Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda milyonlarca işçiyi temsil eden Türk-İş, Ocak 2023 açlık ve yoksulluk verilerini açıkladı. Buna göre, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenebilmesi için gerekli olan minimum mutfak masrafını ifade den açlık sınırı 8 bin 864 liraya yükseldi.
Böylece, 2023 yılı için belirlenen ve milyonlarca işçi ailesinin aylık geliri durumunda olan 8 bin 506 liralık asgari ücret, daha işçinin cebine girmeden 358 lira erimiş oldu. Diğer bir ifadeyle, asgari ücret ilk ayda açlık sınırının altına düştü. Geçen yıl Şubat ayında açlık sınırının altına düşmüştü. 2022 Şubat'ta açlık sınırı asgari ücretin 300 TL üzerine çıkarak 4 bin 552 liraya yükselmiş; sene başında 4 bin 253 lira olan asgari ücreti geçmişti.
Türk-İş, geçen yıl Ocak ayında açlık sınırını 4 bin 250 lira olarak açıklamıştı. Açlık sınırı, gıda masrafını ifade ettiğine göre, Türk-İş'e göre yıllık gıda enflasyonu yüzde 109 civarında… TÜİK'in en son açıkladığı gıda enflasyonu Aralık 2022 için yüzde 77.87 idi; muhtemelen Ocak ayı için daha düşük bir rakam açıklayacak.
Ama gördüğünüz gibi Türk-İş'in gıda enflasyonu hala üç haneli.
Şimdi de yoksulluk sınırı verilerini inceleyelim.
Bildiğiniz gibi, 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcamalarına ilaveten, giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için zorunlu olarak yapması gereken minimum harcamaların toplam tutarına 'yoksulluk sınırı' deniyor.
Türk-İş'in Ocak 2023 için açıkladığı yoksulluk sınırı 28 bin 875 lira oldu.
Tekrar altını çizelim, bu rakam, lüks bir yaşam için gerekli olan miktar değil, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir yaşam sürmesi için ülkemiz şartlarında ihtiyaç duyduğu minimum gelir… Bu sebeple, "Bu para vatandaşlara nasıl verilecek?" sorusu Anayasasında "Sosyal Devlet" yazan Türkiye'de sorulmaması gereken bir soru. Gelen iktidarlar, bu geliri vatandaşlarına sağlamakla mükelleftir, mecburiyetindedir. Eğer sağlayamıyorsa da o koltukları işgal etmemelidir.
Kendilerine ve yandaşlarına trilyonlar aktaranların, bunları aktarırken, "Kaynak nerede?" sorusunu sormayanların, sıra vatandaşların hakkı olan geliri vermeye geldiğinde yan çizmeleri, ayak sürtmeleri, bahaneler üretmeleri asla kabul edilemez.
Açlık sınırındaki yıllık artış nasıl vatandaşların gıda enflasyonunu ifade ediyorsa, yoksulluk sınırı da maruz kaldıkları gerçek enflasyonu işaret ediyor.
Türk-İş, geçtiğimiz yıl Ocak ayı için 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 13 bin 844 lira olarak açıklamıştı. Geçen yılki yoksulluk sınırı ile bu yılkini mukayese ettiğimizde, Türk-İş'e göre enflasyon yüzde 109 çıkıyor.
Halbuki TÜİK, Aralık ayı enflasyonunu yüzde 64.27 olarak hesaplamıştı.
İşçi temsilcileri açıkladıkları verilerle diyorlar ki: "İşçi ailelerinin maruz kaldığı yıllık enflasyon yüzde 109."
Türk-İş, bekar bir çalışanın toplam yaşama maliyetinin ise aylık 11 bin 557 liraya çıktığını açıkladı. Yani 8 bin 506 liralık asgari ücret, bekar bir işçinin aylık masrafını bile karşılayamıyor. Durum buyken, söyler misiniz 4 kişilik bir aile asgari ücretle nasıl geçinebilecek?
Türk-İş, geçen yıl bekar bir çalışanın yaşama maliyetini 5 bin 588 lira olarak açıklamıştı. Buna göre, bekar bir çalışanın yaşam maliyetindeki yıllık artış yüzde 107.
Gerçek enflasyon kadar geliri artmayan vatandaşlar, zaten yetersiz olan gelirleri daha da eriyince doğal olarak satın alma güçleri de eriyor. Bunun neticesi olarak asli ihtiyaçlarını bile karşılamak için borçlanma yoluna gidiyorlar.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, vatandaşların bankalardan kullandığı tüketici kredilerinin miktarı son bir yılda 332 milyar lira artarak 1 trilyon 106 milyar liraya yükseldi. 2022 yılı Ocak ayı üçüncü hafta verilerine göre söz konusu miktar bir yıl önce 774 milyar lira seviyesindeydi. Bireysel kredi kartı harcamaları ise iki kattan fazla artarak 205 milyar liradan 460 milyar liraya çıktı. Böylece vatandaşların bankalara olan toplam bireysel tüketim kredisi ve kredi kartı borcu 1 trilyon 566 milyar liraya yükselmiş oldu.
Bunun neticesinde ödenemeyen batak kredilerin miktarında da ciddi artışlar oldu. Bankaların takipteki tüketici kredileri ve kredi kartı alacakları son bir yılda 5 milyar lira artış göstererek 25 milyar liradan 30 milyar liraya yükseldi.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi'nin verilerine göre, Kasım 2022 itibariyle bireysel kredi kullanan kişi sayısı (takipteki krediler hariç) son bir yılda 2 milyon kişi artarak 37.7 milyon kişi oldu. 20 milyona yakın hanenin bulunduğu ülkemizde ortalamada neredeyse her hanede iki kişi bankalara borçlu durumda.
Bu gelir yetersizliği ve neticesinde oluşan mevcut şartlarda ödenmesi imkansız kronik borç tablosu hükümetin uyguladığı kapitalist sistemle asla çözülemez. Çünkü oluşan bu karanlık tablo bu kokuşmuş sistemin ürünü.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyada tüketim endeksli tek denge analizi olan Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmediğimiz müddetçe, bu ekonomik çöküş hızla devam edecektir. Bu eşsiz modeli ve test edilmiş, neticesi alınmış mükemmel projelerini, bu modeli bilen Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadroları ve lideri Hüseyin Baş ile acilen uygulamalı ve de daha büyük hasarlar vermeden bu zifiri karanlığa derhal son vermeliyiz.
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025