Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), lideriyle ve tüm teşkilatlarıyla 6 Şubat'ta gerçekleşen depremlerin ilk anlarından itibaren tam seferberlik ilan ederek teyakkuz halinde depremzedelerin yaralarını sarmaya devam ediyor.
Kendilerini bu fedakârca gayretlerinden dolayı tebrik ve teşekkür ediyoruz.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, depremden sonra bölgeye bir ziyaret gerçekleştirmiş ve ikinci depremin merkez üssü olan Elbistan'a gitmişti.
Hatta Elbistan'da binaları yıkılan ve vefat eden BTP Kahramanmaraş İl Teşkilat Başkanı Ahmet Çokbekler ve ailesinin enkazdan çıkarılışına tanıklık etmiş ve ömürleri bu ülke ve bu millete hizmetle geçmiş olan bu güzel ailenin cenaze merasimine bizzat katılmıştı.
BTP, tüm Türkiye'de deprem bölgesi için çalışarak, bölgeye yiyecek, giyecek, çadır ve konteynerler gönderdi. Depremin ilk anlarından itibaren kurulan yemek çadırlarında bugüne kadar hiç aksatmadan depremzedelere ve arama kurtarma ekiplerine yemek ve su ikram etti.
Hiçbir devlet yardımı almayan bir siyasi partinin, bir devlet gibi sunduğu bu kesintisiz ve mükemmel hizmet, herkes tarafından da takdir edildi. Hatta sosyal medya paylaşımlarında birçok vatandaş, gittikleri her il ve ilçede BTP'nin yemek çadırlarını gördüklerini ifade ettiler.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, önceki gün deprem bölgesine yeniden ziyarete gitti. Önce Osmaniye'ye ardından da depremin en fazla yıkım oluşturduğu Hatay'a geçen BTP lideri Baş, buralarda depremzedelerin sorunlarını dinledi, onların sesi ve nefesi olmaya çalıştı.
BTP lideri, bölgede yaptığı açıklamalarda şu hususların altını çizdi:
* Hükümet sınıfta kalmıştır: "Hiç devlet nerede demeyin, bu afeti devlet yönetmiştir ama o devlet bu millettir. Sivil inisiyatif bu afeti yönetmiştir, hükümet sınıfta kalmıştır. Vatandaşımız, milletimiz kendi imkanları ile kendi birlikteliğiyle çok müthiş işler, çok doğru işler yaptı."
* Milletin kudreti: "Bu felaketin üstesinden gelen bir kudret varsa o milletin kendi kudretidir."
* Deprem bir doğa olayı: "İnşallah depremin bir doğa olayı olarak kalmasını sağlayacak yapılaşmayı, zihniyeti ve yardım hızını organize edebiliriz, bunu başarırız diye umut ediyoruz."
* Hatay vurgusu: "Üzerinde şu anda oturduğumuz topraklar başta Atatürk'ün bize emaneti, bizim kardeşlerimizin yaşadığı yerler. Buraya sahip çıkacağız, dünden daha güzel bir yer haline getireceğiz, yaralarımızı saracağız."
* Hükümet bunun faturasını ödeyecek: "Bu hükümet bu yaşananların faturasını gün gelecek ödeyecek. Niye ödeyecek? Bunu ben bir tehdit anlamında söylemiyorum. Burada insanımız anlatıyor, böyle bir şey olabilir mi? Biz Maraş'a gittiğimizde de gördük; bir tane portatif tuvalet getirmek çok mu zor, konteyner getirmek çok mu zor, günlerce çadır gitmedi. Maraş'ın köylerinden altıncı, yedinci gün insanlar bizden çadır istedi."
* Her şey var, organizasyon yok: "Şöyle bir şeyle övünülebilir mi; deprem olmuş 10'uncu gün enkazdan insan çıkarılıyor. Bununla övünmek nasıl bir duygu? 10 gün olmuş, enkazın altında bırakmışsın. Bu ülkede iş makinası mı yok, bu ülkede insan gücü mü yok, asker mi yok, polis mi yok, bekçi mi yok, kamu personeli mi yok? Bu ülkede ne eksik? Bu ülkede her şey var, her şey tamam ama bu ülkede bir organizasyon eksikliği var."
Evet, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın yaptığı bu tespitler çok çok önemli…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde 100 kadın Taksim Meydanı'nda eylem yapmasın diye 5 bin polisi sabahın erken saatlerinden itibaren alarma geçirenler, 6 Şubat'ta depremin ilk saatlerinde bu organizasyonu niye yapamadılar?
Depremden 2-3 gün sonrasında bile binlerce enkazın başına hiçbir görevlinin gelmediğini, bölgedeki birçok depremzede ifade ediyor. Halbuki bir depremde en önemli anların ilk 24 saat olduğu herkesçe biliniyor.
Sayın Baş'ın ifade ettiği gibi, hükümet, hızlı ve iyi bir organizasyonla devletin tüm birimlerini askeriyle, polisiyle, bekçisiyle, zabıtasıyla, ülkedeki tüm kepçelerle, vinçlerle bu ilk 24 saate odaklanabilir ve on binlerce vatandaşımızı enkazdan sağ olarak kurtarabilirdi. Gerçi, olacağı kesin olan depremlerden önce önlem almayanlar, buna göre yapılaşmaya gitmeyenler, imar aflarıyla yangına körükle gidenler, depremden sonra hazırlıklı olabilir miydi, bu da başka bir soru?
1999 depremlerinden kısa bir süre sonra ülkemizde hükümet değişti, görünen o ki, bu son yaşanan depremlerden sonra da bir iktidar değişikliği kesin gibi görünüyor.
Bundan sonraki süreçte, hükümetler, siyasiler depremlerin enkazları altında kalmak istemiyorlarsa, bugünden kolları sıvamalı ve depremlere her türlü hazırlık yapılarak riskler minimuma indirilmeli, Sayın Baş'ın ifade ettiği gibi alınan tedbirlerle deprem bir afete dönüşmeden sadece bir doğa olayı olarak kalmalı.
- Açılım, yeni anayasa derken, firmalarımızı kaybediyoruz / 23.07.2025
- İmtiyaz imtiyazı doğurur, imtiyaz bölünmeyi getirir / 22.07.2025
- Şara yönetimine hamilik Türkiye’nin çıkarına değil / 18.07.2025
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025