Hep geceyi mi bekleyeceğim yazmak için...
Gökte ayın kendini bütün güzelliğiyle sergilediği geceyi...
Gündüz bütün hırçınlığıyla kendini savuran dalgaların sükuna kavuştuğu, kıyıya bir yaylı tambur taksimi lirikliğiyle aktığı geceyi...
Meltem meltem esen rüzgarın şiirine nakarat yazan ağaç yapraklarının fısıldaştığı geceyi...
Aşkın ummanında yüzen, yüzdükçe konuşan, yüzdükçe yazan, yüzdükçe yok olan ve yok oldukça var olan Endülüslü aşk adamının kitabını okurken; "Huzurda olduğum bir anda, benden yön duygusu kaldırıldı; ön-arka, sağ-sol farkı yok oldu benim için. Artık her yeri görür oldum" ifşaatını okumanın sarhoşluğunu yaşadığım geceyi...
İstanbul'un yaşadığı, İstanbul'un yaşandığı Eyüp'te, O Güzeller Güzeli İnsan'ın komşuluğunu yapan, O Güzeller Güzeli İnsan 'gidin' dedi diye, 'müjdeledi' diye kilometreleri çocuk heyecanıyla geride bırakarak müjdeye koşan Eyyub'u bağrında bir mücevheri saklar gibi saklayan Eyüp'te... Evet o Eyüp'te, gönül adamlarıyla devran dönmenin huzurunu yaşadığım geceyi...
Ve zamanın yükünü sırtlanmış, çilesine bezenmiş, bütün hücreleriyle Hiç ve bütün hücreleriyle Apaçık, her bir nefesinin hesabını bilen, bildiği için az gülen çok ağlayan, o yüzden gözleri okyanuslar kadar derin ve bir nazarla Beka alemlerini gösteren O Erişilmez İnsan'ı hatırladığım, andığım geceyi...
Evet o geceyi mi bekleyeceğim hep yazmak için...
Ama değmez mi? Bütün bunlara değmez mi Allah aşkına? Varsın olsun, nutkum tutulsun, kalemimin mürekkebi kurusun, lâl olsun kalemim; hiçbir şey yazamasın. Yeter ki o gece gelsin.
Gelsin bütün ihtişamıyla, bütün ilhamıyla; yazdırsın kendini; denizler mürekkep olsun, ağaçlar kalem... Dalgalar en güzel taksimi geçerken gece mehtabında, yapraklar o güzel nağmeleri fısıldasın. Yeter ki o gece gelsin...
Bu hasreti çekmeye değmez mi Allah aşkına? Kavurucu çöl sıcağında; bir yudum suyun hayalinin bile ummanlara eş görüldüğü kavurucu çöl sıcağında çatlayan dudakların, gerilen vücutların, fokurdayan beyinlerin, buğulu gören gözlerin, konuşamayan dudakların, tutmayan ellerin suya duyduğu hasretten daha çetin olan bu hasreti çekmeye değmez mi?
Varsın kavursun, varsın savursun, bildik yollarda yolları şaşırtsın, varsın elleri tutmaz gözleri görmez yapsın, varsın bütün bilinenleri unuttursun... Yeter ki o gece gelsin.
Gelsin bütün gizemiyle, çepeçevre sarmalasın beni; ihata etsin. Bana Hiçliği tattırsın; varlıktan soyunup yok olmayı, yok olup kayboldukça apaçıklaşmayı yaşatsın... Yeter ki o gece gelsin.
***
"Bazan bir an kadar yakındır bütün bunlara insanoğlu, bazan yüzyıllar kadar uzak" dedi, zamanın çilesini sırtlanan insan.
"Bana da o an nasip olur mu" dedim.
"Tabii" dedi.
"Nasıl" dedim.
Elini uzattı, "Çok soru sorma, tutun" dedi.
"Ne kadar zor" dedim.
Sustu...
