Taaccüp ediyorum (şaşıyorum). Bu taaccübüm garaza dönüşüyor. Bu garaz bir anda nefrete götürüyor. Halkın suskunluğu, dini ve ilmi bilgisi olanların, cahilliğin ötesinde görüş ve duruş göstermeleri ise kahrediyor insanı. Teselliyi “Hakkın batıla muhakkak galip geleceği” müjdesinde, yani davamda bularak bir nebze olsun rahatlıyorum.
CIA. Amerikan filmlerinin bile aklayamadığı, ABD’nin resmi Taliban örgütü. Rusya ve bazı Türk cumhuriyetleri –F– tipi yapılanmanın okullarını kapattılar. Neden? Çünkü bu okullarda öğretmen kılığında birçok CIA ajanı yakaladılar vs. Ülkemizde nerelerde konuşlandıklarını filan araştırmaya gerek yok. Bu ülkede Cumhurbaşkanından Başbakanına, Genelkurmay Başkanından emniyetine, MİT’ine, sanayicisinden, turizmcisine kadar herkes ABD hayranı. ABD adına sözcülük yapıyorlar. Her açıklamaları, her söylemleri ABD’yi kutsar nitelikte. Adeta herkes aman ABD’nin menfaatlerine bir zarar gelmesin kaygısında. Ama ABD yine işi şansa bırakmıyor. Dikkat edin hemen yanınızda bir CIA ajanı olabilir.
Sonra CIA’nın sıradan adamları gelmiyor ülkemize. Artık başkan düzeyinde gelip, devletin tepelerine konuyorlar. Bazen gizli, bazen aşikâr geliyorlar. Niye geldiklerini, ne aldıklarını yine kendileri anlatıyor. Bizimkilerde “tık” yok. Allah düşürmesin! Yıllarca bir sistem ve bir kurum aleyhine konuşacaksın, sonra el pençe duracaksın. Zor, çok zor bir durum. Allah düşürmesin.
CIA başkanı namı diğer “Çuvalcı general”. Yine Türkiye’de ve Başbakanla görüşüyor. Burada duralım.
Tesadüfen tanıştığım bir insanla, Türkiye üzerine konuşurken, konu bu çuvalcıya geldi. Muhteremin gözlerindeki acıyı görmeliydiniz. Haliyle bu acı sözlerine de yansıyordu. Bu acının sebebini sonradan öğrendim. Emekli bir askerle konuşuyormuşum.
“Ordu, asker bir ülkenin namusudur, diyordu. Bu namusu müttefik olduğumuz bir ülke lekeledi. Daha vahimi ise bilinçli olarak benim namusuma göz diken, lekelemeye kalkan kişiyi, benim ordumun komutanı muhatap kabul etti, ayakta karşıladı, yan yana poz verdi. Yazıklar olsun… diyerek sözlerini sürdürdü. (O an adını bilmediğim bu kişi ile ağlamak gelmişti içimden. Çünkü gözleri ağlıyordu onunda)
Şimdi aynı zevatı, benim ülkemin tabanı tarafından “adam gibi adam” diye tarif edilen Başbakan karşıladı, ağırladı, yedirdi, içirdi, uğurladı.
Ey Türk milleti! Başbakanı, Genel Kurmayı vs. geçtim. Sen ne yapıyorsun? Sen ki tarihe yön vermiş bir milletsin, sen ki “Allah’ın askeri” unvanını almış bir milletsin. Sen ne yapıyorsun? Milletin ve devletin bölünmez bütünlüğüne kastedip, askerimizle çatışmaya giren, öldürülen veya yakalanan PKK militanlarına veya sempatizanlarına, bu ülkede kravatlı, kravatsız birilerinin (!) sahip çıktığı kadar sen, orduna, tarihine sahip çıkmıyorsun. Hırsız, cani, katil evinin içinde cirit atıyor, sen hala susuyorsun. Sen ne hale gelmişsin Ey Türk Milleti!
