Biyokaçakçılık nelere mâl oluyor!
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Vedat Beşkardeş, "Son 100 yılda yok edilen tür sayısı, doğada şu ana kadar doğal yollardan yok olan tür sayısından bin kat daha fazla" diye konuştu
12.02.2016 00:00:00
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Vedat Beşkardeş, biyokaçakçılığın nesli tehlike altındaki türlerin yok olmasına neden olabildiğini belirterek, son 100 yılda yok edilen tür sayısının, doğada şu ana kadar doğal yollardan yok olan tür sayısından bin kat daha fazla olduğunu bildirdi.
Beşkardeş, "doğadan bitki, böcek ve hayvanların izinsiz olarak toplanması ve yurt dışına çıkarılması" olarak tanımlanan biyokaçakçılığın doğaya ve ekosisteme etkilerini değerlendirdi.
Şehirlerin ve sanayinin büyüyerek doğal alanları ve ormanları tahrip etmesi sonucu birçok türün yok olma riskiyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Beşkardeş, canlıların çeşitli amaçlarla doğadan toplanması ve yurt dışına izinsiz götürülmesinin de biyolojik çeşitliliğe olumsuz etkilerinin bulunabileceğini, hatta nadir, endemik bitki ve hayvan türlerinin neslini tehlikeye atabileceğini kaydetti.
Vedat Beşkardeş, biyokaçakçılığın doğaya etkisini şöyle açıkladı:
"Biyokaçakçılık bazı nesli tehlike altında olan türlerin yok olmasına neden olabilir. Özellikle farkında olmadan yok edeceğimiz bir tür belki şu anda çözümünü bulamadığımız birçok hastalığa karşı önümüzdeki yıllarda umut kaynağı olabilir. Maalesef bunun farkında değiliz. Bu insanlar açısından baktığımız taraf. Ekosistem açısından baktığımızda ise ciddi tahribat yapıyoruz. Son 100 yılda yok edilen tür sayısı doğada şu ana kadar doğal yollardan yok olan tür sayısından bin kat daha fazla."
En fazla böcek ve kelebek türleri kaçırılıyor
Yrd. Doç. Dr. Vedat Beşkardeş, biyokaçakçılığa en çok maruz kalan canlı türlerini "böcek ve kelebek", "bitkiler", "kuşlar", "sürüngenler", "kurbağalar" ve "yumuşakçalar" şeklinde sıralayarak, tıbbi alanlarda kullanılan omurgasız hayvanlardan sülük, salyangozlar ve akreplerin en fazla kaçırılan türler arasında yer aldığına değindi.
Kuşlarda kaçakçılık olaylarına en faz şahin, doğan gibi yırtıcı türlerde rastlandığını belirten Beşkardeş, kaçırmanın söz konusu olmadığı memeli türlerin tıbbi deneyler amacıyla kan alma gibi durumlara maruz kalabildiğine işaret etti.
Beşkardeş, yakın dönemde gündeme gelen gergedan böceği konusunu hatırlatarak, "Çok para ediyor diye toplanmaya başlamıştı. Bu da bir biyokaçakçılık örneğidir. Hiç ortada yokken birden basının gündemine geldi ve toplanmaya başlandı. Para olarak hiçbir değeri yoktu, satılabilecek bir şey değildi" ifadelerini kullandı.
Beşkardeş, "doğadan bitki, böcek ve hayvanların izinsiz olarak toplanması ve yurt dışına çıkarılması" olarak tanımlanan biyokaçakçılığın doğaya ve ekosisteme etkilerini değerlendirdi.
Şehirlerin ve sanayinin büyüyerek doğal alanları ve ormanları tahrip etmesi sonucu birçok türün yok olma riskiyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Beşkardeş, canlıların çeşitli amaçlarla doğadan toplanması ve yurt dışına izinsiz götürülmesinin de biyolojik çeşitliliğe olumsuz etkilerinin bulunabileceğini, hatta nadir, endemik bitki ve hayvan türlerinin neslini tehlikeye atabileceğini kaydetti.
Vedat Beşkardeş, biyokaçakçılığın doğaya etkisini şöyle açıkladı:
"Biyokaçakçılık bazı nesli tehlike altında olan türlerin yok olmasına neden olabilir. Özellikle farkında olmadan yok edeceğimiz bir tür belki şu anda çözümünü bulamadığımız birçok hastalığa karşı önümüzdeki yıllarda umut kaynağı olabilir. Maalesef bunun farkında değiliz. Bu insanlar açısından baktığımız taraf. Ekosistem açısından baktığımızda ise ciddi tahribat yapıyoruz. Son 100 yılda yok edilen tür sayısı doğada şu ana kadar doğal yollardan yok olan tür sayısından bin kat daha fazla."
En fazla böcek ve kelebek türleri kaçırılıyor
Yrd. Doç. Dr. Vedat Beşkardeş, biyokaçakçılığa en çok maruz kalan canlı türlerini "böcek ve kelebek", "bitkiler", "kuşlar", "sürüngenler", "kurbağalar" ve "yumuşakçalar" şeklinde sıralayarak, tıbbi alanlarda kullanılan omurgasız hayvanlardan sülük, salyangozlar ve akreplerin en fazla kaçırılan türler arasında yer aldığına değindi.
Kuşlarda kaçakçılık olaylarına en faz şahin, doğan gibi yırtıcı türlerde rastlandığını belirten Beşkardeş, kaçırmanın söz konusu olmadığı memeli türlerin tıbbi deneyler amacıyla kan alma gibi durumlara maruz kalabildiğine işaret etti.
Beşkardeş, yakın dönemde gündeme gelen gergedan böceği konusunu hatırlatarak, "Çok para ediyor diye toplanmaya başlamıştı. Bu da bir biyokaçakçılık örneğidir. Hiç ortada yokken birden basının gündemine geldi ve toplanmaya başlandı. Para olarak hiçbir değeri yoktu, satılabilecek bir şey değildi" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.