Bir ülke için, bir millet için en acı şey bölünme olsa gerek. Hele hele bu millet aynı canı, aynı kanı taşıyorsa bu acı daha da şiddetlidir. İstiklal mücadelesini omuz omuza vermiş, itikadı aynı, kıblesi aynı, kültürü, medeniyeti aynı.. bir olan bu millet neden birbirinden ayrılmak ister? Daha doğrusu bu halkın isteğimidir? Asla.Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in hep kullandığı bir atasözümüz var; Orman çakalsız olmaz. Evet, bu çakallar hep vardı. Hz. Adem (a.s) döneminde de vardı. Peygamberimiz (sav) döneminde de vardı. Düşünsenize Peygamberimizin şanlı ordusu Uhud'a hareket etmiş, kendinden sayıca kat ve kat fazla düşmanla mücadeleye gidiyor. Yolda bu çakalların etkisiyle ordunun yüzde otuzu geri dönüyor. O dönemde onların adına 'münafık' deniyordu. Şimdi ise demokrasi havarisi, insan hakları savunucusu, diyalogcu, ılımlı İslamcı vs. deniyor. Ama mantıkları hep aynı. Bizden görünüp, bizi arkadan vurmak. Küfürle işbirliği yapmak.Aynı senaryoyu milli mücadele yıllarında da yaşadı bu millet. Bir ve bütünlük içerisinde, iman aşkıyla o zaman kapımıza dayanan Haçlı zihniyetini mağlup etmiş, Cumhuriyetimizi kurmuştuk. Dışarıda ki düşman belliydi. İngiliz'i, Yunanlı'sı, Fransız'ı, italyan'ı vs. birde onların içimizdeki çakalları vardı. Bu çakallar seninle namaz kılar, senden iyi kuran okur, ahkam keser, senden daha çok vatan der, millet der. Kalbindeki kini, elindeki zehirli hançeri böylece kamufle eder ve an gelir en savunmasız anında böğrüne saplar. İşte bu çakalları iyi bilen Mustafa Kemal, birinci T.B.M.M.nin gizli birleşiminde bakın nasıl bir tarihi uyarıda bulunuyor;"Efendiler, mevcudiyetimizi muhafaza için, geleceğimizi, bağımsızlığımızı temin için, mevcut olan düşmanların emellerini yakından biliyoruz ve düşmanların bu emellerini elde etmek için tatbik edecekleri kuvvetleri de biliyoruz. Fakat düşmanlarımız, kendi ihtiraslarını, bizim imhamızla temin etmek için, sahip oldukları kuvvetlerden hiçbirini kullanmıyorlar. Aksine, gayelerine erişebilmeleri için en kuvvetli keşfettikleri vasıta, yine bizi birbirimize çarptırmaktan ibaret olmuştur. Ne yazık ki, İstanbul ortamında düşmanlarımıza, düşmanlarımızdan daha çok hizmet edenler, maksatlarını kolaylaştıranlar bulunuyor. İşte, asıl onların yardımı ile yazık ki, vatanımızın bazı noktalarında, milletin bütünlüğünü, dayanışmasını harice karşı yokmuş gibi gösterecek ve memleketimiz içerisinde asayişsizliğe işaret edecek durum vardır. Mesela hepimizce bilinen Anzavur vaziyetini hatırlayabilirsiniz. Anzavur, çok zamandan beri İngilizlerin parasıyla, silahıyla, teşvikiyle ve şüphesiz, İstanbul'da mahiyet ve ahlâklarını göstermeye çalıştığım kimselerle beraber faaliyet gösteriyordu." M.Kemal 1920 (G.C.Z., cilt: I, s.7)Cumhuriyet kurulduktan ve çok partili hayata geçtikten sonra bir çok hükümetler, bir çok başbakanlar geldi, geçti. Kimi dönemlerde komünizm tehlike olarak milletin önüne kondu. Kimi zaman İran tehlike olarak önümüze kondu. Kimi zaman enflasyon, pahalılık, yoksulluk vs. ama hiçbir zaman ülkenin bütünlüğü tartışılma konusu olmadı. Bölünme gündem edilmedi. Ta ki AKP iktidar oluncaya kadar.AKP'ye ve onun başı Tayyip Bey'e baktığınızda, hiçbir başbakanı beğenmediğini, geçmiş hükümetlerin ülke için hiçbir şey yapmadıklarını, sanki tarihin kendileriyle başladığını anlatıp durduklarını görürsünüz. Ne yaptınız, diye sorsanız; 92 de açılan üniversiteyi açtık, derler. Ecevit'in kanal projesini "çılgın proje" diye yutturmaya kalkarlar. Kör olanlara bile ekmek verdiklerinden gururlanırlar vs. hiçbiri önemli değil. Bu ülkede bölünme konuşuluyorsa, devletin geleceği tehlikede ise sen ne yaparsan yap, bana yaranamazsın. Artı, Türk milletinin çok iyi bilmesi gerek ki, Tayyip Bey Cumhuriyet tarihinin bir ilkini bu millete yaşatıyor. Bölünme konuşuluyor, ayrılık senaryoları yazılıyor, devlete, millete, askere kastediliyor. Bu çakalların önünü Tayyip Bey ve hükümeti açmıştır. Bu çakalları 'açılım' adı altında hükümet himayesine almış, muhatap kabul etmiştir. Bu çakalları Tayyip Bey cesaretlendirmiştir. Bu kaderin sorumlusu Tayyip Bey ve hükümetidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Adalet yoksa yolsuzluk vardır / 17.09.2025
- Osmanlı’da vergiyi tabana yaymıştı / 15.09.2025
- Türklerle dost ol ama düşman olma / 14.09.2025
- Misyonerlerin hedefi Atatürk / 13.09.2025
- AKP 14 yıl önce verip tutmadığı sözleri ileri bir tarihe güncelledi / 12.09.2025
- Kolombiya’nın, İspanya’nın yaptığını AKP yapamadı / 11.09.2025
- Yaşanılanlar tesadüf değil / 10.09.2025
- Bebek katili: ‘Suriye ve Rojava kırmızıçizgimdir’ / 08.09.2025
- Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu? / 07.09.2025
- Vahşet adasındaki kilisede ayin var / 06.09.2025
- Osmanlı’da vergiyi tabana yaymıştı / 15.09.2025
- Türklerle dost ol ama düşman olma / 14.09.2025
- Misyonerlerin hedefi Atatürk / 13.09.2025
- AKP 14 yıl önce verip tutmadığı sözleri ileri bir tarihe güncelledi / 12.09.2025
- Kolombiya’nın, İspanya’nın yaptığını AKP yapamadı / 11.09.2025
- Yaşanılanlar tesadüf değil / 10.09.2025
- Bebek katili: ‘Suriye ve Rojava kırmızıçizgimdir’ / 08.09.2025
- Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu? / 07.09.2025
- Vahşet adasındaki kilisede ayin var / 06.09.2025