Makalemize başlık olarak aldığımız terimi il defa anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sistemi için yapılacak seçim öncesinde Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan duymuştuk.
Başkanlık sistemi tartışmaya açıldığı andan itibaren tavrını ortaya koyan çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, bu sistemin esas adının "Demokratik Krallık" olduğunu dile getirmişti.
10-11-12 Temmuz 2015 tarihlerinde Afyon/Sandıklı'da düzenlenen yaz kampında bu konu enine boyuna tartışıldı. Anayasa hukukçusu Merhum Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu başkanlığında hukukçular sistemin sakıncalarını ortaya koydular. Daha sonra Anayasa değişikliğine neden karşı olunduğunu anlatmak üzere ekipler kuruldu. Başta Merhum Hocamız olmak üzere ülkemizi karış karış gezdik.
Biz gerçekleri anlattıkça gaflette olanlar "yetmez ama evet" demeye başladılar. Belli ki bir merkezden yönetilen bu hareket sayesinde sistem değişti.
16 Nisan 2017 Referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan sistemle beraber Sayın Erdoğan çok büyük yetkilerle donatıldı.
Yeni sistemin uygulamalarıyla partili cumhurbaşkanlığına merhaba denildi. Bugün gelinen noktada Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın haklılığı bir defa daha ortaya çıktı ama bu yanlışın bedelini millet olarak çok ağır ödeyeceğiz gibi görünüyor.
Değerli dostlar, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız Yeni Mesaj Gazetesinde 03.03.2015 tarihli yayımlanan yazısında bakınız bunu nasıl dile getiriyor:
"Başkanlık sistemini isteyen dolayısıyla federatif yapıyı hayal eden Erdoğan'ın demokratik krallığa gittiğinden bahsediyoruz. Sayın Erdoğan siyasete atıldığı günden beri hiçbir vaatte bulunmamış, tam tersine yaptıklarının üstüne yapacaklarını da gizlemeden anlatmıştır.
12 sene içinde icraata geçen adımlar Türkiye'de ciddi depremler yaratsa da yenilenen seçimlerde halk yine kendilerine iktidarı layık görmüştür. Dolayısıyla gelinen noktanın asıl müsebbibi maalesef halkımızdır.
Türkiye'yi kadromuzla beraber karış karış geziyoruz. Ücra köylere kadar ulaşıyoruz. Herkes dert yanıyor, sıkıntısını anlatıyor. Halinden memnun bir Allah kulu yok. Bu geçen seçimde de böyleydi, ondan öncekinde de. Peki, ne oluyor da millet seçimini yine aynı çözümsüzlüğü iktidar etmek için kullanıyor?
Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'de 'çoğu zanna uyar' (Yunus, 36) ve 'çoğu gafildir' (Yunus, 92) buyurmaktadır.
Hakikaten milletin yüzde 50'si denebilecek bir kesim, istikrar bozulmasın zannı üzere hareket etmektedir ve gaflettedir.
Gaflette olmasa tarımı, hayvancılığı bitmiş; sanayisi çökmüş, insanı aç bir hale istikrar demez herhalde?
Yüzde 10,7 resmi işsizlik rakamımız... Vatandaşın 83 milyar TL'si kredi kartı borcu olmak üzere bankalara 357 milyar TL borcu bulunuyor. Hülasa vatandaş borca batmış durumda. 1,1 milyon protestolu senet işleme konulmuş. Tarımsal alanımız 33 milyon dönüm azalmış durumda.
Demokratikleşme bu hükümetin anahtar kelimesi haline gelmiştir. İç politika demokratikleşme adına çözüm süreci ile şekillenirken; Asayişin temini için, terörle pazarlık yapmaya kalkışan, hak adı altında var olan hakları da yok edecek olan yanlış bir politika sergilenmektedir.
Kuvvetler ayrılığı çiğnenmektedir. Cinnet toplumu haline gelen Türkiye'de yaşanan cinayetler kan dondurmaktadır.
Dış siyasetimiz demokrasi getirilecek adıyla işgallere ön verme şeklinde devam ederken; tek dostu ve komşusu kalmayan Türkiye, BM'ye teröre destek veren ülke olarak şikâyet edilmektedir. Haziran seçimleri işte bu vahamet tablosunu halkın ne kadar anladığını gösterecektir.
Kur'an-ı Kerim'de Maide suresinin 103. ayetinde "İnsanların çoğu akıl etmez" buyrulur.
Hakikaten 12 yılda günden güne gerileyen hayat şartlarına, yitirilen ahlaki değerlere, kaybolan kırmızı çizgilere rağmen halen istikrar diyerek 'Güç'ün arkasından gitmek ancak bu ayetle izah edilebilir herhalde." (03.03.2015 /Yeni Mesaj /Türkiye 12 yıldır geriliyor /Prof. Dr. Haydar Baş)
Sistemin zararları bütün ayrıntılarıyla anlatılmasına rağmen yine halkımızın uyanmadığını gördük. Halkımız yanlışta ısrarını hem Haziran seçimlerinde hem de diğerlerinde tekrarlamaya devam etti. Adı konmamış ama uygulamalarıyla Demokratik Krallık olan bu rejimde ısrar edildiği takdirde başımıza gelebilecek belaları tahmin bile etmenin zor olacağı günlere geleceğiz. Bizden uyarması.
- Vakit hakkında -4- / 05.12.2024
- Vakit hakkında -3- / 04.12.2024
- Vakit hakkında -2- / 03.12.2024
- Vakit hakkında -1- / 02.12.2024
- Vatanın mukaddesliği tartışılamaz / 30.11.2024
- Laiklik kavramını istismar edenler -4- / 29.11.2024
- Laiklik kavramını istismar edenler -3- / 28.11.2024
- Laiklik kavramını istismar edenler -2- / 27.11.2024
- Laiklik kavramını istismar edenler -1- / 26.11.2024