Kahraman denilince, vatanı, milleti, devleti, ailesi ve de inancı için, kısaca milli ve manevi değerleri uğruna fedakarlık yapan, başkalarının ortaya koyamadığı özveriyi ortaya koyan insanlar akla gelmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk milli kahramandır, çünkü birçok kimsenin işgalcilere teslim olduğu bir dönemde o sele karşı dimdik ayakta durmuş ve aziz Türk milletinin önüne geçerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluşturmuştur.
Atatürk’ün kahramanlığı sadece askeri mücadelesinden dolayı değildir. Milleti tek bilek tek yürek yapması, Türk milletinin iradesini temsil edecek Meclis’i oluşturması, milli bir iktisat anlayışına yönelmesi, ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarması, her sahada milli hamleler gerçekleştirmesi ve daha birçok siyasi, hukuki, ekonomik gelişme de Atatürk’ü milli kahraman yapan hususlardır.
Nene Hatun, Sütçü İmam, Kara Fatma, Kılavuz Hatice, İpsiz Recep ve daha niceleri milli kahramanlarımızdır. Onlar bulundukları yerlerde milli mücadeleye iştirak etmişler ve düşmanı geri püskürtmüşlerdir.
Ulubatlı Hasan milli bir kahramandır, çünkü onlarca kılıç, mızrak ve ok yarasına rağmen yılmamış ve surlara Türk bayrağını dikerek savaşın akışını değiştirmiştir.
Hacı Bektaş-ı Veli milli bir kahramandır, Anadolu’ya Ehl-i Beyt’in nefesini taşımış ve etnik kökeni ne olursa olsun Anadolu’da bulunan bütün toplulukları tek bilek tek yürek yaparak Türk milletinin üniter yapısını oluşturmuştur.
Tarihten günümüze o kadar çok milli kahramanımız var ki, hiçbir millet böyle bir hazineye sahip değil. Başkaları hırsızını, arsızını, katilini milli kahraman ilan edip onlar hakkında film üstüne film yaparken, bizler sayısını hesaplamamızın mümkün olmadığı bu büyük şahsiyetlere pek sahip çıktığımız söylenemez. Hatta son zamanlarda AB müzakereleri çerçevesinde bu kahramanlarımız unutturulmaya da çalışılmaktadır.
Tabi, toprağın altında yatan kahramanlarımız kadar toprağın üstündekiler de önemlidir.
Bir kişinin kahraman olabilmesi için illaki bu dünyadan göçmesi gerekmiyor.
Vefat etmiş olan kahramanlarımız bize maddi ve manevi güç katar, bize örnektir, bizim tapumuzdur; yaşayan kahramanlarımız ise bizim hayatımızı tanzim eder, bizler için canlı örneklerdir.
Ülkemizin ve dünyanın yaşadığı badireler dikkate alındığında bugünün en büyük milli kahramanı kimdir diye sorulsa, elbette ki hiç tereddüt etmeden Prof. Dr. Haydar Baş’tır derim.
Neden? Bugün esaretin seline kapılmış kalabalıkların karşısına çıkarak yetişmiş kadrosuyla beraber “durun kalabalıklar” diyen tek lider o…
Herkes, ABD ve AB mandalığına, köleliğine soyunmuşken, “Ne AB, ne ABD, ne de IMF tek çözüm Bağımsız Türkiye” diyen o… Sadece demekle kalmayıp, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet projelerini ortaya koyan o…
Mandacı siyasilerin peşine takılmayıp, bu projeleri baz alan Bağımsız Türkiye Partisi’ni kuran ve ayağına demir çarıkları giyerek kapı kapı dolaşarak milletin gerçek iradesini Meclis’e taşıma gayretinde olan ve bunun için büyük özverilerde bulunan o…
Ülkemizin işgali anlamına gelen özelleştirmelere, toprak satışlarına, yabancı askerlerin NATO adı altında topraklarımıza yerleşmesine, füze kalkanına, Patriotlara gerçek mana da hayır diyen o…
Günümüzün en büyük savaşları, kalemler, televizyonlar, bilgisayarlar, fikirler, düşünceler, modeller üzerinden yürütülmektedir ve bütün bu konularda hiçbir şekilde sağa sola sapmadan ve sadece milletimizin milli ve manevi menfaatleri için gecesini gündüzüne katan o…
Böyle büyük bir şahsiyeti görmezlikten geleceğimize ona sahip çıkar, onu baş tacı edersek emin olun ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kainat devleti olmaması için bir neden kalmaz.