Keşke CHP’liler kadar olsaydın
Evet, bu hitabım Sayın Başbakana. Seçim öncesiydi. CHP, Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Milli Ekonomi Modeli” nden çaldığı projelerle AKP’yi bayağı zora sokmuştu. Tabi işi bilen AKP, bu projenin CHP’nin olmadığını yine CHP’lilere itiraf ettirmişti TV kanallarında. Gürsel Tekin çıkıp; (Projenin sahibini itiraf ettikten sonra) “Haydar Hoca bizim de hocamız...” İtirafını yapmıştı. Buda bir erdemdir yerine göre. Ama Erdoğan aynı erdemi gösteremedi. Yaptığı bir grup toplantısında hem CHP’ye çatıp hemde kendini nasıl kutsuyor bir bakın;
“…Ben 3 çocuk diyorum ya CHP bundan da rahatsız olmuş. Hakkında yasa mı var. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının temennisidir. İnşallah refah seviyemiz yükselir de daha da fazla isteriz. Bu ülkenin güçlü olması bununla mümkündür. Medvedev ile konuştuk. Döner dönmez bu konuda çalışmalara başladılar. Putin’ de seçim kampanyasında bunu kullandı.” (DHA 13.03.2012)
Sayın Erdoğan! Aile sigortası, evlenenlere faizsiz kredi, devlet desteği, doğum yapan kadına ikramiye, annelik maaşı, vatandaşlık maaşı, çocuk maaşı vb. insanlığı kurtaracak projelerin sahibi Haydar Baş’tır. O bahsettiğiniz isimler bu projeleri ve daha fazlasını sahibinden alarak ülkelerinde hayata geçirmişlerdir, geçiriyorlar. İsterseniz Putin’in danışmanlarına bir sorun…
Unutmayalım ki! Çalmakla, gerçeğe kör kalmakla, hele hakkı batıla satmakla usta olunmaz.
CIA. Amerikan filmlerinin bile aklayamadığı, ABD’nin resmi Taliban örgütü. Rusya ve bazı Türk cumhuriyetleri –F– tipi yapılanmanın okullarını kapattılar. Neden? Çünkü bu okullarda öğretmen kılığında birçok CIA ajanı yakaladılar vs. Ülkemizde nerelerde konuşlandıklarını filan araştırmaya gerek yok. Bu ülkede Cumhurbaşkanından Başbakanına, Genelkurmay Başkanından emniyetine, MİT’ine, sanayicisinden, turizmcisine kadar herkes ABD hayranı. ABD adına sözcülük yapıyorlar. Her açıklamaları, her söylemleri ABD’yi kutsar nitelikte. Adeta herkes aman ABD’nin menfaatlerine bir zarar gelmesin kaygısında. Ama ABD yine işi şansa bırakmıyor. Dikkat edin hemen yanınızda bir CIA ajanı olabilir.
Sonra CIA’nın sıradan adamları gelmiyor ülkemize. Artık başkan düzeyinde gelip, devletin tepelerine konuyorlar. Bazen gizli, bazen aşikâr geliyorlar. Niye geldiklerini, ne aldıklarını yine kendileri anlatıyor. Bizimkilerde “tık” yok. Allah düşürmesin! Yıllarca bir sistem ve bir kurum aleyhine konuşacaksın, sonra el pençe duracaksın. Zor, çok zor bir durum. Allah düşürmesin.
CIA başkanı namı diğer “Çuvalcı general”. Yine Türkiye’de ve Başbakanla görüşüyor. Burada duralım.
Tesadüfen tanıştığım bir insanla, Türkiye üzerine konuşurken, konu bu çuvalcıya geldi. Muhteremin gözlerindeki acıyı görmeliydiniz. Haliyle bu acı sözlerine de yansıyordu. Bu acının sebebini sonradan öğrendim. Emekli bir askerle konuşuyormuşum.
