"Bebek katili sıfatını kullanmanın bir anlamı yok."
Bu sözler Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Sekreteri Cemal Uşşak’a ait.
Cemal Uşşak bakın neler söylüyor:
"Bu süreçte medya dikkatli olmalıdır. Malum örgütün liderini ve kurucusunu merkeze alan bir habercilik anlayışı, Kürt olmayanların duygularını tahrik eder. İkincisi; o kişi hakkında hal böyleyken yıllardan beri süre gelen ve kullandığımız sıfatları kullanmanın bir anlamı yoktur. Bebek katili veya şudur budur gibi."
İste AKP'nin akilleri bunlar.
Teroristbaşına "bebek katili" denilmesinden rahatsız oluyorlar.
Peki, bu akil kafaya sormak lazım, Apo’ya bebek katili demeyeceksek o zaman ne diyeceğiz?
Başbakan mı diyeceğiz?
Yoksa barış sevdalısı mı?
Demokrasi aşığı mı?
Bebek katiline ne denilmemesi gerektiğini itiraf eden Cemal Uşşak “şimdilik” ne denilmesi gerektiğini söylemiyor. Ama çok yakında bunu da duyacağımızdan eminim.
AKP’nin akillerinin ifadeleri göstermiştir ki, akillerin bir görevi de bebek katilinin özgür kalacağı günlere milleti hazırlamaktır.
Bunun ilk adımı katile katil demekten vazgeçmektir.
Akil insanlar arasına sos kabilinden serpiştirilen kamuoyunun tanıdığı birkaç sima vitrini millete hoş göstermek içindir.
Baklayı ağzından çıkaranlar ise Cemal Uşşak ve Can Paker gibi isimlerdir.
* * *
Daha ne desinler?
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, "İmralı'da başlatılan görüşmelerin önemini kavramak gerekiyor” dedikten sonra “Türk halkını da Kürt halkını da, Arapları, Lazları da özgürlüğe barışa kavuşturacak bir hamledir” dedi.
Kışanak ayrıca, “Bu sürecin başarıyla sonuçlanmasıyla Türkiye'deki tüm halklar özgür olacak” diye de sözlerine ekledi.
Bizim milletimiz anlamasa da, AKP’ye oy veren hacısı, hocası anlamasa da bölünme ve federasyon sevdalıları sözde çözüm sürecinin ne anlama geldiğinin farkındalar.
Bundan dolayı verdikleri mesajlarla sözde çözüm sürecinin Türkiye’yi sürüklediği noktayı açık ediyorlar.
Kimseden de çekindikleri yok. Çünkü sürecin geri dönüşünün olmayacağının adeta garantisini almış gibiler.
Sözde çözüm süreci, AB’nin yıllar önce telaffuz ettiği 36 etnik kimliğin her birisinin özerklik isteyeceği, bölünmenin kaçınılmaz olduğu bir noktaya doğru Türkiye’yi sürüklemektedir.
Bölücüler niyetlerini açık etmek için daha ne desinler?
Bu sözler Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Sekreteri Cemal Uşşak’a ait.
Cemal Uşşak bakın neler söylüyor:
"Bu süreçte medya dikkatli olmalıdır. Malum örgütün liderini ve kurucusunu merkeze alan bir habercilik anlayışı, Kürt olmayanların duygularını tahrik eder. İkincisi; o kişi hakkında hal böyleyken yıllardan beri süre gelen ve kullandığımız sıfatları kullanmanın bir anlamı yoktur. Bebek katili veya şudur budur gibi."
İste AKP'nin akilleri bunlar.
Teroristbaşına "bebek katili" denilmesinden rahatsız oluyorlar.
Peki, bu akil kafaya sormak lazım, Apo’ya bebek katili demeyeceksek o zaman ne diyeceğiz?
Başbakan mı diyeceğiz?
Yoksa barış sevdalısı mı?
Demokrasi aşığı mı?
Bebek katiline ne denilmemesi gerektiğini itiraf eden Cemal Uşşak “şimdilik” ne denilmesi gerektiğini söylemiyor. Ama çok yakında bunu da duyacağımızdan eminim.
AKP’nin akillerinin ifadeleri göstermiştir ki, akillerin bir görevi de bebek katilinin özgür kalacağı günlere milleti hazırlamaktır.
Bunun ilk adımı katile katil demekten vazgeçmektir.
Akil insanlar arasına sos kabilinden serpiştirilen kamuoyunun tanıdığı birkaç sima vitrini millete hoş göstermek içindir.
Baklayı ağzından çıkaranlar ise Cemal Uşşak ve Can Paker gibi isimlerdir.
* * *
Daha ne desinler?
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, "İmralı'da başlatılan görüşmelerin önemini kavramak gerekiyor” dedikten sonra “Türk halkını da Kürt halkını da, Arapları, Lazları da özgürlüğe barışa kavuşturacak bir hamledir” dedi.
Kışanak ayrıca, “Bu sürecin başarıyla sonuçlanmasıyla Türkiye'deki tüm halklar özgür olacak” diye de sözlerine ekledi.
Bizim milletimiz anlamasa da, AKP’ye oy veren hacısı, hocası anlamasa da bölünme ve federasyon sevdalıları sözde çözüm sürecinin ne anlama geldiğinin farkındalar.
Bundan dolayı verdikleri mesajlarla sözde çözüm sürecinin Türkiye’yi sürüklediği noktayı açık ediyorlar.
Kimseden de çekindikleri yok. Çünkü sürecin geri dönüşünün olmayacağının adeta garantisini almış gibiler.
Sözde çözüm süreci, AB’nin yıllar önce telaffuz ettiği 36 etnik kimliğin her birisinin özerklik isteyeceği, bölünmenin kaçınılmaz olduğu bir noktaya doğru Türkiye’yi sürüklemektedir.
Bölücüler niyetlerini açık etmek için daha ne desinler?
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023