Kadınların başörtüleri (hımar) yakalarını örtecek tarzda, bir kez dolanmış olacak ve altını göstermeyecektir. Dışarı çıkarken ayrıca bunun üzerine bir de cilbab, çar, şal, atkı, kaftan, pardesü, manto gibi bir üstlük daha alacaklardır. Bu örtülerin tür ve şekilleri iklim şartları ve geleneklere göre çeşitlilik arz etmektedir. Bütün mesele örtülerin haram sınırlarını korumasıdır. Hatta öyle ki bazı mezheplere göre bu üstlükleri ile yüzlerini de örtebilecek tarzda olmalıdır. (Detaylı bilgi için bk. M. Hamidullah, İslam Peygamberi. II, 1130-1137 İstanbul-1980).Bunun yanı sıra, kimi yörelerde uygulandığı üzere tek gözlerinin dışarıda kalması yürüme zaruretine mebnidir. Uygulamanın da böyle olduğuna dair kayıtlar bulunmaktadır. Hatta Elmalılı merhum, kendi annelerinin de böyle örtündüklerini, 1310'da İstanbul'a geldiği zaman İstanbul hanımlarının iki gözlerinin göründüğünü ancak ince bir örtü ile örttüklerini ve bir açık şemsiye ile bu kıyafeti desteklediklerini belirtmektedir. (Hak Dini, VI, 3929 dn. l. ve 2).Hicri 5. yılda cereyan eden Ben-i Kureyza savaşı sırasında Hz. Peygamberin huzuruna esir olarak getirilen Reyhane adlı kadının şu sözleri, Müslüman hanımların nasıl örtündüklerini göstermektedir:"Beni cariyen olarak muhafaza et! Zira hür Müslüman hanımlar gibi başıma örtü, yüzüme tülbent takmak istemiyorum." (İslam Peygamberi, II, 745, Belazuri'den naklen).Üzerine cilbab almak öylesine yerleşmişti ki, başörtüsü (hımar) bulamadığı için değil, cilbab (manto, atkı, çar, vb.) bulamadığı için bayram günü musallaya çıkamayan kadınların bulunduğu Hz. Peygamber'e bildirilince O (s.a.a.), "Onu da cilbabını vererek kardeşi giydirsin!" buyurarak emanet cilbab bulduktan sonra namaza gelmesini emrediyor, "O da hımarıyla (başörtüsü ile) geliversin!" buyurmuyor. Bu da kadınların dışarı çıkarken bir üstlük almaları konusundaki hassasiyeti açıkça göstermektedir. (Buhari, hayz 33, salat 2, ideyn 20, Hac 81; Müslim, ideyn 12; Tirmizi Cum'a 36; İbn Mace, İkame 165; Darimi, salat 223; Ahmed b. Hanbel, V, 84).Ancak 'avret'in sınırı nedir, kadınların 'ziynet'leri ve örtmeleri emrinden istisna edilen 'dış ziynetleri' neresidir, ilk cahiliyet süsü sayılan ve yasaklanan 'teberrüc' nedir? Ve nihayet kadının örtünmesi konusunda 'örtünsünler' emriyle yetinilmeyip tüm vücutlarını örtecek şekilde üstlerine almaları emredilen cilbablarının keyfiyeti nedir? Bu noktaların açıklanması gerekir. Zira bu noktalar, özellikle ölçüsünü yitirmiş insanlarca indî yorumlara tâbi tutulmakta, ilahi emrin maksadı anlaşılamamaktadır. Bu bakımdan İslam mezheplerinin avret mahalleri ve örtünme ile ilgili tespitlerinde şüphe götürmez yakınlık ve ittifak dikkat çekicidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016