Önce size 2026 yılı bütçesine ilişkin ayrıntılı rakamlar aktaracağım. Ardından bu rakamların ne ifade ettiği veya etmediği meselesi üzerinde duracağım.
Bildiğiniz üzere 2026 yılı bütçesinin komisyon görüşmeleri 30 Ekim Perşembe günü başlayacak.
2026 yılı bütçe giderleri 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirleri ise 16 trilyon 216 milyar lira olarak tasarlandı.
Dolayısıyla bu bütçe taslağı hesabına göre, 2026 yılı bütçesi 2 trilyon 718 milyar lira açık verecek.
Şimdi ayrıntılı bir şekilde bütçe rakamlarına bir göz atalım.
TBMM'ye sunulan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nde yer alan gelir kalemlerine göre; ÖTV'den 2 trilyon 549 milyar 288 milyon 172 bin TL, motorlu taşıtlar vergisinden 138 milyar 306 milyon 453 bin TL, harçlardan 459 milyar 574 milyon 763 bin TL, alkollü içkilerden 191 milyar 615 milyon 236 bin TL, tütün mamullerinden 563 milyar 2 milyon 771 bin TL, şans oyunlarından 67 milyar 111 milyon 752 bin TL, para cezalarından toplam 388 milyar 966 milyon 82 bin TL, trafik cezalarından 129 milyon TL gelir bekleniyor.
Vergi gelirleri 2025 yılına göre yüzde 28,7 artış öngörülerek 15,6 trilyon lira olarak belirlendi.
2025 yılında ise tahmini yapılan 12 trilyon 651 milyar TL'nin yıl sonuna kadar 12 trilyon 143 milyar TL'sinin tahsil edileceği öngörülüyor.
2026 yılında gelir vergisi tahsilatının 3 trilyon 558 milyar 110 milyon 924 bin TL tutarında olacağı öngörülüyor.
Söz konusu bütçeden tarıma ayrılan payın tam bir facia olduğunu anlamak için, ekonomist olmaya hiçte gerek yoktur.
2026 bütçesinde tarıma ayrılan 888,2 milyar liralık kaynağın, 220 milyar lirasının kredi, 190 milyar lirasının yatırım ve 168 milyar lirasının tarımsal destekler olarak açıklandı.
Kredi olarak adlandırılan payın faizli olmasından hiç bahsedilmiyor.
Bir kere kredi tutarı kısmının tarım kesimine yarardan çok zararı vardır.
Yatırımlar kısmından ise yüzde 90'lık tarım kesimi yararlanamayacağına göre, onu da geçin.
Geriye ne kaldı? 168 milyar liracık.
İşte 2026 yılında çiftçiye reva görülen gerçek rakam budur.
Peki, bu ne anlama mı geliyor?
Çiftçinin yanmış küllerinin 2026 yılında havaya savrulması anlamına geliyor.
Bu kadar geniş ve verimli topraklara sahip ülkemizde çiftçi kesimine reva görülen rakam bütçe desteği olarak değil, nükleer bombanın tarım kesiminin üzerine bırakılması şeklinde yorumlanmalıdır.
Aslında tarım kesiminin yok edilmesiyle hedef alınan kitle, Türk milletidir.
Diğer rakamlardaki ayrıntılara dikkat ediniz.!
ÖTV-trafik cezaları-harçlar-dolaylı vergiler vs.
Yani bütçe geliri olarak adlandırılan kalemlerin tamamı, milletin cebini adres gösteriyor.
Nerede devletin asli gelir kaynakları?
Nerede madenlerimiz?
Nerede enerjiden elde ettiğimiz gelirler?
Nerede katma değeri yüksek teknoloji gelirlerimiz?
Nerede senyoraj hakkımızın kullanılması?
Nerede devlet!?
Bu ne zavallı bir bütçe taslağıdır!
Bu kadar küçük bir bütçe gelirleriyle hangi kalkınmışlığı sağlayacaksınız?
Bu sistemin kapitalist sistem olduğunu ve sonunda sizi de yutacağını görmemek için, neden direniyorsunuz?
Sistemin acilen değişmesi ve "Milli Ekonomi Modeli" tezine geçilmesi gerektiğini anlayamayacak kadar hangi büyük günahları işlediniz?
