logo
29 EYLÜL 2025


Alkol bağımlılığı

29.09.2025 00:00:00
Bağımlılk yapıcı birçok madde içinde ismi anılması gerekenlerin başında alkol gelmektedir. Kişiselden çok, toplumsal bir sorun olarak gündemden hiç düşmemektedir. 

Bağımlılık, bir maddenin ruhsal, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen, alımına devam edilmesi, bırakma isteğine karşılık bırakılamaması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamamasıdır. Dünya Sağlık Örgütü, alkol bağımlılığını bir kullanım bozukluğu olarak değerlendirmektedir. 

Dünya Sağlık Örgütü alkol kullanım bozukluklarını şöyle sıralar:

- Akut zehirlenme,

- Zararlı kullanım, 

- Bağımlılık sendromu,

- Yoksunluk durumu,

- Yoksunluk durumu deliryumla birlikte,

- Psikotik bozukluk,

- Amnezik sendrom,

- Kalıntı ve geç başlayan psikotik bozukluk,

- Başka ruhsal ve davranışsal bozukluk,

- Belirlenmemiş ruhsal ve davranışsal bozukluk.

Tarihçe

Alkol kullanım bozukluklarının insanlık tarihi kadar eski olduğu bilinmektedir. Eski Yunan içki tanrısı Dionysos adına düzenlenen şenliklerde şarap içildiği bilinmektedir. 

MÖ 2000 yıllarında Hammurabi yasalarında alkol alımı ve satımı için kurallar yazılmıştır. 

Hıristiyanlıkta şarap İsa'nın kanını temsil ederken İslamiyet'te ise kullanımı yasaklanmıştır. 

Tarih boyunca Hipokrat'tan başlayarak pek çok hekim alkollü içkilerin insan sağlığına zararından söz etmişlerdir. Ancak alkol kullanımı sonucu oluşan bağımlılığın bir hastalık olarak ele alınması son 150 yıla dayanmaktadır. 

"Alkolizm" terimini ilk kez İsviçreli bir halk sağlığı uzmanı Magnus Huss 1849 yılında kullanmış ve o zamandan beri kullanımı devam etmiştir. 1900'lü yılların başlarında E.M Jellinek alkolizmi bir hastalık olarak tanımlamıştır.

Epidemiyoloji

Alkol bağımlılığı gün geçtikçe sıklık ve ölüme sebebiyet verme oranları açısından önem kazanmaya devam etmektedir. Birçok Batı ülkesinde alkol kullanımı yaygındır. ABD'de1977'de yapılan bir ulusal çalışmada erkeklerin %86,6'sı kadınların %77,5'i alkollü içecekler tüketmektedirler. Gençlerin çoğu ergenlik döneminde özenti ile alkole başlamaktadır. 

İlk defa içkiyi kullanma yaşı 12-14 yaşa kadar inmiştir. Alkolle ilgili sorunlar ise 18-25 yaş arasında çıkmaya başlamıştır. Tedavi için başvurma çoğu kez 40 yaşlarında olmakta ve ölüm 55-60 yaşlarında kalp hastalığı, kaza, intihar ve kanser gibi nedenlerle oluşmaktadır. ABD'de alkol bağımlılığının %10 olduğu bildirilmektedir. Önceleri bir erkek hastalığı olarak düşünülürken (1/56 oranlarda) şimdi ise bu ayrım ortadan kalkmıştır. (1/2 oranına inmiştir).

Ülkemiz de büyük kentlerde küçük ölçekli yapılan epidemiyolojik çalışmalar başlama yaşının 12'lere kadar indiğini göstermektedir. En çok başlama 15-22 yaş arasında olmakla birlikte, daha çok erkekler başlamaktadır ve halen tüketimini erkeklerin daha çok yaptığını söyleyebiliriz.

Alkol bağımlılığı için elde edilen veriler %0,8-1.62 gibi rakamlar vermektedir. Bu kişilerde kendine veya başka bir canlıya zara verme, trafik kazaları, saldırı, tecavüz, suda boğulma ve çocuk istismarı görülme sıklığ yüksektir.

