logo
29 MART 2024

Aşıklıoğlu Hüseyin

21.02.2017 00:00:00
 Kimlik bunalımı yaşadığımız, dini ve milli değerlerimizin insanımız nezdinde her türlü tahribata uğradığı günlerden geçiyoruz. 
Bizi biz yapan her türlü kutsalımızı anlık heva ve heveslerimize kurban ediyor, şehitlerimizin her gün biraz daha kemiklerini sızlatıyoruz.
Milletimizi nefsini hesaba çekmeye, hangi dünyalıklar için nelerinden vazgeçtiğini tefekküre davet ediyor ve sizlere Aşıklıoğlu Hüseyin'den bahsetmek istiyorum.
Aşıklıoğlu Hüseyin Yemen, Balkan ve Çanakkale savaşlarına iştirak eden ve 12 yıl aradan sonra memleketine dönen Maraşlı bir yiğittir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda yenilmesi veya yenik sayılması üzerine 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi çerçevesinde Anadolu'nun birçok yeri gibi Maraş da Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. 
26 Kasım 1919'da Osmaniye Askeri Valisi Guvernör Andre Maraş'a gelir. Fransız ve Ermeniler coşkun bir törenle Guvernör Andre'yi karşılarlar. Ermeniler ellerinde Fransız bayrakları olduğu halde, "yaşasın Ermenistan, yaşasın Fransa" gibi sloganlar atarak Yüzbaşı Guvernör Andre'nin şehre girişine eşlik ettiler. 
Guvernör Andre, bazı misafirleri, Ermeni Hırlakyan Agop'u da yanına alarak kenti teftişe çıkar. Nakıp Camii önüne gelindiğinde Aşıklıoğlu Hüseyin ile karşılaşırlar. Aşıklıoğlu Hüseyin hiç istifini bozmadan Andre ve beraberindekileri süzer, yerinden bile kımıldamaz. Hüseyin'in bu tavrından rahatsız olan Andre geri dönüp Hüseyin'in karşısına dikilir:
- Sen beni tanımadın mı?
- Tanıdım, Guvernör'sün.
- Güzel ya, ben Kuyucak'tan buraya kadar geldim. Beni ve grubumu gören herkes ayağa kalktı. Ama sen ayağa kalkmadın? Hürmette kusur ettin!
- Sen gâvursun, pissin. Ben ise Müslümanım, temizim. Benim inancıma göre ben senin karşında ayağa kalkamam.
- Ama öbürleri kalktı. 
- Olsun, cehaletleri sebebiyledir. Ben biliyorum kalkamam.
- Siz neyinize güveniyorsunuz da kabadayılık ediyorsunuz. Dünkü gün kaleye çıktınız, bayrak diktiniz. Nihayetinde bir bez parçasıdır o. Bir bez parçası için kaleye hücum ettiniz, ortalığı tantanaya verdiniz. O an ben emretseydim sizleri ateşe tutup hepinizi yere sererdim.
- İşte bunu yapamazdınız.
- Niçin yapamayacakmışım?
- Burada yine ben vardım da onun için yapamazdınız.
- Sen tek başına kim oluyorsun. Gücün kuvvetin ne ki?
- Ben, işte benim? Her köşe başında benim gibi bir Hüseyin nöbet beklemektedir. Hem sen bana bak kumandan efendi? Senin bir bez parçası dediğin o bayrak yok mu, o benim canım, şerefim, namusum, hürriyetimin simgesi ve her şeyimdir. Onu görmemek için ya kör olmalı ya da ölmeliyim. Kör olursam onun taa yanına gider kulaklarımla, göklerimize coşkunluk veren, dedelerimin kahramanlık destanını fısıldayan çırpıntısını dinlerim. Yok? Yolunda öleceksem gene benden sonraya kalanların, onu dünya durdukça şerefle dalgalandıracağına iman ederek onun için seve seve kanımı akıtırım, ölürüm?
- Sen hislerine kapılıyorsun. Daha tecrübesiz olduğundan taşkınlık ediyorsun. 
- Ben her sözümü bilerek, düşünerek ve duyarak söylüyorum. Bu memleketin kadını, çocuğu, genci ve ihtiyarı hep benim gibi duyar, benim gibi düşünürler?
- Oğlum böyle sertliği, yanlış düşünce ve davranışları bırakmazsanız çok pişman olursunuz. O zaman benden kabahat kalkar. Çocuk ve kadınlarınız hep mahvolurlar. Memleketiniz yanar, harap olur, bizim ne kadar kuvvetli bir devlet olduğumuzu bilmiyor musunuz?
- (Belindeki palasını birazcık çekerek) Siz de bunu görüyor musunuz? Şu palayı?
- O ne olacak?
- Eğer gerekirse sizinle cenge tutuştuğumuz gün iyi savaşmamıza çoluk çocuğumuz engel olursa, onları biz kendi ellerimizle keseceğiz? Türk kadınına, Türk çocuğuna düşman eli asla dokunamaz?
- (Tekrar elini şal kuşağına atarak bir demet çıra çıkarır) Bu çıraları da görüyor musunuz?
- O da ne olacak?
- Bunlar mı? Ha bunlar evlerimize kundak olacak. Biraz önce evlerimizin yakılacağını, memleketimizin harap olacağını söyleyerek beni korkutmak istediniz? Boş çaba? Bak kumandan efendi! Sizi yenmek güzel yurdumuzdan kovmak için gerekirse kendi evlerimizi, kendi ellerimizle biz yakacağız. Bu şehirde taş üstünde taş bırakmayacağız. O zaman size bırakılacak tek çatı kalmayacak. O zaman bir daha görecek ve öğreneceksiniz ki, Türkler nasıl cenk edermiş. Bizim için evlerin, çatılarının bir kıymeti yoktur. Hepsini bir günde yerle bir etmeye hazırız. Bize bayrağımızın gölgesinden daha sıcak bir yuva olamaz. Bizim aşık olduğumuz bu yurdun mübarek toprağı ve hür havasıdır. İşte namusumuzu, topraklarımızı yabancılara çiğnetmemek için dövüşeceğiz. Onun bir karışını bile düşmana bırakmayacağız? Ben Çanakkale'den yeni geldim. Harbi biliyorum. Biz ne ailelerimizi, ne çocuklarımızı, ne vatanımızı size olduğu gibi teslim etmeyiz. Çalışırız, çırpınırız, çarpışırız? Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olmaz?"
Fransız işgal güçleri ile Aşıklıoğlu Hüseyin ve dava arkadaşları olan Sütçü İmam, Rıdvan Hoca, Arslanbey, Abdal Halil Ağa, Ali Sezai Efendi, Avukat Mehmet Ali ve gönlü vatan aşkı ile yanan diğer silah arkadaşları arasında geçen bağımsızlık mücadelesi 21 Ocak 1920'de silahlı mücadeleye dönüşmüş, bu kutlu mücadele 12 Şubat 1920 tarihinde Maraş'ın bağımsızlığını kazanması ile taçlandırılmıştır.
Aşıklıoğlu Hüseyin ve diğer mücahitlerin dimağındaki vatan sevgisi ve küfrün karşısındaki bu imanlı duruşu milletimize bugün bir kez daha ibret olsun.
 
Mustafa Doğan / diğer yazıları
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.