Başbakan Erdoğan dün beklenen ama sonucu belli olan Bakü ziyaretini gerçekleştirdi.Azerbaycan Devlet Başkanı İlhami Aliyev ile basın karşısına çıkan Başbakan Erdoğan ziyarete başlamadan önce sık sık ifade ettiği gibi, Karabağ meselesi halledilmeden Ermenistan sınır kapısının açılmayacağı sözünü verdi.Tabii futbol maçıyla başlayan Ermenistan açılımından sonra, ABD'nin çiçeği burnunda başkanı Obama'ya ve AB'ye sınırın açılacağına dair sözler verildikten sonra ve hatta sınırın Türkiye tarafında, sınır açılmış gibi yollar tamir edilmeye, oteller hazırlanmaya başladıktan sonra bu sözün nasıl tutulacağı merak konusu?Süreç yine Rasmussen meselesi gibi mi sonuçlanacak?Sözlerle herkese mavi boncuk dağıtmak, ama realitede bildiğini okumak, ya da sözde stratejik müttefikin talimatlarını harfiyen yerine getirmek?Gazze katliamında yapılan şovlarla kahramanlaşmak, ama yapılan katliamın üzerinde küresel örtü vazifesini üstlenmek?Ve daha niceleri?Başbakan'ın bu son ziyareti de diğerleri gibi tribünlere yönelik bir şov mesabesinde mi, yoksa Başbakan gerçekten bu sözünü tutacak mı?Çok değil, kısa bir zaman sonra bu sorunun cevabını bilfiil göreceğiz. Ama Ermenistan hürmetine Azerbaycan ile yaşanan bu son süreç bile, bundan sonra artık bir millet iki devlet olmayacağını açıkça gösteriyor.Bu güne kadar her adımında Türkiye ile beraber hareket eden ve Türkiye'ye fazlasıyla güvenen Azerbaycan bu son süreçle soğuk bir duş almış oldu.Başbakan her ne kadar Azerbaycan'a mavi boncuk veriyormuş gibi yapsa da Azeri yetkililer farklı bir rota arayışından vazgeçmiş değiller.Sözde ABD müttefikliği ve taşeronluğu adı altında Türkiye bütün gerçek dostlarını küstürürken ve dahası bazılarının da işgaline seyirci kalırken, düşmanlarına da kapılarını sonuna kadar açıyor.Kim ne derse desin bu süreçten en fazla darbe yiyecek olan ülke Türkiye'dir.Çünkü BOP'un gerçek hedefi Türkiye'dir.Önce Türkiye'nin etrafını boşaltıyorlar, sonra da yalnızlaşan Türkiye'yi daha kolay bir lokma haline getirecekler.Bu öngörüyü hala bir komplo teorisi olarak görenler artık başlarını kumdan çıkartıp gerçeklerle yüzleşsinler.Her şey açık ve net?Her konuda Türkiye'ye bağlı, Türk siyasetine hayranlıkla bakan Azerbaycan'ı bile kendimize düşman haline getirmeyi başarabiliyorsak, sizce Türkiye'yi nasıl bir süreç bekliyor?Dostlarımızı üzüyoruz, düşmanlarımızı sevindiriyoruz.Dostlarımızı sırtından hançerliyoruz, düşmanlarımıza ise sırtımızı dayıyoruz.Tabii bu noktada Azeri yetkililer de nerelerde hata yaptıklarını gözden geçirmeliler.Türkiye'deki taşeron siyasilere güvenerek, kırdıkları "dost kalpleri" yeniden tamir etmeliler.Türkiye'de kime güvenip kime güvenmemeleri konusunda ders almalılar.Unutmamak lazım yapılan her şeyin bir bedeli var.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024