Alkol bağımlılığı ile bir bipolar hastalık, şizofreni, kişilik bozukluğu, major depresif bozukluk gibi birçok psikiyatrik bozukluklarla da birlikteliği vardır. Karaciğer sirozundan kaynaklanan ölümlerin %50'si, ağız ve yutak malignitelerinden kaynaklanan ölümlerin %30'u, kişilerarası şiddetten kaynaklanan ölümlerin %22'si, kendine zarar verme nedeniyle ölümlerin %22'si, trafik kazalarından kaynaklanan ölümlerin %15'i, tüberküloz ölümlerinin %12'si ve karaciğer kanseri ölümlerinin %12'si küresel olarak alkol ve ilişkili durumlar ile meydana gelmektedir

Alkol Kullanımının Sağlık Üzerine Etkileri

Orta derece ve ciddi alkol kullanımının olumsuz sonuçları: 
 
Alkol zehirlenmesi (intoksikasyonu) sonucu solunum depresyonu, koma ve ölüm gelişebilir, hipotermi oluşabilir, ciddi yoksunluk belirtileri, beslenme bozukluğu ve B vitamin eksikliği, uzun süre içme sonucu kalp damar hastalığı (tansiyon düşüklüğü, kalp krizi, inme vb), karaciğer hastalıkları (alkolik hepatitis, siroz), kanserler (yemek borusu, pankreas, karaciğer, gırtlak), unutkanlık ve demans olabilir.

Alkolün fizyolojik etkileri

Alındıktan sonra %20'si mideden ve %80'i ise ince bağırsaktan emilir. Besinlerle alınımı emilim oranını yavaşlatır. Yıkımı %90 karaciğerde olur, %10'nu değişmeden idrar, ter ve solunum yolu ile atılır. 

Alkol Kullanımı Sonucu Gelişen Fiziksel ve Ruhsal Sorunlar

A. Fiziksel sorunlar

Alkol tüketimine bağlı olarak vücuttaki tüm organ sistemleri etkilenmekte ve birçok hastalık oluşmaktadır. Bunların kısaca isimlerini şöyle sıralayabiliriz:

Sindirim sistemi: 

Yemek borusu iltehabı), 

Yemek borusu varisleri (uzun süreli alkol içme sonucunda yüzeyel yemek borusu damarları genişler, kusma ve öğürme sırasında yırtılıp hayati tehlikeli kanamaya sebep verebilirler). 

Gırtlak ve yemek borusu kanserleri (özellikle birlikte sigara da içiliyorsa),

Midede asit salgılanmasının artmasına bağlı olarak ülser, gastrit veya reflü olur. 

Kronik ishal ve emilim bozukluğu ile folat, vitamim B12, tiamin, niasin, kalsiyum, magnezyum eksikliği ve beslenme bozukluğuna yol açar. 

Karaciğerde zedelenme (alkolün hem direkt toksik etkisi hem de kronik yetersiz beslenme sonucu oluşur. Karaciğer enzimleri yükselip kan yağ sindirimi bozukluklar olur kollesterol artar, kan şekeri düşüklüğü ve komaya yol açabilir. Ayrıca karaciğer yağlanması görülür ve ağrısız büyür. Karaciğer iltehabı, kanseri, siroz ve metabolik etkileri sonucu beyin zedelenmesi oluşur.

Gut (kanda ürik asidi yüksekliği ile ayak parmaklarında çok ağrılı birikimi) gelişir.

Sinir sistemi:

Periferik nöropati: Sinirlerin iltehaplanması (Polinöropatiler) sinsi başlangıçlıdırlar ve yavaş ilerleme gösterirler. Öncelikle bacaklar etkilenir. Tipik olarak ağrı, uyuşma ve güçsüzlük yakınmaları vardır. Ağrı dokunma ile de ortaya çıkabilir. Uyuşmalar, genelde sıcaklık ve yanma tarzında, kural olarak eldiven çorap tarzındadır. Bacaklar kollardan önce hastalanır. Alkolik nöropatinin tiamin ve diğer B vitaminlerinin eksikliğine bağlı olduğu düşünülmektedir. 

Beyincik Hasarı: Kronik alkol kullanıcılarında ortaya çıkan bu durumun nedeni tam olarak bilinmeyen, haftalar ya da aylar içinde oluşan, geniş tabanlı yürüyüş, mesafeyi ayarlayamama, yürüyüş sırasında ciddi yalpalama, gövdeyi dik tutamama, konuşma bozuklukları, gözde titreme, atrısıra el, kol ve bacak hareketlerini yapamama ve kasların yumuşaması, gövdede ve ellerde titreme

Hafıza bozuklukları

Pellegra beyin iltehabı: Tablo Niasin eksikliğine bağlı gelişir. Bunama, deri döküntüsü, ishal, ağızda yaralar, ruhsal ve nörolojik bulgularla seyreden bir klinik tablodur. Bu durum sıklıkla gözden kaçar. Bilinç sislenmesi (konfüzyon), kaslarda sertleşme ve kasılmalar sık görülen belirtilerdir. Yorgunluk, şaşkınlık, huzurusuzluk, bulantı-kusma, uyku bozukluğu bu tabloya eşlik edebilir. Hafıza bouklukları ön planda ile sanrı ve şüphecilik düşünceleri yine sık olarak ortaya çıkan bulgulardır.

