Atık toplayamayan AB'ye ihracat yapamayacak!
Doğrudan ve dolaylı 15 milyar dolarlık ihracatla Türkiye'nin en fazla ihracat yapan sanayi kollarından biri olan plastik sektörü, geri dönüşümdeki pazar payını artırmayı hedefliyor. PAGÇEV Başkanı Yavuz Eroğlu, atığın geleceğin petrolü olduğuna işaret ederek, "Türkiye'nin atık alanında ciddi potansiyeli var. Turizm ülkesi olduğu için atık çok çıkıyor. Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapabilmek için 2025 yılında yüzde 25 oranında geri dönüştürülmüş hammadde kullanımı zorunlu olacak" dedi.
02.04.2024 13:24:00 / Güncelleme: 02.04.2024 13:31:39
AHMET TURAN YİĞİT
AHMET TURAN YİĞİT
Ambalaj, beyaz eşya, otomotiv, elektronik, inşaat ve savunma sanayi için yılda 11 milyon tona yakın plastik mamul üreten Türk plastik sanayi, üretimdeki başarısını geri dönüşümle desteklemeye odaklandı. Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği (PAGÇEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, atıkların bugün geçmiş dönemde olmadığı kadar ekonomik bir değeri olduğunu belirterek, tüketiciyi geri dönüşüm konusunda teşvik edecek sistemlerin kurulması gerektiğini belirtti. Atık bulmanın zor olduğunu ve gitgide zorlaşacağını ifade eden Eroğlu, "Cari açık ve çevreyi koruyabilmenin ilacı atık. Yakın gelecekte ülkeler arasında atık bulabilmek için adeta 'atık savaşları' yaşanacak. Önümüzdeki dönemde atıklar petrolden daha değerli olacak. Farklı sektörlerden birçok marka, geri dönüştürülmüş hammaddeye ulaşmak için büyük bir rekabete girecek. Tüketiciyi teşvik edecek, geri dönüşüm sürecine dahil edecek depozito sistemine benzer çözümler sunmalıyız" dedi.
Atık toplayamayan AB'ye satış yapamayacak!
Atıklar konusunda dünyada artan hassasiyetin Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki regülasyonlarla şekilleneceğini kaydeden Eroğlu, şunları söyledi: "Avrupa Birliği 2025 yılında otomotiv, beyaz eşya, tekstil gibi sektörlerde yüzde 25 oranında geri dönüştürülmüş hammadde kullanımını zorunlu kılacak. Bu oran 2030'da yüzde 30'a çıkacak. Türkiye'nin geri dönüşüme kazandırabilmek adına yurt içinde atık toplamayı artırabilecek, atık yönetim sistemleri inşasının yanında AB'den atıkları alabilmesi için bundan sonra iyi bir karneye ihtiyacı olacak. Çünkü önümüzdeki 5 yılda Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) üyesi olduğu için iyi bir rapor oluşturamazsa atıkların AB'den Türkiye'ye ihraç edilmesi yasaklanacak. Atık yönetiminin iyileştirilmesi ve geri dönüşüm sürecine katkı sağlaması için depozito süreci hızlandırılmalı, teşvik ve ceza sistemi getirilmeli. Zannediliyor ki Avrupa'da bireysel bilinç nedeniyle atıklar ayrıştırılıyor. Halbuki Avrupa'da çok ciddi ceza sistemleri var. Türkiye'nin asıl problemi kayıt dışı atık toplama sistemi."
Türkiye atık ticaretinde merkez olmalı!
En stratejik ham maddenin atık olduğuna işaret eden Eroğlu, şöyle devam etti: "Yakında atık orijinal ambalajdan ya da üründen daha pahalı hale gelecek. Bugün atığın fiyatı orijinalden yüzde 10-20 daha ucuz. Atığı çok iyi toplamalıyız. Avrupa'dan ithal edilen çöpün bir bölümü aslında oraya ihraç ettiğimiz ürünlerden çıkıyor. Türkiye atık bulamazsa 2025'te AB'ye beyaz eşya, otomotiv vesaire ihraç edemeyecek. Türkiye'nin atık alanında ciddi potansiyeli var. Turizm ülkesi olduğu için atık çok çıkıyor. Çok fakir ve zengin değil. Zengin olanlar metale ve cama yöneliyor. Geri dönüşüm konusunda Avrupa rakibimiz. Orada da Hollanda öne çıkıyor. Türkiye'nin atık ticaretinde merkez olmasını istiyoruz. Bu devirde atığın varsa bunu dönüştürecek yatırım zor değil." Küresel bir geri dönüşüm merkezi olabilmek adına 2-4 Mayıs tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm ve Hammaddeleri Fuarı'na da dikkat çeken Yavuz Eroğlu, fuara yurtdışından da büyük ilgi olduğunu söyledi.