Mustafa Kemal Atatürk milli kahramandır, çünkü birçok kimsenin işgalcilere teslim olduğu bir dönemde o sele karşı dimdik ayakta durmuş ve aziz Türk milletinin önüne geçerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluşturmuştur.
Atatürk’ün kahramanlığı sadece askeri mücadelesinden dolayı değildir. Milleti tek bilek tek yürek yapması, Türk milletinin iradesini temsil edecek Meclis’i oluşturması, milli bir iktisat anlayışına yönelmesi, ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarması, her sahada milli hamleler gerçekleştirmesi ve daha birçok siyasi, hukuki, ekonomik gelişme de Atatürk’ü milli kahraman yapan hususlardır.
Nene Hatun, Sütçü İmam, Kara Fatma, Kılavuz Hatice, İpsiz Recep ve daha niceleri milli kahramanlarımızdır. Onlar bulundukları yerlerde milli mücadeleye iştirak etmişler ve düşmanı geri püskürtmüşlerdir.
Ulubatlı Hasan milli bir kahramandır, çünkü onlarca kılıç, mızrak ve ok yarasına rağmen yılmamış ve surlara Türk bayrağını dikerek savaşın akışını değiştirmiştir.
Hacı Bektaş-ı Veli milli bir kahramandır, Anadolu’ya Ehl-i Beyt’in nefesini taşımış ve etnik kökeni ne olursa olsun Anadolu’da bulunan bütün toplulukları tek bilek tek yürek yaparak Türk milletinin üniter yapısını oluşturmuştur.
Tarihten günümüze o kadar çok milli kahramanımız var ki, hiçbir millet böyle bir hazineye sahip değil. Başkaları hırsızını, arsızını, katilini milli kahraman ilan edip onlar hakkında film üstüne film yaparken, bizler sayısını hesaplamamızın mümkün olmadığı bu büyük şahsiyetlere pek sahip çıktığımız söylenemez. Hatta son zamanlarda AB müzakereleri çerçevesinde bu kahramanlarımız unutturulmaya da çalışılmaktadır.
Tabi, toprağın altında yatan kahramanlarımız kadar toprağın üstündekiler de önemlidir.
Bir kişinin kahraman olabilmesi için illaki bu dünyadan göçmesi gerekmiyor.
Vefat etmiş olan kahramanlarımız bize maddi ve manevi güç katar, bize örnektir, bizim tapumuzdur; yaşayan kahramanlarımız ise bizim hayatımızı tanzim eder, bizler için canlı örneklerdir.
Ülkemizin ve dünyanın yaşadığı badireler dikkate alındığında bugünün en büyük milli kahramanı kimdir diye sorulsa, elbette ki hiç tereddüt etmeden Prof. Dr. Haydar Baş’tır derim.
Neden? Bugün esaretin seline kapılmış kalabalıkların karşısına çıkarak yetişmiş kadrosuyla beraber “durun kalabalıklar” diyen tek lider o…
Herkes, ABD ve AB mandalığına, köleliğine soyunmuşken, “Ne AB, ne ABD, ne de IMF tek çözüm Bağımsız Türkiye” diyen o… Sadece demekle kalmayıp, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet projelerini ortaya koyan o…
Mandacı siyasilerin peşine takılmayıp, bu projeleri baz alan Bağımsız Türkiye Partisi’ni kuran ve ayağına demir çarıkları giyerek kapı kapı dolaşarak milletin gerçek iradesini Meclis’e taşıma gayretinde olan ve bunun için büyük özverilerde bulunan o…
Ülkemizin işgali anlamına gelen özelleştirmelere, toprak satışlarına, yabancı askerlerin NATO adı altında topraklarımıza yerleşmesine, füze kalkanına, Patriotlara gerçek mana da hayır diyen o…
Günümüzün en büyük savaşları, kalemler, televizyonlar, bilgisayarlar, fikirler, düşünceler, modeller üzerinden yürütülmektedir ve bütün bu konularda hiçbir şekilde sağa sola sapmadan ve sadece milletimizin milli ve manevi menfaatleri için gecesini gündüzüne katan o…
Böyle büyük bir şahsiyeti görmezlikten geleceğimize ona sahip çıkar, onu baş tacı edersek emin olun ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kainat devleti olmaması için bir neden kalmaz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024