Alkolik bunama: Kronik alkol kulanımı veya bağımlılık bunama sebepleri arasında (Pellegra gelişmeden de) önemli yer turar,
 
Alkolik Göz Tembelliği: Alkol ve tütün kullananlarda ortaya çıkar ve görme bozukluğundan yakınırlar. Uzak ve yakın görmede bulanıklık, merkezi alanı göremede sorun yaşarlar

Wernicke Korsakoff hastalığı: (Beyin alanlanrının iltehabı ve psikoz denilen ağır bir nöro-psikiatrik tablo): Ağır alkol bağımlılarında tiamin (B1 vit) eksikliğine bağlı görünen nörolojik bir bozukluktur. Alkol bağımlılarının %3'ünde gelişir. Göz hareketlerinde felç, dengesizl yürüme ve bilinç sislenmesi (konfüzyon) bu tablonun belirtileridir. İleri ve geriye dönük hafıza kaybı, iç görü azlığı, öğrenme yeteneğinin bozulması, algısal ve bilişşel işlevlerde bozulma söz konusudur. 

Kalp damar sistemi: Kalp ritim bozuklukları, hipertansiyon, kalp damar hastalığı, kalp büyümesi ve beyin kanaması,

Kas iskelet sistemi: Kaslarda güçsüzlük, kronik kas iltehabı,

Kan: Demir eksikliği anemisi (kemik iliği baskılanması, barsak kanaması, yetersiz beslenme, pıhtılaşma bozuklukları ile kanama sonucu), kemik iliğine toksik etki ile kan elemanlarının bozulması, kanın koyulaşması ile akışkanlığının değişmesi

Endokrin: 

Genel olarak şeker düşmeleri ve şeker hastalığı 

Erkeklerde: Testis küçülmesi ile erkeklik hormonlarının düşmesi sonucu meme büyümesi, cinsel istek kaybı, üreme özelliğinin düşmesi ve kısırılık

Kadınlarda: Kadınlık hormonu (Östrojen) azalmasına bağlı adet düzensizlikleri, cinsel istek azalması ve kısırlık.

Onkoloji: Ağız, dil, mide, gırtlak, yemek borusu, karaciğer ve pankreas kanserleri

Deri: Yüzde deri altı kan damarı oluşumu, avuç içinde kızarılık, kızarık yüz, deri döküntüleri, parmaklarda sigara yanıkları, kol-bacaklarda tüy dökülmesi, yara ve ezikler

Bağımlışıklık sistem ve enfeksiyon: Tüberküloz, zatürre, apse, bronşektazi, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, Fötal alkol sendromu (alkolik anne çocuğunda görülen özel bir tablo)

Ağız ve diş: Alkol kokusu, diş hastalıkları, tükürürk bezlerinde şişme

Akciğerler: Tüberküloz ve diğer akciğer enfeksiyonlarında artan risk, KOAH, tekrarlayan bronşit, zehirlenmeye bağlı toksik zatürre ve akciger işlevlerinde bozulma

Dalak: Dalakta büyüme

B. Ruhsal sorunlar

Kronik alkol kullanımı sonucu oluşan psikotik bozukluklar

Bu klinik tablolar ya alkol yoksunluğu sırasında ya da alkol intoksikasyonu sırasında ortaya çıkabilir.

Alkol halüsinasyon ve sanrıları:

Uzamış halüsinasyonlar ve sanrılarla karakterizedir. Halüsinasyonlar, çoğu kez rahatsız edici seslerdir. Bazen sesler; motor sesi, vızıltılı, müzik, telefon sesi ya da köpek havlaması gibi olabilir. Hasta sesleri ayırdedilebildiği zaman bunların ailesinden birilerine, arkadaşlarına ya da komşularına ait olduğunu, radyo ya da radar sesi olabileceğini söyleyebilir. Sesler doğrudan hastaya söylenir ya da onu üçüncü bir kişiye çekiştirirler. Sesler çok gerçek ve canlıdır. Hasta, sesleri kapı arkasından, koridordan, duvarın arkasından geliyormuş gibi algılar. Bazen onunla tartışan, bazen çağıran ya da kötü sesler söyleyen sesler olabilir. Kimi zaman sesler tehdit edicidir. Bu seslere karşı kişi savunma davranışları gösterebileceği gibi bazen kendisine ya da başkalarına zarar verebilir. Halüsinasyonlar kesik kesik ya da sürekli olabilir.

