Milletimiz 2002 yılında AKP'yi tercih etti. Ta başında bu tercihin yanlış olduğunu söylemiştik. Hatta yanlışı söylemekle yetinmemiş, doğru reçeteyi milletimize arz etmiştik. Ne hazindir ki milletimiz itibar etmedi. Milletimiz Tayyip Erdoğan'ın bir şey yapacağını sanmıştı. Ne yazık ki AKP IMF ile anlaşmıştı. Aynı zamanda Kemal Derviş'in reçetesine sarılmıştı. Ve de Erdoğan'ın başka bir çözüm önerisi yoktu. Hâlâ da yok. Milletimiz kendini, kendi eliyle çukura düşürdü. Milletimiz AKP'yi tercih ederken ekonomide hangi reçeteyi uygulayacağını sorgulamamıştı. AKP vahşi kapitalist modeli uyguladı, uyguluyor. "Kimse çıkıp da biz kapitalizme mahkûm muyuz? Başka bir çözüm yok mu?" demiyor. Dindar (!) cumhurbaşkanı ve dindar (!) başbakanın kapitalizmden başka bir şey bilmediğini anladık. Arkasındaki dindar (!) akademik kadronun da kapitalizmden başka bir şey bilmediği ortaya çıktı. Yalnız, bir bilge insan var. Onda her şey var. Onu tanıyorsunuz. Onu dinlemedik de, kâr mı ettik? Hayır, bin kere hayır. Her alanda zarar ettik. Geçen 10.5 yılın bir durum muhasebesini yapalım mı? O gün, bizler Erdoğan hükümetine 221 milyar dolar borcu ve rafları mal dolu bir dükkân teslim ettik. Bugün, yüzde 100'ü bize ait sayısı 1000'in üstünde varlığımızı satarak ecnebiyi mülk sahibi etmiştir. Borcumuz 800 milyar doları geçmiştir. Bu çökertilmiş ekonomiyi başarı olarak göstermek süper maharet gerektirir. Yüzlerce yalancı ekonomist kiralayıp medyaya süreceksin. Yama üzerine yama yamayacaksın. Efendim IMF'ye borç ödenmişmiş. Şaha kalkmışmışız. Uçuyormuşuz. Bu yalanlara insanın kahkaha atası geliyor. Toplam borç gizlenmektedir. "Borcu uzun vadeye yaydık" itiraf değil midir? "Onlar borcu döndüremiyordu, biz döndürüyoruz" itiraf değil midir? 2013 bütçesinde yazılı "53 milyar faiz gideri" ifadesi itiraf değil midir? Varlıklarımız elden çıkıyor, borçlarımız artıyor çare aranmıyor aksine durum güzelleştiriliyor ise boş laflarla oyalanıp uçuruma sürülüyorsak ki durum bu, ihanetle yüz yüzeyiz. En azından eskiye dönebilmemiz için borcumuzu 221 milyar dolar altına indirmemiz lazımdır. Hem de satılan binlerce varlıklarımızı geri almamız lazım. Toplam borcumuzun sıfırlanması ve dahi cebimizde kendi paramızın olması ve de binlerce yeni varlık şirketlerimizin (altın, petrol, bor, otomotiv vesaire) oluşturulması şarttır. Bütün bunları yapacak delikanlı kadroya ne kadar ihtiyacımız var. Şükür ki var ve onlarla beraberim.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020