Bir akşam üstü, Meyden vadisinde bir ağacın altında yapayalnız ufuklardan uzaklaşan güneşi seyrederken şöyle yakarmıştı alemlerin Rabbi'ne:""Ey Rabbim, bana bahşedeceğin her hayra öylesine muhtacım ki!" (Kasas: 24)Çok geçmeden, Şuayb Peygamber'in kızlarından biri gelerek, babasının davetini iletecek ve İlahi kader yaşı ilerlemiş bir Peygamber olan Şuayb aleyhisselam ile daha delikanlılık çağında peygamber adayı Musa aleyhisselamı buluşturacaktı.Bir peygambere damat olma devletine erdikten ve uzun yıllar onun hizmetinde bulunduktan sonra ailesi ile beraber Mısır'a doğru yola çıktığında;"Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine: «Yerinizde durun, benim gözüme bir ateş ilişti, belki size bir kor getiririm yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum» demişti.Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı: «Ey Musa! Ben şüphesiz senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ'dasın.» «Ben seni seçtim, şimdi (sana) vahyolunacak şeyleri dinle.»Şüphesiz ben Allah'ım, Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için Bana kulluk et ve Beni anmak için namaz kıl. Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptığının karşılığını görsün.Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.Ey Musa! Sağ elindeki nedir?Musa dedi: «O benim asâm (değneğim) dır, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkerim ve onda başka hacetlerim (faydalanacağım şeyler) de var».Buyurdu ki bırak onu ya Musâ!Musa da onu bıraktı, bir de ne görsün! O bir yılan olmuş koşuyor.Allah buyurdu ki: «Tut onu, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz» (Taha: 10-21).
Kendi ifadesi ile gerektiğinde dayandığı, gerektiğinde davarlarına yaprak silkelediği ve daha bir çok işlerde kullandığı o Asa, vahye mahzar olduktan sonra asıl görevini üslenecek, peygamber elinde bir mucize olarak, o diyarda ilahlık taslayan Firavun'un saltanatına son verecekti.Uzun ve zorlu yolculuktan sonra Mısır'a vasıl olan Peygamber Musa, Firavun'u Tevhid inancına davet için kapısına vardı:"(Firavun:) "Bak", dedi, eğer benden başka bir tanrı benimsersen, seni mutlaka hapse attırırım!""(Musa:) "Size gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan bir şey getirmiş olsam da, öyle mi?" dedi.(Firavun:) "Eğer doğru sözlü biriysen, haydi, çıkar ortaya o dediğini!" diye cevap verdi.Bunun üzerine (Musa) asasını yere bıraktı -bir de ne görsünler, (her haliyle) düpedüz bir yılan! (Şuara: 29-32).«Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?» "Dediler ki: «Bunu ve kardeşini eğle, şehirlere de toplayıcılar gönder.»«Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler.»Böylece, sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde bir araya getirildi. "Halka, «Siz de toplanıyor musunuz? (Haydi çabuk olun)» denildi."«Üstün gelirlerse herhalde sihirbazlara uyarız» dediler."Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a «Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır, değil mi?» dediler."Firavun cevaben: «Evet, o takdirde hiç şüphe etmeyin, gözde kimselerden olacaksınız» dedi"Musa onlara «Atın, ne atacaksanız» dedi."Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve «Firavun'un kudreti hakkı için şüphesiz elbette bizler galip geleceğiz» dediler."Ardından Musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların uydurduklarını yutuyor""Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar" "«İman ettik, dediler, Âlemlerin Rabbine»"«Musa ve Harun'un Rabbine"."Firavun (kızgınlık içinde) dedi ki: «Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama şimdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!» (Şuara: 34-40). İşte böyle bir asayı çaldılar götürüp ABD'nin eline verdiler.Haşa, elbette buna kimsenin gücü yetmez, ancak Müslümanların kutsal kitabında şirke meydan okuyan, şirkin saltanatını yerle bir eden bir sembol olarak anlatılan Asa-yı Musa, son yüzyılda Firavun'u temsil eden ABD'nin eline tutuşturuldu, Müslümanlar böyle kandırıldı.Özellikle Anadolu coğrafyasında yaşayan Müslümanlar, binbir meşakkatle, milyonlarca şehit vererek ellerinde tuttukları vatan parçasını böyle bir yalan üzerine yetmiş senedir talan ettiriyorlar.Asa-yı Musa'nın eline verildiği iddia edilen çağdaş firavunların her çeşit hileleri, yalanları, soygunları, dolaylı-dolaysız müdahaleleri "ehven-i şer" yutturmacası ile nice on yıllardır bu millete yutturuluyor.Halbuki; Musa Peygamber'in elinde bir mucize eseri olarak ejderhaya dönüşüp şirk toplumunun bütün hünerlerini çer-çöp halinde yutan, ilahlık iddiasındaki Firavun'un balonunu bir çırpıda söndüren Asa-yı Musa, nasıl olur da bu çağın şirk önderlerinin eline geçer, nasıl olur da bu çağın firavunlarının elinde bu sefer Tevhid ehli bir milletin imhası ve ifsadı için kullanılır?Hırsız evden olursa öküz bacadan çıkar demiş atalarımız.Evdeki hırsızlara dikkat!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025