacmi oluşturuyor. Böylece hem üretimi tetikliyor, hem de devlete vergi kaynağı oluşturuyor. Devlet bu 16 bin TL'den yüzde 20 vergi alsa, 3 bin 800 TL gelir elde etmiş oluyor. 1000 TL veren devlet, 3 bin 300 TL gelir sağlıyor. Burada hem vatandaş 1000 TL maaş alarak kârda, hem devlet kârda, hem de üretici kesim kârda? Devlet kendi GSMH'sı karşılığında parasını basmayınca ve bu enstrümanları devreye sokmayınca, bankacılar kredi kartı denen plastik paralarla garibanın sırtından milyarları götürüyorlar. Büyük kısmını da bankalara kaynak sağlayan ve sendikasyon kredileri temin eden küresel tefecilere aktarıyorlar. Yine Milet hortumlanıyor, yine devlet hortumlanıyor.3- Diğer bir kaynak madenler ve yeraltı kaynaklarımızdır.Madenlerimiz ve yer altı kaynaklarımızı, ecnebilerin ülkelerinde bastıkları karşılıksız banknotları elimize tutuşturmalarına aldanarak peşkeş çekiyoruz. Hem de kelepir fiyatına? Şu kadara sattık diye de öykünüyoruz.Prof. Dr. Baş, hükümeti Kanadalı bir firmaya 49 milyon 250 bin dolara devrettiği Çayeli Bakır İşletmesini örnek veriyor. 500 milyar dolarlık maden rezervi var, diyor. Söz konusu maden işletmesi, 2009 vergi rekortmenleri arasına giriyor; 20 milyon dolar vergi veriyor. Vergisi 20 milyon dolar olursa, bu yılki kazancı en az 1 milyar dolardır. Nitekim Çayeli Bakır İşletmeleri Genel Müdür Yardımcısı Sabri Altınoluk, ihracatla elde edilen toplam gelirin 1 milyar 586 milyon dolara ulaştığını açıklıyor. Yabancılara devredilen zenginlik bu kabilden?Ben bu madenleri devlet millet ortaklığıyla işletip, milletimi patron yapacağım diyor Prof. Dr. Baş.4- Diğer bir gelir kaynağımız kamu işletmeleridir. TÜPRAŞ, POAŞ, TELEKOM, SEKA, SÜMERBANK, ERDEMİR? vs. Devlet bunlardan gelir temin eder. 70 milyar TL gelir getiriyordu bu işletmeler, 38 milyara elden çıkartıldı. Ecnebilere ve onların içerideki taşeronlarına adeta bedavaya verildi. Alınan para da reklam ve pazarlamaya harcandı-gitti diyor Prof. Dr. Baş. Bu işletmeler, altın yumurtlayan tavuktur; devlet ve milletimizin malı ve gelir kaynağıdır, kimseye peşkeş çekemeyiz diyor.Al sana kaynak, al sana iktidarların peşkeşi? Daha çok kaynak var Prof. Dr. Baş'ta. Yeter ki Türk milleti, kendisine, oyuna, Baş'ına sahip çıksın! Göreceksiniz şahlanmayı? Aksi halde sürünmeye, açlığa-yoksulluğa devam!