Hastalarda sanrılar da oluşabilir. Sanrılar genellikle halusinasyonları açıklayan ikincil ve acayip olmayan özelliklere sahiptir. Bu klinik durum genellikle 10 yıldan fazla bir süre, yoğun miktarlarda alkol kullananlarda ortaya çıkar. Genellikle 40 yaş sonrasında görülmektedir. Sıklıkla alkol kullanımının kesilmesini izleyen ilk 48 saat içinde gelişir. Bilinçte bazen hafif bir sislenme olabilir, ancak bilinç bozukluğu genellikle görülmez.
 
Halüsinasyonlar birkaç saat ya da birkaç gün sürebilir. Tipik olarak bir haftadan az sürer. Nadiren kronikleşir, haftalar ya da aylarca sürebilir. Bazı olgularda ise işitme halüsinasyonları yineleyen nöbetler halinde oluşabilir. Böyle oluşması hastayı hastalığın kronik şekline karşı daha yatkın hale gelmiş olduğunu düşündürür.

Alkol paranoyası: 

Yüksek miktarda alkol tüketimi ile paranoid sanrıların (aşırı şüphecilik) birlikteliği durumudur. İşitme halüsinasyonları olabilir. Bazı kişilerde patolojik kıskançlık (Othello sendromu) şeklinde görülür. Burada alkol uygun kişilikte varolan patolojik eğilimleri ortaya çıkaran bir etkendir. Bu kişiler şüpheci, alıngan ve yansıtmaya eğilim gösteren özellikler taşırlar.

Klinik olarak bu tip hastaların sanrıları eşinin kendisini aldattığı, başkaları ile cinsel ilişki kurduğu şeklindedir. Zaman zaman şüphe ettiği kişilerle ilgili halüsinasyonlar birbirine eklenebilir ve sonuçta şüphelendiği kişilere zarar verebilirler. 

Diğer Ruhsal Sorunlar

Kronik alkol kullanımı sonucu depresyon ve kaygı bozuklukları da görülen ruhsal bozukluklardandır. Alkol depresan bir maddedir ve bu nedenle depresyon belirtileri oluşturur. Ayrıca uzun süren alkol alımı birçok sosyal sorunu da birlikte getireceğinden bu durumlara bağlı depresif belirtilerin oluşması da kaçınılmazdır. 

Alkol bağımlılığı ile birlikte olan diğer Psikiyatrik hastalıklar (Komorbidite)

Duygudurumu bozuklukları: Bağımlılık ile depresif belirtilerin birlikteliği %35 kadardır. Birlikte depresyon ortaya çıkabildiği gibi, alkol kullanımının yol açtığı genel sağlık sorunları da depresif belirtilere yol açabilir. Alkol bağımlılığı ile beraber duygudurumu bozukluğu varsa sonrası kötü etkilenir ve intehar riski artar.

Kaygı bozuklukları: Yaklaşık %25-50 oranında sık görülür. Özellikle panik ve sosyal fobi sık görülür. Bu hastalarda suisid oranları da yükselir.

Şizofreni: Birlikte görülme oranının %35 olduğu ve hastalığın sonunu kötü etkilediği bilinmektedir.

Diğer maddelerin kullanım bozuklukları.

Kişilik bozukluğu (özellikle sınırda ve antisosyal kişilik bozukluğu).

Alkol Bağımlılığının Nedenleri

Bu konu ile ilgili birçok varsayım ortaya atılmaktadır. Yapılan çalışmalar çok çeşitlidir. Bunları şöyle kısaca sınıflandırabiliriz:

Genetik ve biyolojik çalışmalar: Ailede alkol ile ilişkili bozukluklar varsa o ailede bu bozukluğun çıkma şansı fazladır. Amerika ve İskandinavya'da yapılan tek yumurta ikizi ve evlat edinme çalışmaları bunu kanıtlamıştır. Tek yumurta ikizlerinde %50 kadar eş hastalanma izlenmiştir. Normal popülasyona göre alkol bağımlılarının çocuklarında 4 kat daha fazla bağımlılık çıkma şansı vardır.

Çevresel ve sosyal faktörler: Alkole ne kadar kolay ulaşılabiliyorsa, ne kadar ucuz ise ve kolay elde ediliyorsa; bir de toplumsal olarak kabulü varsa ve yaygın kullanılıyorsa o ölçüde alkol bağımlılığına sık rastlanmaktadır. Akran grupları ise alkol ile tanışmada önemli rol oynar. Alkolle ilk tanışmanın %70'i 15-22 yaş arasındadır. Bu da ergenlik dönemi ve akran gruplarının önemini ortaya koymaktadır. Ayrıca alkol bazı gruplarda kültürel olarak önemsenmekte ve fazla tüketilmektedir.