Çevreyi dar gelirli kirletmiyor
Türkiye'de toplanan toplam çöpün 34 milyon olduğuna işaret eden Eroğlu, bunun 3.4 milyon tonunun plastik olduğunu belirtti. Eroğlu, şunları söyledi: "Türkiye'de en büyük sorun atıkların gayri resmî toplanması ve dönüştürülmesi. Sokak toplayıcılarının topladıklarını depocular alıyor ve kaymağı onlar yiyor. Toplayıcılar dönüşüm adına büyük iş yapıyor. Bunların sistem içine alınması lazım... Öte yandan dar gelirli çevreyi kirletmez çünkü tüketimi kısıtlı. Alışveriş poşeti onların bedava aldığı bir üründü. Beş yıldır da fiyatı artmıyor. Her yıl artması gerekiyordu. Market yöneticileri şimdi kasadaki elemanlarına 'zarar ediyoruz, fazla poşet vermeyin' diyor."
Atık toplayamayan AB'ye satış yapamayacak!
Atıklar konusunda dünyada artan hassasiyetin Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki regülasyonlarla şekilleneceğini kaydeden Eroğlu, şunları söyledi: "Avrupa Birliği 2025 yılında otomotiv, beyaz eşya, tekstil gibi sektörlerde yüzde 25 oranında geri dönüştürülmüş hammadde kullanımını zorunlu kılacak. Bu oran 2030'da yüzde 30'a çıkacak. Türkiye'nin geri dönüşüme kazandırabilmek adına yurt içinde atık toplamayı artırabilecek, atık yönetim sistemleri inşasının yanında AB'den atıkları alabilmesi için bundan sonra iyi bir karneye ihtiyacı olacak. Çünkü önümüzdeki 5 yılda Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) üyesi olduğu için iyi bir rapor oluşturamazsa atıkların AB'den Türkiye'ye ihraç edilmesi yasaklanacak. Atık yönetiminin iyileştirilmesi ve geri dönüşüm sürecine katkı sağlaması için depozito süreci hızlandırılmalı, teşvik ve ceza sistemi getirilmeli. Zannediliyor ki Avrupa'da bireysel bilinç nedeniyle atıklar ayrıştırılıyor. Halbuki Avrupa'da çok ciddi ceza sistemleri var. Türkiye'nin asıl problemi kayıt dışı atık toplama sistemi."
Türkiye atık ticaretinde merkez olmalı!
En stratejik ham maddenin atık olduğuna işaret eden Eroğlu, şöyle devam etti: "Yakında atık orijinal ambalajdan ya da üründen daha pahalı hale gelecek. Bugün atığın fiyatı orijinalden yüzde 10-20 daha ucuz. Atığı çok iyi toplamalıyız. Avrupa'dan ithal edilen çöpün bir bölümü aslında oraya ihraç ettiğimiz ürünlerden çıkıyor. Türkiye atık bulamazsa 2025'te AB'ye beyaz eşya, otomotiv vesaire ihraç edemeyecek. Türkiye'nin atık alanında ciddi potansiyeli var. Turizm ülkesi olduğu için atık çok çıkıyor. Çok fakir ve zengin değil. Zengin olanlar metale ve cama yöneliyor. Geri dönüşüm konusunda Avrupa rakibimiz. Orada da Hollanda öne çıkıyor. Türkiye'nin atık ticaretinde merkez olmasını istiyoruz. Bu devirde atığın varsa bunu dönüştürecek yatırım zor değil." Küresel bir geri dönüşüm merkezi olabilmek adına 2-4 Mayıs tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm ve Hammaddeleri Fuarı'na da dikkat çeken Yavuz Eroğlu, fuara yurtdışından da büyük ilgi olduğunu söyledi.
Çevreyi dar gelirli kirletmiyor
Türkiye'de toplanan toplam çöpün 34 milyon olduğuna işaret eden Eroğlu, bunun 3.4 milyon tonunun plastik olduğunu belirtti. Eroğlu, şunları söyledi: "Türkiye'de en büyük sorun atıkların gayri resmî toplanması ve dönüştürülmesi. Sokak toplayıcılarının topladıklarını depocular alıyor ve kaymağı onlar yiyor. Toplayıcılar dönüşüm adına büyük iş yapıyor. Bunların sistem içine alınması lazım... Öte yandan dar gelirli çevreyi kirletmez çünkü tüketimi kısıtlı. Alışveriş poşeti onların bedava aldığı bir üründü. Beş yıldır da fiyatı artmıyor. Her yıl artması gerekiyordu. Market yöneticileri şimdi kasadaki elemanlarına 'zarar ediyoruz, fazla poşet vermeyin' diyor."