Bir sabah uyandık ki ekranlarda, "bakan gece yarısı görevden alındı" haberi. Allah! Allah!
Gündem sağlık, gündem geçim derdi yani ekonomi, gündem sosyal güvenlik. Sağlık Bakanı mı görevden alındı? Hayır. İçişleri Bakanı mı görevden alındı? Hayır. Maliye ve Çalışma Bakanları mı görevden alındı? Hayır. Ya kim görevden alınmış? Ulaştırma Bakanı.
Ne alaka? Yandaş yazarlar da alaka kuramadıkları için "sürpriz oldu" dediler. Abdurrahman Dilipak sosyal medya hesabından, "Sürpriz oldu. Ulaştırma Bakanı görevden alınmış. Sahi o bakan niçin gelmişti, ne oldu da alındı. Değişiklik beklenen diğer bakanlar niye yerinde. Giden kimdi, gelen kim! Gelenden beklenen ne? Ben bir şey anlamadım. Sürpriz oldu" diye yazdı.
Sabah'tan Mehmet Barlas ise köşesinde; "İş yerleri kapanırken, insanlara evde oturmaları önerilirken ve şehirlerarası yolculuklar bile kısıtlanırken ve ayrıca işletmelerin ekonomik darboğazları aşmaları için 100 milyarlık bir fon ön tedbir olarak tahsis edilirken, Kanal İstanbul için ihale açmak en azından gündemin farkında olmamak anlamına gelmiyor muydu?" diye hayretini dile getirdi.
Sahi Ulaştırma Bakanı bir gece ansızın neden görevden alındı?
Üç şık konuşuluyor…
Birincisi: Bugünlerde yapılması planlanan Kanal İstanbul ihalesine karşı çıkması. İkincisi: Saray'ın izni ve bilgisi olmadan Kanal ihalesi yapması.
Üçüncüsü: İhalenin istenilmeyen firma veya firmalara verilmesi.
Hangisidir bilmem ama CHP'li Özgür Özel'in sosyal medyadan yaptığı yorum dikkat çekiciydi:
"Arkadaşlar; Bu memlekette, bu mevcut düzende Kanal İstanbul İhalesi'ni ertelemedi diye gece 02.00'de bakan görevden almazlar. Büyük ihtimalle ihaleyi alan firmada bir yanlışlık (!) olmuştur. Bu düzende bunun cezasını sabaha bırakmazlar."
Tabi yorumu yapan CHP'li olunca anında reddiyeler dizildi. Ama daha ağır bir yorumu eski AKP vekili yaptı.
Eski AKP milletvekili Mehmet Ocaktan, Karar gazetesindeki yazısında aynen şöyle diyordu:
"Ama biz sanki memlekette her şey güllük gülistanlıkmış gibi, milletin büyük bir bölümünün karşı çıktığı Kanal İstanbul projesini millete rağmen sürdürmeye devam ediyoruz.
Her ne kadar şu günlerde Ulaştırma Bakanının bu ihale yüzünden görevden alındığı şeklindeki bilgiler dolaşıma sokulmuş olsa da, bunun sıhhatli bir bilgi olduğu kanaatinde değilim.
Zira bu ülkede hiçbir bakanın kendi iradesiyle herhangi bir karar alması da, ihale yapması da mümkün değildir. Aksini söyleyenlerin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini yeniden okumalarında yarar var."
Ben de bir başka pencere açayım. 100 milyar TL'lik bir paket açıklandı. Ertesi gün Katar Emiri ile görüşüldü. İki gün sonra maskeli Kanal ihalesi yapıldı, ihaleyi alan firmalar açıklandı ve gece yarısı Bakan görevden alındı.
Anlamadıysanız Ajda Pekkan'ı dinleyin; Papa, para, para! Varlığı bir dert. Yokluğu yara.
Diğer bir tartışma konusu da yeni atanan Bakan'ın, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güvenine layık olmaya gayret göstereceğim" ifadesiydi.
Aslında tartışılacak bir konu değil. Sağlık Bakanı, Bilim Kurulu ile bir karar alıyor "ama Cumhurbaşkanımız onaylarsa" şerhi düşüyor.
İçişleri Bakanı bir açıklama yapıyor. "Ama Cumhurbaşkanının görüşü alındıktan sonra" diye ek yapıyor.
Dışişleri Bakanı, "bir Cumhurbaşkanına sorayım" diyor.
Milli Savunma Bakanı, "Cumhurbaşkanımız onaylarsa" diyor. Anladınız sanırım!
Sayın Bahçeli ne demişti; "Türkiye yeni hükümet sistemiyle zincirlerini kırmış, gelecek ümitlerini kamçılamıştır. İstikbalin parlak ufukları aralanacak kanaatindeyim."
Görene, köre ne!
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024