Psikolojik faktörler: Bazı çalışmacılar ise alkolün katı ve cezalandırıcı üstbenliğin oluşturduğu stresi azaltmak için kullanıldığını ve kişilerin bu nedenle alkol almaya devam ettiklerini söyler. Ayrıca başlangıç aşamasında bazı kişiler kaygı gidermek ve depresyonunu azaltmak için veya yatıştırıcı olarak kullanmaya başladıkları görülmüştür

Kullanılan maddenin özellikleri

Bağımlılık yapıcı madde ondan beklenilen rahatlama, gevşeme, keyif alma gibi belirtileri ne kadar kısa zamanda ve ne kadar şiddetli oluşturuyorsa o maddenin bağımlılık yapıcı gücü o kadar fazladır. Yani madde ödülleyici olmalıdır ki bağımlılık oluşsun. Alkol de böyle bir maddedir.

Tüm bu bilgilerin ışığında alkol bağımlılığı; oluşumunda çok çeşitli etmenlerin (ruhsal, sosyokültürel, biyolojik) rol oynadığı bir bozukluk olarak ele alınmalı sorunun çözümü de toplumsal bir yaklaşım olarak görülmesi şarttır. 

(Teşekkür: Bu yazı Prof. Dr. Zehra Arıkan'ın Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Madde Bağımlılığı Tanı Ve Tedavi Kılavuzu El Kitabı, Alkol Kullanım Bozukluğu yazısından yararlanılarak hazırlanmıştır)


 

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Dr. İbrahim Mumcuoğlu / diğer yazıları
'Federasyon defteri kapandı'
'Kıbrıs'ın geleceğinde 2 devlet var'
Otomobil ikiye bölündü
Manisa'da feci kaza: 5 ölü, 6 yaralı
Simav beşik gibi sallanıyor
10 saatte 127 sarsıntı
Can Holding soruşturması eski patrona sıçradı
Turgay Ciner hakkında tutuklama kararı çıkarıldı
Talisca bu sefer kaçırmadı
Topun ağzındaki Tedesco'dan kritik galibiyet
Dilinin altında ne var?
'Orta Doğu'da "harika" gelişmeler olabilir'
Kemal Can tutuklandı
121 şirketine el konulmuştu
'Tekrar etme olasılığı yüksek'
Simav depremi için çarpıcı açıklama
Kütahya 5,4 büyüklüğünde deprem
Depremin merkez üssü Simav
Hamas'tan ateşkes açıklaması
Müzakereler durdu yeni teklik yok!
İran yine hedefte!
BM yaptırımları yeniden devrede
Nostaljik tren rotasını Türkiye'ye çevirdi
Orient Ekspres 1 Ekim'de İstanbul'da
Malezya BM'de değişiklik istedi
'BM'de veto hakkı sınırlansın'
Katliam gibi miting
Hindistan'da can kaybı 39'a yükseldi
Bizi hepimizi dinliyor mu?
Ankara'da dinleme cihazları ele geçirildi
'Federasyon defteri kapandı'
'Kıbrıs'ın geleceğinde 2 devlet var'
Otomobil ikiye bölündü
Manisa'da feci kaza: 5 ölü, 6 yaralı
Simav beşik gibi sallanıyor
10 saatte 127 sarsıntı
Can Holding soruşturması eski patrona sıçradı
Turgay Ciner hakkında tutuklama kararı çıkarıldı
Talisca bu sefer kaçırmadı
Topun ağzındaki Tedesco'dan kritik galibiyet
Dilinin altında ne var?
'Orta Doğu'da "harika" gelişmeler olabilir'
Kemal Can tutuklandı
121 şirketine el konulmuştu
'Tekrar etme olasılığı yüksek'
Simav depremi için çarpıcı açıklama
Kütahya 5,4 büyüklüğünde deprem
Depremin merkez üssü Simav
Hamas'tan ateşkes açıklaması
Müzakereler durdu yeni teklik yok!
İran yine hedefte!
BM yaptırımları yeniden devrede
Nostaljik tren rotasını Türkiye'ye çevirdi
Orient Ekspres 1 Ekim'de İstanbul'da
Malezya BM'de değişiklik istedi
'BM'de veto hakkı sınırlansın'
Katliam gibi miting
Hindistan'da can kaybı 39'a yükseldi
Bizi hepimizi dinliyor mu?
Ankara'da dinleme cihazları ele geçirildi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.