“Ordu, asker bir ülkenin namusudur, diyordu. Bu namusu müttefik olduğumuz bir ülke lekeledi. Daha vahimi ise bilinçli olarak benim namusuma göz diken, lekelemeye kalkan kişiyi, benim ordumun komutanı muhatap kabul etti, ayakta karşıladı, yan yana poz verdi. Yazıklar olsun… diyerek sözlerini sürdürdü. (O an adını bilmediğim bu kişi ile ağlamak gelmişti içimden. Çünkü gözleri ağlıyordu onunda)
Şimdi aynı zevatı, benim ülkemin tabanı tarafından “adam gibi adam” diye tarif edilen Başbakan karşıladı, ağırladı, yedirdi, içirdi, uğurladı.
Ey Türk milleti! Başbakanı, Genel Kurmayı vs. geçtim. Sen ne yapıyorsun? Sen ki tarihe yön vermiş bir milletsin, sen ki “Allah’ın askeri” unvanını almış bir milletsin. Sen ne yapıyorsun? Milletin ve devletin bölünmez bütünlüğüne kastedip, askerimizle çatışmaya giren, öldürülen veya yakalanan PKK militanlarına veya sempatizanlarına, bu ülkede kravatlı, kravatsız birilerinin (!) sahip çıktığı kadar sen, orduna, tarihine sahip çıkmıyorsun. Hırsız, cani, katil evinin içinde cirit atıyor, sen hala susuyorsun. Sen ne hale gelmişsin Ey Türk Milleti!
Keşke CHP’liler kadar olsaydın
Evet, bu hitabım Sayın Başbakana. Seçim öncesiydi. CHP, Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Milli Ekonomi Modeli” nden çaldığı projelerle AKP’yi bayağı zora sokmuştu. Tabi işi bilen AKP, bu projenin CHP’nin olmadığını yine CHP’lilere itiraf ettirmişti TV kanallarında. Gürsel Tekin çıkıp; (Projenin sahibini itiraf ettikten sonra) “Haydar Hoca bizim de hocamız...” İtirafını yapmıştı. Buda bir erdemdir yerine göre. Ama Erdoğan aynı erdemi gösteremedi. Yaptığı bir grup toplantısında hem CHP’ye çatıp hemde kendini nasıl kutsuyor bir bakın;
“…Ben 3 çocuk diyorum ya CHP bundan da rahatsız olmuş. Hakkında yasa mı var. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının temennisidir. İnşallah refah seviyemiz yükselir de daha da fazla isteriz. Bu ülkenin güçlü olması bununla mümkündür. Medvedev ile konuştuk. Döner dönmez bu konuda çalışmalara başladılar. Putin’ de seçim kampanyasında bunu kullandı.” (DHA 13.03.2012)
Sayın Erdoğan! Aile sigortası, evlenenlere faizsiz kredi, devlet desteği, doğum yapan kadına ikramiye, annelik maaşı, vatandaşlık maaşı, çocuk maaşı vb. insanlığı kurtaracak projelerin sahibi Haydar Baş’tır. O bahsettiğiniz isimler bu projeleri ve daha fazlasını sahibinden alarak ülkelerinde hayata geçirmişlerdir, geçiriyorlar. İsterseniz Putin’in danışmanlarına bir sorun…
Unutmayalım ki! Çalmakla, gerçeğe kör kalmakla, hele hakkı batıla satmakla usta olunmaz.
Akın Aydın / diğer yazıları
- AB’ye giriyorduk, AB bize girdi / 06.05.2024
- Erdoğan tasarrufun neresinde? / 05.05.2024
- Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar / 04.05.2024
- Ali’yi halife seçen Hz. Peygamber değil Yüce Allah’tır / 03.05.2024
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Erdoğan tasarrufun neresinde? / 05.05.2024
- Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar / 04.05.2024
- Ali’yi halife seçen Hz. Peygamber değil Yüce Allah’tır / 03.05.2024
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024