Denizli yaya kaldı

Fatih Terim, G. Saray'ın Mercedes'ini ancak 3 yılda rektifiye yapabildi... O yollarda iz bırakan Mercedes'in sadece hassas yerleriyle oynadı, yoksa çok oynaşlık yapsaydı, kendisi gibi Mercedesi de yaya kalırdı!....

1996 yılına dönecek olursak; Fatih hoca ilk yılında takımının iskeletini ve sistemini oturttu... Bu işlevini 2 yıl sürdürdü ancak; 3. yıl başında takımla ve sistemle çok oynaşmaya başladı. Haklıya; 24 futbolcu artık ne yapacaklarını ezbere biliyordu. Kim oynasa, sistem nasıl değişirse değişse farketmiyor; G.Saray "VINNNN" diye rakiplerini sollayıp ortalığı tozu dumana katıyordu.... Sonrası; gel keyfim gel!... Unutulmuş şampiyonluklar ve başarılar!....

Kimse inanmasa da, her zaman yinelediğim olayı tekrar gündeme getirerek: "Mustafa Denizli-Fatih Terim birbirini takipte başarıya başarı katmada, "en büyük benim dedirtmekte de amansız yarış içindedir". Buna "gizli kıskançlık" sözünü de katarak; kendi bildiklerinden şaşmada da at başı giderler"...

Sadede geliyor ve diyorum ki, Fenerbahçe Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Mercedes'i daha cıbıl cıbıl iken orasıyla burasıyla fazla oynamaya başlamıştır. Geniş kadrosuna güvenip, sistemiyle de abukluklar yapıyor olmaktadır...

İyi ki felaket tez başına geldi!...Sevgili Denizli, başarısı daha taze ve birbirlerini henüz yeni tanıyan oyuncularıyla ve de sistemle aşırı oynaşır olmuştur... Bunun neticesi de göstermiştir ki; Fenerbahçe'nin Mercedes'i, şu aşamada fazla oynaşmaya: "Rıza gös-te-re-mez"... Ama Mustafa Denizli işte; halefine caka satacak ya, oynuyor da oynuyor Mercedesi'yle!...

Haa, Mustafa hoca ne zaman oynar Mercedesiyle?... Yolları ezbere bilsin, önüne geleni sollasın; Avrapa'da da efelensin, şampiyonluklar, başarılar alışkanlık yapsın; o zaman istediğin gibi takımla da, sistemle de oyna Denizli... Bak o zaman eleştiri, sırt dönme, dedikodu işitiyor musun?... Ama, "yok" ben böyle süreceğim dersen"... Yaya kalırsın!....