Bu bütçe ile asgari ücretliye zam artışını yüzde yüz yapsanız ne yazar.
Emekliye bu bütçe ile ne vermeyi planlıyorsunuz?
Saçma sapan bir sistem hatası yüzünden enflasyonla mücadelenin ücret zam artışları üzerinde olumsuz etki yaratacak olması gerçeği bir yana, düşük ücret politikasının enflasyonla mücadeleye katkı sunacağı yönünde yapılan açıklamaları ise, hayretle izliyorum.
Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık işlenmemiş ve halen daha rezerv tespiti yapılamamış madenleri mevcuttur.
Bu kadar sonsuz ve sınırsız kaynağı devlet-millet ortaklığı ile işletmeye koyulsanız, sadece buna paralel olarak yıllık bu gelirlerden 50 trilyon liralık bütçe kalemi oluşturursunuz.
Bir tek kuruş vergi ve ceza almasanız bile devletinizi bir Japonya, milletinizi ise mutlu ve müreffeh bir toplum yaparsınız.
Bu ülkede bu işi çok iyi bilenler vardır.
Onların ellerinde dünyanın sahip olamadığı çok müstesna bir model bulunmaktadır.
"Milli Ekonomi Modeli" tezi.
Gittiğiniz yolun sonu, BOP cehennemine çıkmaktadır.
Zerre imanınız ve vatan sevginiz varsa bu modelin sahipleriyle, ülke büyük bir kaosa sürüklenmeden bir araya gelirsiniz.
Yoksa sadece siz değil, 85 milyon insan BOP ateşinde nar gibi kızaracaktır!
Bildiğiniz üzere 2026 yılı bütçesinin komisyon görüşmeleri 30 Ekim Perşembe günü başlayacak.
2026 yılı bütçe giderleri 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirleri ise 16 trilyon 216 milyar lira olarak tasarlandı.
Dolayısıyla bu bütçe taslağı hesabına göre, 2026 yılı bütçesi 2 trilyon 718 milyar lira açık verecek.
Şimdi ayrıntılı bir şekilde bütçe rakamlarına bir göz atalım.
TBMM'ye sunulan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nde yer alan gelir kalemlerine göre; ÖTV'den 2 trilyon 549 milyar 288 milyon 172 bin TL, motorlu taşıtlar vergisinden 138 milyar 306 milyon 453 bin TL, harçlardan 459 milyar 574 milyon 763 bin TL, alkollü içkilerden 191 milyar 615 milyon 236 bin TL, tütün mamullerinden 563 milyar 2 milyon 771 bin TL, şans oyunlarından 67 milyar 111 milyon 752 bin TL, para cezalarından toplam 388 milyar 966 milyon 82 bin TL, trafik cezalarından 129 milyon TL gelir bekleniyor.
Vergi gelirleri 2025 yılına göre yüzde 28,7 artış öngörülerek 15,6 trilyon lira olarak belirlendi.
2025 yılında ise tahmini yapılan 12 trilyon 651 milyar TL'nin yıl sonuna kadar 12 trilyon 143 milyar TL'sinin tahsil edileceği öngörülüyor.
2026 yılında gelir vergisi tahsilatının 3 trilyon 558 milyar 110 milyon 924 bin TL tutarında olacağı öngörülüyor.
Söz konusu bütçeden tarıma ayrılan payın tam bir facia olduğunu anlamak için, ekonomist olmaya hiçte gerek yoktur.
2026 bütçesinde tarıma ayrılan 888,2 milyar liralık kaynağın, 220 milyar lirasının kredi, 190 milyar lirasının yatırım ve 168 milyar lirasının tarımsal destekler olarak açıklandı.
Kredi olarak adlandırılan payın faizli olmasından hiç bahsedilmiyor.
Bir kere kredi tutarı kısmının tarım kesimine yarardan çok zararı vardır.
Yatırımlar kısmından ise yüzde 90'lık tarım kesimi yararlanamayacağına göre, onu da geçin.
Geriye ne kaldı? 168 milyar liracık.
İşte 2026 yılında çiftçiye reva görülen gerçek rakam budur.
Peki, bu ne anlama mı geliyor?
