Kritik bir süreci hep birlikte değerlendirelim. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Fox TV'de canlı yayındayken Altılı Masa'ya katılma isteğini dile getirmişti. Yaptığı açıklamada, kamuoyunun sürekli "Neden masaya katılmıyorsunuz" sorusu ile karşılaştığını ifade etmişti. Böylece şeffaf bir şekilde 'niçin masada değil', bunun anlaşılmasını istiyordu. Bu haber kamuoyunda çok yankı oluşturdu. Bu niçin önemliydi? Millet ittifakı Altılı Masa'ya evrilmiş idi. Vatandaş hükümetin uygulamalarından hoşnut değildi. İktidar devlet imkanları ile ne kadar algı yönetirse yönetsin, millet artık bunu yutmuyordu. Bugüne kadar sanki milletin suçuymuş gibi lanse edilen başarısızlıkların, yöneticilere ait olduğu artık ortaya çıkmıştı. Sosyal medyanın yaygın olarak kullanılması 'kral çıplak' dedirtmişti insanlara. Evet kral çıplak ama bir değişim bir dönüşüm nasıl gerçekleşecekti, sorunun ikinci bölümü bu idi.
Altılı Masa ilk dönemde heyecan oluştursa da geçen zaman içerisinde çözüm odaklı gündem oluşturamayınca artık sıradanlaşmaya başlamıştı. Ne zaman ki Sayın Hüseyin Baş bir açıklama yaptı, işler değişti. Bu sürpriz bir gelişme değildi. AKP'nin 'Türkiye Yüzyılı vizyonu' açıklaması aynı zamanda yapılmıştı. Ancak Sayın Baş kendilerinin Altılı Masa'ya katılım taleplerinin kamuoyunda daha fazla yer alacağını da açıklamıştı. O andan itibaren basın yayın, sosyal medya ve halkın nabzını tuttuğumuzda gelişmeler tam da Sayın Baş'ın dediği gibi gerçekleşti. Haberlerde, tartışma programlarında, halkın gündeminde hep BTP'nin Altılı Masa'ya kabul edilip edilmemesi vardı. Hafta sonu Hatay, Gaziantep ve Kilis illerimizde yaptığımız programlarda, esnaf ziyaretlerinde ve ikili görüşmelerde buna bizzat şahit olduk. Bu konuda MAK Araştırma bir açıklama yaptı. Açıklamasında Altılı Masa'yı destekleyen seçmenlere BTP'nin Millet İttifakı'na katılıp katılmamasını sorduğunu, seçmenlerin yüzde 91'i Hüseyin Baş ve BTP'nin masaya katkı sağlayacağını düşündüklerini söyledi.
Masa 8. toplantısını yaptı. En uzun toplantılarını yapmışlardı. Netice olarak hiçbir gerekçe ortaya koymadan masa aynı şekilde yoluna devam kararı aldı. Gelişmenin ülke adına, Cumhur ve Millet ittifakları adına, partiler adına, BTP adına olumlu ve olumsuz yönleri tartışılabilir. Ancak burada iki hususun altı çizilebilir.
Birincisi 'su akar ve yolunu bulur.'
İkincisi 'siyasette 24 saat çok uzun bir süredir.'
Her iki söz de Türk siyasetinin duayen ismi merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den bizzat işittim. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın selamı ile bir ekip halinde Ankara Güniz Sokak'ta Sayın Demirel'i ziyaret etmiştik. Bizi dinledikten sonra kendi hayatından örnekler verdiler ve dediler ki ne kadar engel çıkarsa çıksın su akar ve yolunu bulur, hedefine ulaşır. Ben yola yalnız çıktım ama yürüdükçe etrafımda toplanan kalabalıklarla birlikte hedefe ulaştım demişti.
Ülkemizde yaşanan şu kadar kronik sorun var. Her bir sorunun çok ciddi neticeleri var. Hükümetin yaptığı günü kurtarma adına sürekli dengelerle oynamaktır. Aldığı bir karar başka bir dengenin bozulmasına yol açıyor. Hükümet artık bir seçim daha kazanacak durumda değil, ancak elindeki imkanları da dikkate alacak olursak kolay bir lokma da değil.
8. toplantıdan sonra Altılı Masa'nın üzerine yeniden ölü toprağı serpilmiş durumda. Gündemdeki yeri ve oluşan heyecan dalgası ortadan kalkmış durumda. Ülkemiz ekonomisinin içine düştüğü şu durumda sorumluluğu olan masadaki bir arkadaş yaptığı açıklamada, adını değiştirerek çözüm olarak vatandaşlık maaşını gösteriyor. Bu olsa olsa kötü bir kopyadır. Hem de ne projenin sahibini ne de finansmanın kaynağını göstermeden bunu yapıyor. Bir eserin aslı varken sahtesine rağbet edilmez, o sadece asıl olanı hatırlatır. Bu konuda arzu edenler iki tarih arasında arama motorlarından bakarlarsa Hüseyin Baş ve BTP faktörünün masaya neler kazandırabileceğini veya masanın aldığı kararla masanın neler kaybettiğini çok rahat görebilirler.
Vatandaşın arayışı bitmiş değil bıçağın kemiğe dayandığı şu koşullarda 'balı olanın sineği Bağdat'tan gelecektir. İşte 24 saatin bir tarafı bu, diğer tarafı ise bizim seçmenimiz sarı kartı da, kırmızı kartı da göstermesini çok iyi bilir.
- Hukuk devleti ilkesine zarar bumerang etkisi yapar / 20.05.2025
- Lozan’la sorunu olanın Türkiye’yle derdi vardır / 19.05.2025
- PKK ve yeni süreçte jeopolitik dengeler: Sevr mi Lozan mı? / 14.05.2025
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025
- Çocuklar yaşarsa millet yaşar / 29.04.2025
- Atatürk mü? Kenan Evren mi? İşte gerçekler / 28.04.2025
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025