Uzun yılar madden ve manen hortumlanan ülkemiz son yıllarda AB adına batan geminin malları misali işportaya çıkartıldı.
Siyasi ve ekonomik programlar AB'ye göre olmanın da ötesinde bizzat onlar tarafından hazırlanma, uygulanma ve takip noktasına geldi.
Özelleştirmenin yanında hortumlama ve mahut ve mahdut sermaye babalarının korunması neticesinde paralar banka ve sermaye piyasasında toplanınca hem dengeler bozuldu ve hem de kolay ve risksiz para kazanmanın hırsı yatırımları durdurarak ülke ekonomisini felç etti.
Ardından iç ve dış piyasalarda borçlanmak ile ülkenin geleceği bu çevrelere ipotek edildi. Bu da yetmedi... Zaten de yetmezdi. Bir kere ok yaydan fırlamıştı... Hazine arazileri satışa çıkarıldı. Dedikodusu bile çok korkunç... Türkiye genelinde ve bilhassa GAP çevresinde satılan arazilerin kimler tarafından alındığı haberleri maalesef bugüne kadar yalanlanmadı.
Yabancı sermaye adı altında ülkenin toprakları, imkânları ve değerleri çok ciddi bir şeklide el değiştirdi.
Bir zamanlar bazı vatandaşların paraya aldanarak evini-barkını, bağını-bahçesini ve tarlasını satma hatasını şimdi devlet yapıyor.
"Diplomatik gerekçeler" gibi kılıf da uydurularak vatan toprakları için de yabancı ülkelere imkan veriliyor.
Ve şimdi de şirket hisseleri yabancılara devredilmek isteniyor. Dedik ya batan geminin malları... Bütün bunlar olurken, böyle gittiği takdirde daha kötüsünün olacağı da kaçınılmaz bir sonuç iken...
Ülke ne ile meşgul; bazı çevreler paparazzi ile... Bazı çevreler Kemal Derviş'le... Bazı çevreler ampul partileri ile... Bazı çevreler ulusal güvenliği tartışmaya açmakla meşgul...
Bu ve benzeri uyduruk, kıytırık gündemle ülke meşgul edilirken elin oğlu da malları götürüyor. Maalesef ülke, batan geminin mallarından da ucuza gidiyor.
Ucuza gidiyor derken bunlar daha iyi paraya satılsın mı demek istiyoruz? Hayır!.. Kesinlikle hayır. Bunların atılması, devredilmesi asla düşünülemez... Biz batan geminin mallarından yola çıkarak ülkemizin bugünkü halinin fotoğrafını çizmeye çalışıyoruz.
Siz ülkeyi ve onun değerlerini satılığa çıkarmışsanız. Bütün pazarlık kozlarınızı kaybetmişseniz... Kendi elinizle kendi ipinizi çekmiş ve tam köşeye sıkışmışsanız... Düdüğü de parayı veren çalacaksa!.. Siz zaten baştan kaybetmişsiniz.
Yani siz gemiyi batırdıktan sonra batan geminin mallarının satıcısı olarak sizin için ucuz-pahalı diye bir şey olmaz...
Bu, Türkiye'nin yaşadığı bir gerçek. Ama ülkenin bir gerçeği daha var. O da "Kuvayı Milliye Ruhu" gerçeği.
Sizin önünüzdeki engel de budur. Milletin önündeki umut da budur.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın başlattığı bu Kuvayı Milliye hareketi sadece ülkemizi değil bütün insanlığı kuşatacak ve aydınlatacak yıldızların, ay ve güneşin adıdır.
Bunu görmezlikten gelmek, engellemek, "eşyanın tabiatına aykırıdır." Dolayısıyla ilgililerin ve de batan geminin mallarını paylaşma mantığı ile yola çıkanların bir de ülkenin bu gerçeğini görmeleri ve hesaba katmaları gerekir.
Siyasi ve ekonomik programlar AB'ye göre olmanın da ötesinde bizzat onlar tarafından hazırlanma, uygulanma ve takip noktasına geldi.
Özelleştirmenin yanında hortumlama ve mahut ve mahdut sermaye babalarının korunması neticesinde paralar banka ve sermaye piyasasında toplanınca hem dengeler bozuldu ve hem de kolay ve risksiz para kazanmanın hırsı yatırımları durdurarak ülke ekonomisini felç etti.
Ardından iç ve dış piyasalarda borçlanmak ile ülkenin geleceği bu çevrelere ipotek edildi. Bu da yetmedi... Zaten de yetmezdi. Bir kere ok yaydan fırlamıştı... Hazine arazileri satışa çıkarıldı. Dedikodusu bile çok korkunç... Türkiye genelinde ve bilhassa GAP çevresinde satılan arazilerin kimler tarafından alındığı haberleri maalesef bugüne kadar yalanlanmadı.
Yabancı sermaye adı altında ülkenin toprakları, imkânları ve değerleri çok ciddi bir şeklide el değiştirdi.
Bir zamanlar bazı vatandaşların paraya aldanarak evini-barkını, bağını-bahçesini ve tarlasını satma hatasını şimdi devlet yapıyor.
"Diplomatik gerekçeler" gibi kılıf da uydurularak vatan toprakları için de yabancı ülkelere imkan veriliyor.
Ve şimdi de şirket hisseleri yabancılara devredilmek isteniyor. Dedik ya batan geminin malları... Bütün bunlar olurken, böyle gittiği takdirde daha kötüsünün olacağı da kaçınılmaz bir sonuç iken...
Ülke ne ile meşgul; bazı çevreler paparazzi ile... Bazı çevreler Kemal Derviş'le... Bazı çevreler ampul partileri ile... Bazı çevreler ulusal güvenliği tartışmaya açmakla meşgul...
Bu ve benzeri uyduruk, kıytırık gündemle ülke meşgul edilirken elin oğlu da malları götürüyor. Maalesef ülke, batan geminin mallarından da ucuza gidiyor.
Ucuza gidiyor derken bunlar daha iyi paraya satılsın mı demek istiyoruz? Hayır!.. Kesinlikle hayır. Bunların atılması, devredilmesi asla düşünülemez... Biz batan geminin mallarından yola çıkarak ülkemizin bugünkü halinin fotoğrafını çizmeye çalışıyoruz.
Siz ülkeyi ve onun değerlerini satılığa çıkarmışsanız. Bütün pazarlık kozlarınızı kaybetmişseniz... Kendi elinizle kendi ipinizi çekmiş ve tam köşeye sıkışmışsanız... Düdüğü de parayı veren çalacaksa!.. Siz zaten baştan kaybetmişsiniz.
Yani siz gemiyi batırdıktan sonra batan geminin mallarının satıcısı olarak sizin için ucuz-pahalı diye bir şey olmaz...
Bu, Türkiye'nin yaşadığı bir gerçek. Ama ülkenin bir gerçeği daha var. O da "Kuvayı Milliye Ruhu" gerçeği.
Sizin önünüzdeki engel de budur. Milletin önündeki umut da budur.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın başlattığı bu Kuvayı Milliye hareketi sadece ülkemizi değil bütün insanlığı kuşatacak ve aydınlatacak yıldızların, ay ve güneşin adıdır.
Bunu görmezlikten gelmek, engellemek, "eşyanın tabiatına aykırıdır." Dolayısıyla ilgililerin ve de batan geminin mallarını paylaşma mantığı ile yola çıkanların bir de ülkenin bu gerçeğini görmeleri ve hesaba katmaları gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010