Çiftçinin yanmış küllerinin 2026 yılında havaya savrulması anlamına geliyor.
Bu kadar geniş ve verimli topraklara sahip ülkemizde çiftçi kesimine reva görülen rakam bütçe desteği olarak değil, nükleer bombanın tarım kesiminin üzerine bırakılması şeklinde yorumlanmalıdır.
Aslında tarım kesiminin yok edilmesiyle hedef alınan kitle, Türk milletidir.
Diğer rakamlardaki ayrıntılara dikkat ediniz.!
ÖTV-trafik cezaları-harçlar-dolaylı vergiler vs.
Yani bütçe geliri olarak adlandırılan kalemlerin tamamı, milletin cebini adres gösteriyor.
Nerede devletin asli gelir kaynakları?
Nerede madenlerimiz?
Nerede enerjiden elde ettiğimiz gelirler?
Nerede katma değeri yüksek teknoloji gelirlerimiz?
Nerede senyoraj hakkımızın kullanılması?
Nerede devlet!?
Bu ne zavallı bir bütçe taslağıdır!
Bu kadar küçük bir bütçe gelirleriyle hangi kalkınmışlığı sağlayacaksınız?
Bu sistemin kapitalist sistem olduğunu ve sonunda sizi de yutacağını görmemek için, neden direniyorsunuz?
Sistemin acilen değişmesi ve "Milli Ekonomi Modeli" tezine geçilmesi gerektiğini anlayamayacak kadar hangi büyük günahları işlediniz?
Bu bütçe ile asgari ücretliye zam artışını yüzde yüz yapsanız ne yazar.
Emekliye bu bütçe ile ne vermeyi planlıyorsunuz?
Saçma sapan bir sistem hatası yüzünden enflasyonla mücadelenin ücret zam artışları üzerinde olumsuz etki yaratacak olması gerçeği bir yana, düşük ücret politikasının enflasyonla mücadeleye katkı sunacağı yönünde yapılan açıklamaları ise, hayretle izliyorum.
Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık işlenmemiş ve halen daha rezerv tespiti yapılamamış madenleri mevcuttur.
Bu kadar sonsuz ve sınırsız kaynağı devlet-millet ortaklığı ile işletmeye koyulsanız, sadece buna paralel olarak yıllık bu gelirlerden 50 trilyon liralık bütçe kalemi oluşturursunuz.
Bir tek kuruş vergi ve ceza almasanız bile devletinizi bir Japonya, milletinizi ise mutlu ve müreffeh bir toplum yaparsınız.
Bu ülkede bu işi çok iyi bilenler vardır.
Onların ellerinde dünyanın sahip olamadığı çok müstesna bir model bulunmaktadır.
"Milli Ekonomi Modeli" tezi.
Gittiğiniz yolun sonu, BOP cehennemine çıkmaktadır.
Zerre imanınız ve vatan sevginiz varsa bu modelin sahipleriyle, ülke büyük bir kaosa sürüklenmeden bir araya gelirsiniz.
Yoksa sadece siz değil, 85 milyon insan BOP ateşinde nar gibi kızaracaktır!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Bütçe değil nükleer bomba! / 27.10.2025
- Uyuşturucu satanı İDAM edin! / 21.10.2025
- Türkiye sistematik olarak çökertiliyor! / 20.10.2025
- ALS’li hastalara acil devlet desteği! / 15.10.2025
- Andımız yeniden okutulmalı / 13.10.2025
- Şerefsiz, alçak ‘biji Apo’ / 10.10.2025
- 2026’da asgari ücretli dilenecek / 06.10.2025
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025
- Uyuşturucu satanı İDAM edin! / 21.10.2025
- Türkiye sistematik olarak çökertiliyor! / 20.10.2025
- ALS’li hastalara acil devlet desteği! / 15.10.2025
- Andımız yeniden okutulmalı / 13.10.2025
- Şerefsiz, alçak ‘biji Apo’ / 10.10.2025
- 2026’da asgari ücretli dilenecek / 06.10.2025
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025















































