Gökte ayın kendini bütün güzelliğiyle sergilediği geceyi...
Gündüz bütün hırçınlığıyla kendini savuran dalgaların sükuna kavuştuğu, kıyıya bir yaylı tambur taksimi lirikliğiyle aktığı geceyi...
Meltem meltem esen rüzgarın şiirine nakarat yazan ağaç yapraklarının fısıldaştığı geceyi...
Aşkın ummanında yüzen, yüzdükçe konuşan, yüzdükçe yazan, yüzdükçe yok olan ve yok oldukça var olan Endülüslü aşk adamının kitabını okurken; "Huzurda olduğum bir anda, benden yön duygusu kaldırıldı; ön-arka, sağ-sol farkı yok oldu benim için. Artık her yeri görür oldum" ifşaatını okumanın sarhoşluğunu yaşadığım geceyi...
İstanbul'un yaşadığı, İstanbul'un yaşandığı Eyüp'te, O Güzeller Güzeli İnsan'ın komşuluğunu yapan, O Güzeller Güzeli İnsan 'gidin' dedi diye, 'müjdeledi' diye kilometreleri çocuk heyecanıyla geride bırakarak müjdeye koşan Eyyub'u bağrında bir mücevheri saklar gibi saklayan Eyüp'te... Evet o Eyüp'te, gönül adamlarıyla devran dönmenin huzurunu yaşadığım geceyi...
Ve zamanın yükünü sırtlanmış, çilesine bezenmiş, bütün hücreleriyle Hiç ve bütün hücreleriyle Apaçık, her bir nefesinin hesabını bilen, bildiği için az gülen çok ağlayan, o yüzden gözleri okyanuslar kadar derin ve bir nazarla Beka alemlerini gösteren O Erişilmez İnsan'ı hatırladığım, andığım geceyi...
Evet o geceyi mi bekleyeceğim hep yazmak için...
Ama değmez mi? Bütün bunlara değmez mi Allah aşkına? Varsın olsun, nutkum tutulsun, kalemimin mürekkebi kurusun, lâl olsun kalemim; hiçbir şey yazamasın. Yeter ki o gece gelsin.
Gelsin bütün ihtişamıyla, bütün ilhamıyla; yazdırsın kendini; denizler mürekkep olsun, ağaçlar kalem... Dalgalar en güzel taksimi geçerken gece mehtabında, yapraklar o güzel nağmeleri fısıldasın. Yeter ki o gece gelsin...
Bu hasreti çekmeye değmez mi Allah aşkına? Kavurucu çöl sıcağında; bir yudum suyun hayalinin bile ummanlara eş görüldüğü kavurucu çöl sıcağında çatlayan dudakların, gerilen vücutların, fokurdayan beyinlerin, buğulu gören gözlerin, konuşamayan dudakların, tutmayan ellerin suya duyduğu hasretten daha çetin olan bu hasreti çekmeye değmez mi?
Varsın kavursun, varsın savursun, bildik yollarda yolları şaşırtsın, varsın elleri tutmaz gözleri görmez yapsın, varsın bütün bilinenleri unuttursun... Yeter ki o gece gelsin.
Gelsin bütün gizemiyle, çepeçevre sarmalasın beni; ihata etsin. Bana Hiçliği tattırsın; varlıktan soyunup yok olmayı, yok olup kayboldukça apaçıklaşmayı yaşatsın... Yeter ki o gece gelsin.
***
"Bazan bir an kadar yakındır bütün bunlara insanoğlu, bazan yüzyıllar kadar uzak" dedi, zamanın çilesini sırtlanan insan.
"Bana da o an nasip olur mu" dedim.
"Tabii" dedi.
"Nasıl" dedim.
Elini uzattı, "Çok soru sorma, tutun" dedi.
"Ne kadar zor" dedim.
Sustu...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Okan Egesel / diğer yazıları
- Hz. İnsan’a… / 20.04.2020
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018