Erdoğan, "İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz" açıklamasıyla neyi kastetti.
Millet ekonomik buhranın girdabında yanıp kavrula dursun, iktidarın şimdiki uğraşı ve hedefi, "Yeni Anayasa" girişimleri.
Oysa 1982 Anayasası'nın başlangıç ilkeleri ve ilk dört maddesi dışında değiştirilmeyen maddesi neredeyse kalmamış gibidir.
Acaba iktidarın asıl niyeti ve hedefi, başlangıç ilkelerini ve dört maddeyi değiştirmek istemesi olabilir mi?
Ben öyledir diye bir kanaat taşımıyorum ancak, bu yönde bir ev ödevi varsa ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk dört maddenin ortadan kaldırılması akıllardan geçiyorsa, bence buna tevessül eden her kim olursa olsun, değiştirilmeye çalışılan Anayasa tarafından çok ağır şekilde cezalandırılır!
Türkiye Cumhuriyeti devleti, Türk milletinin kurduğu bir devlettir.
Kurucu babası Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıdır.
Milletin içinde çeşitlilik veya zenginlik olduğuna dair Batı patentli kavramlar, son derece tehlikeli ve Anayasa'ya da aykırıdır.
Nitekim bu görüşleri Anayasa'ya yansıtır veya hâkim kılarsanız, ortada ne bir millet, ne de bir devlet kalır!
Zaten bu talep, en başta ABD ve AB'nin dayatmasıdır.
AB ve ABD, halen daha akıllarından söküp atamadıkları Sevr'i, yeniden bu coğrafyada hâkim kılmak istiyorlar.
Olmayan etnik grupların Anayasa'da zikredilmesini istiyorlar.
Olmayan dedim!..
Sevgili okurlarım.
Türkiye'de bugüne kadar yapılan açıklamalarda, sürekli olarak etnik gurup vurgusuna yer verilmiştir.
Hâlbuki Türkiye'de aziz Atatürk'ün de veciz ifadesinde yerini bulan gerçek şudur.
Bu coğrafyada yaşamakta olanlar, sadece Müslüman Türklerden ve gayrimüslim çok küçük bir azınlıktan ibarettir.
Hepsi bu.
Yani Türkiye'de zannedildiği gibi etnik gurup falan yoktur.
Bu coğrafyada yaşayanların tamamı, Orta Asya kökenli Türk nüfustur.
Bu nüfusun adına toplamda, Türk milleti denir.
Türk'ler, öyle zannedildiği gibi farklı etnik kökenlerden oluşmamaktadır.
Zira Türklük, aynı zamanda bir kültür birliğidir.
Yani buradan yola çıkılarak, sanki ülkemizde farklı etnisiteler varmış algısı ve kanısına ulaşmak, çok ciddi bir tarihi bilgisizliktir.
Ancak günümüze gelecek olursak, Anayasa'da yapılması düşünülen değişikliklerle varılacak nihai nokta şu olacaktır:
Türk milleti kavramını sulandırmak ve hatta parçalanmasına kadar varacak olan kanalların açılmasına olanak sağlamakla, sonuçta ortaya çıkacak olan kaosa odun taşımak.
ABD gibi 72 milletten oluşan bir devletin anayasasında bile var olan etnik grupların hiçbirinin adı belirtilmemiştir.
İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya, İtalya, Rusya, Çin, Japonya ve Hindistan gibi büyük devletlerin anayasaları da tek millet esasına dayanır.
Her şey aslında, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylamasıyla başladı.
Bu oylamada kabul edilen ve Temmuz 2018'de yürürlüğe giren Anayasa değişikliklerini daha ileri boyutlara taşımanın ülkemize vereceği zarar ve vuracağı darbeyi şimdiden çok görmek lazımdır.
Hiçbir Allah kulu şunu söylemesin ve hatta aklından bile geçirmesin.
Yeri gelmişken bir kere daha şu tarihi değişmez gerçeği vurgulamak isterim.
Türkiye'de büyük bir projenin gereği olarak sürekli öne sürülen 'Kürt'lük meselesine ilişkin çok önemli tarihi belgelere dayanan birçok makale kaleme aldım.
Bu tarihi belgeler ışığında ortaya çıkan hakikat şudur:
'Kürt' adı ile bilinen toplulukların tamamı, Türk kökenlidir ve Türk'tür.
'Kürt' adı, Alpurungu döneminde bir aşiret reisine verilen ve belli bir yöre halkını idare etmek için referans olarak gösterilen bir belge isminin yazıtlarda yanlış telaffuzundan ibarettir.
Bu parantezi kapattıktan sonra diyebiliriz ki, Türkiye'de dün de, bugün de varlığı söz konusu olan Anayasaların, aslında ülke kalkınmasının önünde hiçbir engel teşkil etmediği, bilakis, ülke kalkınmasının en üst seviyelerde olmasını teşvik ettiği görülür.
Bugün mevcut tıkanıklık Anayasa'da değil, Anayasa'nın ruhundan çok uzakta gezinen siyasetçilerin çözümsüz olmalarıdır.
Çözüm daima vardır ve her zaman aramızdadır.
Politik beceriksizliğin faturasını, Anayasa'da vahim hatalar yapmak suretiyle bütün bir millete kesmek olmamalıdır.
Tavsiyemiz bu yola tevessül edilmemesidir.
Yoksa bakarsınız değiştirmeye kalktığınız Anayasa, bir gün gelir sizleri de bu teşebbüsünüzden dolayı çok ağır şekilde yargılayabilir.
Burası Türkiye…
Ne mutlu Türküm diyene…
- Kıbrıs Türkiye’ye katılmalıdır / 04.05.2025
- Şehitlere sor süreci / 30.04.2025
- Kapitalist sistem seni de yutar Mehmet Şimşek / 28.04.2025
- İstanbul’un nüfusu beka sorunu olmuştur! / 27.04.2025
- Türk olduğumuzu hatırlayalım! / 24.04.2025
- Mevzu Türk milletidir / 23.04.2025
- Çok pis kokular geliyor! / 21.04.2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık çağrı / 20.04.2025
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025