Faiz, Döviz ve Borsa Bermuda ekonomi üçgeninden, milletimizin işsizine iş, açına aş, evi olmayana ev çıkmaz. Bu sistem içerisinde kalarak, borcu olan borcunu ödeyemez.
En temel ihtiyaçlarını karşılamak için borçlanan Türk milleti, ilerisi için hiçbir umut taşımıyor.
Hayal kurmak mı? Onunla hiç tanışmamış ki? Günü kurtarmanın telaşı içerisinde, çaresizlikle boğuşuyor.
Mevcut yürürlükte olan sistem iflas etmiştir, duvara dayanmıştır, daha ileri gitmiyor. Artık bunu anlamamız lazım.
Bir örnekle meramımı anlatmaya çalışayım.
Siz faizi düşürürseniz sıcak para daha kârlı bulduğu dövize ve borsaya kaçar. Tersini yaparsanız, faizi artırırsanız bu sefer sıcak para dövizden ve borsadan bankaya yönelir.
Bu denklemin parametreleri arasında, reel ekonomiye gidecek, istihdam yaratacak paraya yer yoktur.
Ekonomik kalkınmayı, yabancı yatırımcının getireceği sıcak paraya bağlarsanız çok beklersiniz.
Yabancı yatırımcının bu koşullarda ilk tercihini, pozisyona göre faiz, döviz, borsada oynamaktan yana kullanacaktır.
Yabancı yatırımcı ayrıca yatırımını planlayacağı ülkenin siyasi istikrarına bakar. O da yetmez bir koyup on alacağı kârlı alanlara yatırım yapmak ister.
Daha iyi anlamanız için yabancıların özelleştirmeyle satın aldığı şirketlere bakalım. O zaman daha iyi anlamış oluruz.
Yabancıya bel bağlamak da nihai çözüm değildir.
Çözümü konuşmadan önce anlamakta zorluk çektiğim bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ülke nüfusunun %5 ile %10'unun bankadaki veya döviz ve borsadaki parasının hareketine bakarak %90-%95 nüfusun ekonomik kaderini nasıl belirleyebilirsiniz? Böyle bir şey olabilir mi?
Bu denklem, gelir dağılımındaki adaletin sağlanmasına, asgari ücreti yoksulluk sınırının üzerine taşınmasına imkân vermez.
İstihdama yönelmenin en kârsız olduğu bu sistemde ısrar etmenin bir manası yoktur.
Onun için mevcut sistemden kurtulmak lazım. Bu gemiyi terk etmek lazım. Dalgalardan etkilenmeyecek şekilde inşa edilen, ekonomik tam bağımsızlığımızı bize kazandıracak, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli gemisine binmek zamanı, ülkemiz için zamanı gelmiştir. Hatta geçmek üzeredir. Elimizi çabuk tutmalıyız zira önümüz kış ve çok fırtınalı geçeceğe benziyor.
Milli Ekonomi Modeli; borçlanmadan ekonomik büyümenin nasıl olabileceğinin matematiğini ortaya koyan, üreticiyi maliyetsiz finans desteği ile destekleyen, asgari ücreti yoksulluk sınırının üstüne taşıyabilecek kaynağı içinde barındıran, sosyal devlet projeleriyle gelir dağılımındaki adaleti sağlayan, tüketimin kaynak olduğundan hareketle bireyin ekonomik bağımsızlığını sağlayan ve milli paranın hâkim olduğu her alandan dövizi temizleyen sistemin adıdır.
Buna başta Rusya ve Çin birer örnektir. Bu devletler "Milli Para" ile ekonomik işgalden kurtulmuşlardır.
Biz bu işi biliyoruz. Biz Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezgahından geçtik.
Biz, Genel Başkanımız Hüseyin Baş'la ülkemizin ekonomik tüm sorunlarını çözmeye varız.
Biz Türkiye'de siyaset yapmak için icazeti dışarılarda arayanlardan değiliz. Biz yetkiyi kendi milletimizden, Ayşe teyzemizden, Mehmet amcamızdan istiyoruz.
Biz, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'la Mili Ekonomi Modeli'ni uygulamaya varız. Hiçbir makul, mantıklı mazeretin arkasına sığınmadan, ülkemizin birikmiş tüm sorunlarını çözeceğimize söz veriyoruz.
Siz, millet olarak bize yetki vermeye, önümüzü açmaya var mısınız?
Siz varsanız, biz BTP olarak Genel Başkanımız Hüseyin Baş'la dünden göreve hazırız.
- Hamaset mi, çözüm mü? / 16.11.2023
- Asıl hedef Türkiye! / 06.11.2023
- Sahi siz kimsiniz, Sayın Önkibar? / 08.05.2023
- Yeni Mesaj’la çeyrek asır / 01.12.2022
- İslam’ı yaşamak, Ehl-i Beyt’i anlamaktan geçer / 04.08.2022
- Gadir-i Hum bayramını anlamak / 18.07.2022
- Bermuda ekonomi üçgeninden kurtulmanın yolu / 02.12.2021
- Böyle bir şey olabilir mi, biz neyi tartışıyoruz? / 01.12.2021
- Sizin hakkınız ve haddiniz değil! / 10.10.2021